Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Ergüven, bu yıl içerisinde hem Güney Kıbrıs’a, hem de Avrupa ülkelerine hellim ticaretinin yapılmasını beklediklerini kaydetti.
“Toplumlar arası ilişkiler gelişecek”… Güney Kıbrıs’a yapılacak hellim ticaretinin ekonomimiz için önemli bir katkı sağlayacağına inandıklarını vurgulayan Ergüven, bu durumun iki toplum arasında hem iş birliklerini hem de ikili ilişkileri kuvvetlendireceğine inançları olduğuna dikkat çekti.
Emine Gül ÖZER
Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Ergüven, ülkemizde 3 hellim üreticisinin ‘Menşe İsmi Korumalı Ürün’ ( MİK – PDO) sertifikası alamaya hak kazandığını, 4’üncü firmanın da başvurusunun iletildiğini ve denetlemesinin beklendiğini kaydetti.
Tescillenen hellim ile ilgili çalışmaları ve gelinen aşamayı KIBRIS’a anlatan Ergüven, “Yeşil Hat Tüzüğü” üzerinden hellim ticaretinin hem Güney’e hem de Güney Kıbrıs üzerinden Avrupa Birliği ülkelerine bu yıl içerisinde gerçekleşmesini beklediklerini ifade etti.
Güney Kıbrıs ve Avrupa Birliği ülkelerine satışın gerçekleşmesi için iki farklı mevzuat ve denetim mekanizması olduğuna dikkat çeken Ergüven, sağlık ve hijyen standartlarının bu noktada hassas olduğunun altını çizdi.
Güney Kıbrıs’a yapılacak olan ticaretin KKTC ekonomisi için önemli bir katkı sağlayacağına inandıklarını vurgulayan Mustafa Ergüven, bu durumun iki toplum arasında hem iş birliklerini, hem de aradaki bağları kuvvetlendirip arttıracağına inançları olduğuna söyledi..
Ergüven, bu noktada Yeşil Hat Tüzüğü’nün önemli bir yeri olduğuna dikkat çekerek, Avrupa’ya hellim ihracatının kendileri için yeni bir Pazar olacağına ve bunun önemine değindi.
“3 üreticimiz sertifikalandı”
Hellim üreticilerinde şu an itibarıyla 3 üreticinin ‘Menşe İsmi Korumalı Ürün’, (MİK- PDO) sertifikası almaya hak kazandığını ve 4’üncü bir firmanın da denetleme için başvurusunu sunduğunu, belirten Ergüven, başvuru yapmak isteyenler için “Hellim üreticilerimiz, odamız üzerinden başvuru yaparak, hellimin PDO’su ile ilgili sertifikasyona başvurabilirler. Bu denetlemeyi Fransız Akreditasyon Kuruluşu Bureau Veritas’ın görevlendirdiği denetçiler yapıyor. Bu denetçiler firmalarımızı gidip denetliyor ve hellimin özelliklerinde belirtilen, tescilinde belirtilen özelliklere göre üretilip üretilmediğine göre teftiş ediyor. Eğer o şekilde üretildiğine göre denetlemeden geçerlerse, bir PDO sertifikası ile sertifikalandırılıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Bunun dışında sadece hellim üreticilerinin değil, çiftliklerin de denetlendiğine dikkat çeken Ergüven, bu denetimden geçmiş ve sertifikasını alan 15 çiftliğin mevcut olduğunu belirtti.
“İki farklı mevzuat ve denetim mekanizması var”
Hellim tescillenmesi sonrası gelinen aşamalarda Güney ve Avrupa pazarına açılmak için bazı prosedürlerin olduğuna dikkat çeken Ergüven, “Güney ve Avrupa Birliği ülkelerine satışın gerçekleşmesi için iki tane farklı mevzuat ve denetim mekanizması var. Biri PDO denetimidir, bir diğeri de Güney Kıbrıs’a geçecek olan hellimde, AB’nin sağlık ve hijyen standartlarını karşıladığına dair bir süreçtir. Bu yürüyen bir süreçtir, fakat sonlanmamıştır.” şeklinde konuştu.
Bu sürecin 2024 yılı içerisinde sonlanmasını, ürünlerin ikinci denetimden de geçmesini ve bu yıl içerisinde ilk ticaretin başlamasını hedeflediklerini belirten Ergüven, “Bu Avrupa Komisyonu’yla ve kurumlarımızla ortaklaşa koyduğumuz bir hedeftir. Gerçekleşmesi için de herkes büyük bir çaba ortaya koyuyor.” ifadelerine yer verdi.
“Ekonomimiz için önemli bir katkı sağlayacak”
Hellimin dış pazara açılması doğrultusunda ülke ekonomisine büyük katkı olacağına inanç belirten KTTO Genel Sekreter Yardımcısı, “Biz hellimin Güney Kıbrıs’a yapılacak olan ticaretinin ekonomimiz için önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz. Hellim şu anda toplam ihracatımızın yüzde 35’i civarında bir oranına tekabül etmektedir. Bu bizim için önemli bir ekonomik değerdir. Ancak Avrupa ülkelerine süt ürünlerinin satışı gerçekleşmediği için, hellimin Avrupa’ya ihracatı imkanından yeterince yararlanamıyorduk. Ancak bu tescille birlikte hellimin Yeşil Hat üzerinden Güney Kıbrıs’a da ticareti gerçekleşeceği için Güney üzerinden Avrupa Birliği ülkelerine de dolaylı ticareti yapılabilecek. Bu bizim için yeni bir pazar imkanı, bunun öneminin altını her zaman çiziyoruz.” dedi.
“Yıllardır dış pazarlara erişim mücadelesi verdik”
Kıbrıs Türk ürünlerinin yıllardır dış pazarlara, Avrupa pazarlarına erişim mücadelesi verildiğini söyleyen Ergüven, Güney’de oluşacak tepkilere mahal vermeyeceklerini belirterek, “bu noktada birçok haksızlığa maruz bırakıldık. Avrupa Birliği tarafından 2004’den sonra Kıbrıs Türk Toplumuna vaat edilmesine rağmen, hayata geçmeyen ‘Doğrudan Ticaret Tüzüğü nedeniyle birçok mağduriyet yaşandı. Bu kısıtlı da olsa, Avrupa’ya erişimini sunacak olan mekanizmaya karşı kimsenin bir karşı duruş koyması beklenmemelidir. Burada iş birliklerinin de oluşacağı ön görülüyor. Buradaki hellim üreticileri ve güneydeki hellim üreticileri arasında farklı iş birliklerinin de oluşması söz konusu olabilir.” ifadelerini kullandı.
“Hellim bizim için kültürel ve tarihi bir ürün”
Hellimin Kıbrıs Türk halkı için önemine dikkat çeken Mustafa Ergüven, “Hellim bizim için ekonomik, kültürel ve tarihi değeri olan bir üründür. Bunun yanında Kıbrıslı Türkler de, Avrupa Birliği’ndeki tescilde bahsedildiği gibi bu ürünün ortak sahibidirler. Kıbrıslı Rumların bu ürün üzerine ne kadar hak iddiası varsa, Kıbrıslı Türklerin de o kadar hakkı vardır. Bu tescil edilmiş bir gerçekliktir. Bundan Kıbrıslı Rum üreticileri ne kadar yararlanıyorsa, Kıbrıslı Türk üreticilerimiz de eşit ve adil bir şekilde faydalanabilmesi için gerekli olan tüm koşulların sağlanmasını temin etmeye her zaman kararlıyız.” ifadelerini kullandı.
Bu durum karşısında ikili ilişkilerin gelişeceğini belirten Ergüven, “Bu konu iki toplum arasında da ortak bir iş birliği noktasında kendisini göstermesi noktasında umudumuz söz konusu. Ortak ürünümüze sahip çıkmaya, Kıbrıs Türk Ticaret Odası olarak, diğer kurumlarımız gibi her zaman devam edeceğiz.” dedi.
Yorumlar kapalı.