19 Ekim’de gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimine bir aydan daha az zaman kaldı. Seçmenin neye göre oy vereceği büyük önem taşımaktadır.
Bu seçim bir hükümet seçimi değildir. Daha önce de yazdığım gibi KKTC Anayasası’nın 102. Maddesi’ne göre; cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla, devletin ve Kıbrıs Türk halkının birliğini ve bütünlüğünü temsil eder.
Cumhurbaşkanı bunun yanında Kıbrıs konusu ile Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkları arasındaki görüşmelerle ilgili en yetkili makamdır.
Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı makamı, günlük siyasetin değil, bir gelecek vizyonunun ve bu vizyonla şekillenen projelere liderlik yapacak uzun vadeli bir anlayışın makamıdır. Vatandaş süreç içerisinde çeşitli nedenlerle hükümete, bakanlara, milletvekillerine, bürokratlara bir sebeple kızmış olabilir. Ancak halkımızın ve KKTC’nin yüksek çıkarlarını önceleyen herkesin kızgınlıkları, kırgınlıkları ve küskünlükleri bir kenara bırakarak ülke geleceğini düşünerek hareket etmesi hepimiz için doğru olandır.
Bu seçim Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın gündeme getirdiği iki devletli çözüm ile CTP Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman’ın savunduğu federasyon tezlerinin yarışacağı bir seçimdir…
Federasyon sıfır garanti ve sıfır asker hedefini barındırıyor… Federasyon temelli bir ortaklıkta çoğunluk azınlığa hükmeder…
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, her daim federasyon temelinde bir anlaşma modelinin içerdiği tehlikelere işaret ederek, sıfır garanti ve sıfır asker hedefini barındıran federasyon temelli bir ortaklıkta çoğunluğun azınlığa hükmettiği bir zeminle Girit misali Kıbrıs Adası’nda da Kıbrıs Türklerinin sonunun geleceğini ifade etmektedir.
Kıbrıs konusuna federal zeminde bir çözüm bulunamayacağı anlaşılarak ortadan kalktığı bir dönemde, 2020’de KKTC Cumhurbaşkanlığı’na aday olan Sayın Ersin Tatar, ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonunu’ ortaya koymuştur.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonu Kıbrıs müzakere tarihinde son derece önemli bir milat olmuş ve Kıbrıs konusunda kritik bir paradigma değişikliği yaşanmıştır…
Son beş yıl içerisinde Türkiye’nin de tam bir uyum ve desteğini alan ‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde ‘iki devletin iş birliğine dayalı yeni uzlaşı vizyonu’ hem uluslararası alanda diplomasi ve diyalog bağlamında hem de içerde devletimizin kapasitesi ve gelişiminde önemli kazanımlar elde etmiştir.
***
Seçmen cumhurbaşkanlığı seçiminde kime oy vermeli?
Seçmen, iş yaşamı boyunca birçok işi başarılı şekilde yönetmiş, tecrübeli bir adaya mı? Yoksa hayatında hiçbir işi başarı ile yönetmemiş bir adaya mı oy verir?
Seçmen, sorunları çözen, krizleri ortadan kaldıran bir adaya mı, yoksa sürekli sorun anlatan ve sorunun çözümünü göstermeyen ve sadece laf üreten bir adaya mı oy verir?
Seçmen, samimiyetiyle, şefkatiyle, dürüstlüğüyle her zaman halkın içinde olan bir adaya mı, yoksa vatandaşa akıl veren, kibirli ve tepeden bakan bir adaya mı oy verir?
Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki tavrı son derece net. Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, TBMM Başkanı, TBMM Tezkiresiyle milletvekilleri, AK Parti Hükümeti ve Bakanlarının Kıbrıs konusundaki tavrı son derece net. Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki tavrı, federasyon defterinin tamamen kapandığı, garantörlüğün tartışma konusu yapılamayacağı, Egemen Eşitlik ve Eşit Uluslararası statü çerçevesinde iki devletin işbirliğine dayalı iki devletli çözüm vizyonunu tek ve kesin çözüm olarak ifade etmektedir.
Seçmen, bu seçimde Egemen Eşitlik ve Eşit Uluslararası statü çerçevesinde iki devletin işbirliğine dayalı iki devletli çözüm vizyonunu savunan Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar’a mı oy verir? Yoksa sıfır asker sıfır garanti kapsamındaki federasyonu savunan adaya mı oy verir?
Oy vermek sorumluluktur. Akılla hareket etmektir. Ülkemizin, ailemizin, gençlerimizin, çocuklarımızın geleceğini düşünerek hareket etmektir.
Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti, Yeniden Doğuş Partisi’nin oluşturduğu Sağduyu Mutabakatı’nın ortak adayı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu seçimin en doğru tercihidir. Onun hayat çizgisi de bu saptamanın gerçekliğine işaret etmektedir.
Ersin Tatar, Cambridge Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, dünyanın en önemli denetim ve mali müşavirlik şirketi Price Waterhouse’un İngiltere Merkez ofisinde görev yapmış. Dünyanın önde gelen markası Polly Peck’te, Kıbrıslı Türk iş insanı Asil Nadir’le çalışmış. Türkiye’nin en çok izlenen kanallarından Show TV’de Mali İşler Koordinatörlüğü yapmış. KKTC’deki ilk özel televizyon kanalı Kanal T’yi kurmuş. Siyasetin her kademesinde başarıyla görev yapmış. Siyasi kariyerinde parti meclisi üyeliği, genel sekreter yardımcılığı, milletvekilliği, bakanlık, genel başkanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerini başarıyla yerine getirmiştir.
Ersin Tatar, sorun çözmeyi biliyor. İlişkileri düzeltmeyi biliyor. Ortak akıl ile hareket etmeyi biliyor. Ersin Tatar, kibirli değil tevazu sahibi, ikiyüzlü değil samimi, daima halkının içinde ve halkıyla beraber bir cumhurbaşkanı oldu ve olmaya da devam ediyor. Ersin Tatar, cumhurbaşkanı seçildikten sonra kapısını kimseye kapatmadı. İnsanların davetini geri çevirmedi, sorunlarına gözünü kapatmadı. Kapısı telefonu her daim herkese açık oldu.
Yukarıda da ifade ettiğim üzere oy vermek sorumluluk gerektirir. Ülkemizin sahip olduğu istikrarlı durumu, sahip olduğu güven ortamı ve geleceğe güvenle gidebilmesi büyük önem taşımaktadır.
Seçilebilmek için seçmene şirin gözükmek için her role girenler, seçimden sonra kapısını herkese açacak mı? Her davete icabet edecek mi? İnsanların sorunlarına çözüm bulmak için gayret edecek mi?
Seçmen gördüğüm kadarıyla bu adaylara güvenmiyor. Onları inandırıcı bulmuyor. Samimi görmüyor. Bir aday herkese mavi boncuk dağıtıyor. Ama şimdiye kadar hiçbir sorunun çözüm yolunu gösteremedi. Yol haritasını ortaya koyamadı.
Sonuç olarak; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın gündeme getirmiş olduğu‘egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’ temelinde İKİ DEVLETİN İŞ BİRLİĞİ’ne dayalı iki devletli çözüm vizyonu’ iki devlet arasında diyalog kurulması ve işbirliği yapabilmesinin yeniden kapısını açmıştır…
Bu seçim Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın gündeme getirdiği iki devletin işbirliği vizyonu ile CTP Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman’ın savunduğu federasyon tezlerinin yarışacağı bir seçimdir.
Kıbrıs müzakere tarihi boyunca Birleşmiş Milletler nezdinde federasyon tezi kapsamında görüşülmeyen konuşulmayan tartışılıp kayda geçirilmeyen hiçbir şey kalmamıştır! Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tavırları 50 yılı aşkın süre zarfında hiçbir zaman değişmemiştir.
Bugünün dünyasında, kararsız, net duruşu olmayan kişilere değil, KKTC için güçlü, kararlı, cesur, dik duran bir cumhurbaşkanına ihtiyacı var. Seçmen adaylara baktığında, Türkiye ile ilişkilerine baktığında, bugünün dünyası için geçerli olan duruma baktığında, en doğru tercihin, en mantıklı tercihin Ersin Tatar olduğunu rahatlıkla görüyor.
Yorumlar kapalı.