Eski Başmüzakereci Ergün Olgun, Rum liderin kapılarla ilgili önerilerini “Kapıların amacını ihlal eden taleplerle karşı karşıyayız.” diyerek eleştirdi.
Eski Başmüzakereci Ergün Olgun, Kıbrıs’ta geçiş noktalarının açılmasına yönelik Rum tarafının sunduğu önerilere sert tepki gösterdi. Olgun, Rum tarafının, kapıların açılmasının temel amacını ihlal eden yaklaşımlar sergilediğini belirterek, Kıbrıs Türk tarafının haklı taleplerinin göz ardı edildiğini vurguladı.
Olgun, kapıların açılmasının iki temel amacı olduğunu ifade ederek, “Birincisi, karşılıklı yarar sağlayacak şekilde geçişleri kolaylaştırmak. İkincisi, iki taraf arasındaki ticareti, sosyal ilişkileri ve temasları geliştirmek. Ancak Rum tarafının önerileri bu amaçlara hizmet etmekten uzak.” ifadelerine yer verdi.
“Karşılıklılık ilkesi ihlal ediliyor”
Kiracıköy ve Erenköy üzerinden yapılması talep edilen transit geçişlerin karşılıklılık ilkesini ihlal ettiğine dikkat çeken Olgun, “Bu geçişler sadece Rum tarafının çıkarlarına hizmet ediyor. Kiracıköy’den önerilen geçişler karşılıklı bir trafik oluşturmazken, Erenköy’den geçiş talepleri askeri bölgeyi kapsıyor. Bu da güvenlik açısından kabul edilemez.” dedi.
Olgun ayrıca, Metehan kapısındaki yoğunluğun azaltılması ve her iki tarafa da hizmet edecek şekilde yeni kapılar açılması gerektiğini belirtti. Olgun, “Kıbrıs Türk tarafının önerisi, hem ticari hem de insani geçişlerin kolaylaştırılmasını içeriyor. Bu, Avrupa Birliği’nin Yeşil Hat Tüzüğü’ne de uygun bir yaklaşım. Ancak Rum tarafı, bencilce hareket ederek bu önerilere direniyor.” diye konuştu.
Pile meselesi: Rumların şartları kabul edilemez
Pile’de yaşanan gerginliklere de değinen Olgun, Kıbrıs Türk tarafının Pile’ye ulaşımı kolaylaştırmak için bir yol yapılması önerisini gündeme getirdiğini, ancak Rumların bu projeyi engellemek için çeşitli şartlar öne sürdüğünü söyledi. “Rum tarafı, tarım arazilerinin üzerine 400 ev inşa ederek bölgeye Rumları yerleştirmek istiyor. Bu, Türk tarafının güvenliğini tehdit eden, toprak kazanımını hedefleyen bir plan. Ayrıca Rumlar, sivillerini silahlandırarak gerginliği artırıyor.” dedi.
“Rum tarafı insan hakları konusunda çifte standart uyguluyor”
Kapıların açılması ve izolasyonlar konusuna da değinen Olgun, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının haklarını görmezden geldiğini vurguladı. Olgun “Rum tarafı, yalnızca kendi haklarını ve insanlarının haklarını savunuyor gibi bir tavır içinde. Kıbrıs Türk halkının yıllardır maruz kaldığı izolasyonlar ve ekonomik ambargolar tamamen göz ardı ediliyor.” ifadelerini kullandı.
“Hakikat komisyonu için zamanlama önemli”
Güney Afrika’daki modelden esinlenerek önerilen Hakikat Komisyonu ile ilgili görüşlerini de paylaşan Olgun, “Bu tür bir model, anlaşma sonrasında taraflar arasında hakikatlerin ortaya çıkması için faydalı olabilir. Ancak şu anda Rum tarafı geçmişteki hatalarını kabul etmeye yanaşmıyor. Kilisenin desteği ile EOKA’nın Rum tarafında kurumsallaşmış yapısı, gerçeklerin ortaya çıkmasını engelliyor.” dedi.
“Sivil toplum örgütlerinin amaç ve yönlendirmeleri sorgulanmalı”
Olgun, Rum tarafı tarafından desteklenen Dayanışma Evi gibi Kıbrıs meselesinde aktif olan sivil toplum örgütlerinin (STK) rolü ve bu örgütlerin arka planında yer alan politik dinamiklere dikkat çekerek önemli değerlendirmelerde bulundu. Olgun, STK’ların kuruluş amaçları ve faaliyetlerinin çoğunlukla kadınlar ve gençlerden bağımsız olmadığını belirterek, politize olmuş yapıların ve uluslararası aktörlerin etkisinin sorgulanması gerektiğini vurguladı.
Olgun, “STK’ların büyük bir kısmı bugün politize olmuş durumda ya da uluslararası camialar tarafından desteklenen bir noktada duruyor. Bu durum, rasyonel temellere dayalı şekilde ortaya çıkan sivil toplum örgütlerinin bir kısmının, siyasi partiler ya da belirli ideolojilerin uzantısı gibi hareket etmesine neden oluyor.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, bu örgütlerin arkasında bir takım yönlendirmelerin olduğuna dair tecrübelerine değinerek, bu yönlendirmelerin yerel ve uluslararası boyutlarda etkili olduğunu dile getirdi.
“Kadınlar ve gençler sürece dahil edilmeli”
Kadınlar ve gençlerin sürece katılımının önemine değinen Olgun, “Gençlerimiz ve kadınlarımız süreçlere daha fazla dahil edilmeli. Ancak bu grupların politize edilmeden, yapıcı bir rol oynaması sağlanmalı. Sürdürülebilir bir çözüm için farklı bakış açılarına ihtiyaç var.” dedi.
“Rum politikaları ters tepiyor”
Son olarak, Rum tarafının silahlanma politikalarını eleştiren Olgun, “Rumlar, Kıbrıs Türk halkını çaresiz bırakmak için yıllardır izolasyonlar uyguluyor. Ancak bu yaklaşım, tam tersine, Rum tarafına duyulan güveni tamamen ortadan kaldırdı.” şeklinde konuştu.
Yorumlar kapalı.