12 Eylül 2025 Cuma, günü birlik Ankara, seyahatim ya da ziyaret olmuştu.
14 Eylül Pazar günü de “Ankara’nın siyasi havası ağır” başlıklı yazımı okurlarla buluşturmuştum. O yazımın son bölümü:
“Cuma Ankara’da aktif görüşmelerim, 09.00’dan, 21.30’a kadar 12 saat 30 dakika sürdü. Bagajım da el çantam da yoktu. Bu nedenle, gidiş ve dönüş için ölçülebilir ağırlık kıyaslaması yapmayacağım.
Buna karşılık, sohbetlerden elde ettiğim verilerle, bilgi dağarcığım ağırlaşarak döndüm.
Haaa unutmadan, son noktayı koymadan yazayım… BAZI SÜRPRİZ, ŞOK EDİCİ POLİS OPERASAYONLARI OLURSA DA ŞAŞMAYIN…”
***
Uzun yıllardır, “Ankara” denildi mi, devamında “Hangi Ankara?” sorusu akıllara gelir.
Elbette, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olarak Ankara, bir tane. Ancak konu güç odaklarına geldi mi, gerçeği ve sahtesiyle çok sayıda Ankara var.
Bu satırların yazarı olarak Ankara’da TC Devletinin resmi makamlarını, resmi kurumsal yapılarını tanır ve kabul ederim.
Kuzey Kıbrıs’a da gelince de TC Lefkoşa Büyükelçisi en üst ve tek resmi muhataptır.
***
KKTC’de birden fazla istihbarat birimi olsa da Rum – Yunan ve de İsrail odaklı, istihbarat ve yönlendirme faaliyetleri de 1958’lerden günümüze hep olmuştur.
Ölçüsü, kontrol çıkmış, kuşkucu değilim elbette. Ancak, sonuçları deprem nitelikli gelişmeleri her zaman temkinle karşılarım. Erken erken kanaat ortaya koymam.
***
Uzun zamandır KKTC için “kumar ve fuhuş cenneti” diye bir yaftalama var.
Şans oyunlarına ilgim ve sempatim yok, ama, casinoların cirosunda Kıbrıslı Türklerin, KKTC Vatandaşlarının payının çok düşük olduğunu resmi bir kaynaktan dinlemiştim.
Gece kulüplerinde aktif çalışan kadın sayısı da 200 dolayında. Keşke hiç olmasa ama 200 dolayında kadınla fuhuş cenneti olmaz. Bazı yasal düzenlemelerin sonrası, kayıt dışı fuhuşun arttığı konuşulur.
***
Son yıllarda KKTC’de hükümetin parçası olduğu iddiasıyla belki de binlerce yolsuzluk, rüşvet, haksız kazanç içerikli konu gündeme geldi.
Yargı son sözünü söylemeden, sosyal medya üzerinde başlayarak, hızlı bir yargısız infaz süreci otomatiğe bağlandı. Daha polisteki ilk sorgulamada başlatılan yaftalama mahkemeye çıkarılma aşamasında ete kemiğe bürünür. Her türlü polis hareketlenmesinde hükümet hedef tahtasının ortasındadır. Bir anlamda iktidar mensuplarının DURALİ GİBİ ADI ÇIKTI.
Bir söz var… ADAMIN ADI ÇIKACAĞINA GÖZÜ ÇIKSIN.
***
“KKTC’de Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu hakkında mali polisin başlattığı rüşvet soruşturması ‘patlayıcı madde bulundurmak’ suçlamasıyla genişletildi. Hakkında tutuklama kararı verilen Cahitoğlu’nun evinde yapılan aramalarda çok sayıda şarjör ve mermi bulundu.”
Haberin özü bu.
KTÖS’te aktif görev yaptığım 18 yılda, TMT deneyimi olan bizden büyük öğretmen arkadaşlardan sadece sendikacılık değil, gündeme gelen konulara temkinli yaklaşıp, perde gerisini araştırmayı da öğrendik.
Gündemin ön sıralarına yerleşen, bomba gibi patlayan konulara herkesin baktığı açıdan değil, daha farklı açılardan kuşkuyu terk etmeden bakmanın şart olduğunu da öğrendik.
Önceki gün sabah saatlerinde KKTC’de Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu, Ercan Havalimanı’ndan yurt dışına çıkmayan hazırlanırken, polis tarafından alıkonuldu. İfadesi alındıktan sonra dün mahkemeye çıkarılıp, bir gün tutuklama kararı verildi.
Yapanın yanına kalmasın.
Suçlu olan da cezasını çeksin.
Ancak Kuzey Kıbrıs’ta toplumsal öfkeyi tetikleyen konuları kullanarak siyaset mühendisliği yapmak isteyenlerin varlığından haberdarız.
Bunlar kendilerine göre suç konularını biriktirirler, hatta suç organizasyonları yapıp, kayıt altına alırlar.
Karar verdiklerinde de düğmeye basarlar. Düğmeye bastıkları zaman harekete geçenler mutlaka vardır.
***
Gelin sizleri 2 Aralık öğleden sonraya götürelim. Hatta biraz daha geriye gidebiliriz.
Bürokraside yeni bir soluk için de bürokraside bazı değişiklikler Başbakanlık ve karar verici ortamlardan konuşuluyor.
1 Aralık Pazartesi öğleden sonra Başbakanlıkta iki görev değişimi için karar üretilip, Personel Dairesi tarafından kararlar yazılıp zarflara konuldu.
Buna göre Hüseyin Cahitoğlu görevden alınıp yerine Okan Donangil, KKTC Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Müsteşarı Durali Güçlüsoy görevden alınıp yerine Levent Hızal getirilecekti.
İşlemler yapılıp 2 Aralık 2025 Salı günü, süreç tamamlanacaktı.
Eğer Hüseyin Cahitoğlu ile ilgili polis işlemi bir süre sonraya kalsa tutuklanan Hüseyin Cahitoğlu’nun sıfatı Başbakanlık Müsteşarı olmayacaktı. Haber değeri de bugünkü kadar yüksek olmayacaktı.
Bazı işlemler var ki, zamanlaması içeriği kadar hatta daha fazla önemlidir.
Yargısız infaza karşıyım. Bu nedenle dün mahkemede de seslendirilen suçlamaları, birer iddia olarak kabul ederim.
Kanaat oluşturmak için de azıcık daha beklemeyi tercih ederim. Cahitoğlu’nun tutuklanmasıyla başlatılan sürecin, dolaylı etkilerini görünce, neyin neden yapıldığını daha iyi anlayacağız.





Yorumlar kapalı.