
Ekonomist Ödül Muhtaroğlu, Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye’de dezenflasyon sürecine girildiğine yönelik açıklamalarının KKTC’ye etkisini yorumladı.
Ekonomist Ödül Muhtaroğlu, Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarını yorumladı.
KIBRIS TV’de yayınlanan “Nerede Kalmıştık” adlı programına katılan Muhtaroğlu, Elif Şen Çatal’ın sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin uyguladığı faiz politikaları nedeniyle Türk Lirası’nın değer kaybettiğini anımsatan Muhtaroğlu, Mehmet Şimşek’in Bakanlık görevine gelmesiyle rasyonel politikaların uygulanmaya başladığını belirtti.
Türkiye’de yüzde 50 düzeyine gelen politika faizinin ve 55-60 bandına çekilen mevduat faizlerine dikkat çeken Muhtaroğlu, “Bu rakamlar bize bir şekilde yine Türk Lirası mevduatın devam ettiğini gösteriyor.” dedi.
Türkiye Merkez Bankası’nın politika faizi düşmezse mecburen faiz artırımına gideceği öngörüsünde bulunan Muhtaroğlu, Haziran ayı ile birlikte enflasyonda düşüş beklendiğinin altını çizdi. Muhtaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Temel sorun enflasyondur”
“31 Mart seçiminden sonra kurlarda yükseliş trendine girilir mi endişesi vardı. Çünkü Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında dövizde bir patlama yaşanmıştı. Ama ben 31 Mart seçiminden sonra dövizde bir artış olmayacağını öngörmüştüm. Çünkü 2024 yılından itibaren kurlarda kademeli artışlar başlamıştı, Merkez Bankası tarafından bir baskılama söz konusu değildi. Kurlar belli bir düzeye gelmişti. Mart seçiminden sonra TL’de bir değer kaybı beklemiyordum. Öyle oldu. Kurlarda bir dengelenme yaşandı ve bu devam ediyor.
Türkiye’deki şu an ki temel sorun enflasyondur. TL faizlerinin yükselmesi mücadelenin bir noktasıdır. Tüketimi engellemeye yönelik sıkılaştırma politikası var. Faizler yükselince ihtiyaç kredileri bir nebze disiplin altına girdi. Enflasyonla mücadelenin temel noktalarıdır bunlar.”
“Türkiye’ye güven duyulmaya başlandı”
Bunun yanı sıra dünya konjonktüründe Türkiye ekonomisine yönelik duyulan güven de artış olduğunu anlatan Ödül Muhtaroğlu, “Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin ekonomik görünüm puanlarını artırması da pozitif etki yaratıyor. Dünya Bankası kredisi alındı, burada da güven duyulduğu görülüyor. Bir diğer gösterge de kredi risk priminin 200 bandına gerilemesidir. Riskli ülke konumundan yavaş yavaş çıkıyor Türkiye. Bu olumlu gelişmelerle birlikte TL döviz karşısında değer kaybetmemeye başladı.” dedi.
Muhtaroğlu, “Enflasyon sepetinde önemli oranda yeri olan sebze meyve ürünlerinin düşüşe geçmesi bekleniyor, kurların yükselmemesi de ithalat yapan Türkiye’nin maliyetlerini de aşağıya çeker kur yükselmeyince. Petrol fiyatlarının da dengeli gitmesi öngörüsü var dünyada. Bu böyle giderse Türkiye’de akaryakıt ürünlerine zam yapılması da ortadan kalkar. Yaz ayları geliyor doğal gaz faturaları da düşecek. Enflasyonda gerileme sonbahara kadar bekleniyor.” ifadelerine yer verdi.
Siyasi konjonktürün önemine de değinen Ekonomist Muhtaroğlu, Türkiye’nin İsrail ile Filistin sorunundan dolayı arasının iyi olmadığı ancak Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği gibi güçlerle ilişkilerinde iyileşmeler olmasının önemine dikkat çekti.
“Türkiye’deki durum bizi olumlu etkileyecektir”
Türkiye’deki iyileşmenin KKTC ekonomisine yansımasıyla ilgili görüşleri sorulan Muhtaroğlu, “Türkiye’deki durum bizi olumlu etkileyecektir ancak tamamlayıcı faktör olarak yapılması gerekenler vardır.” dedi.
KKTC’de Nisan sonu itibarı ile yıllık enflasyonun yüzde 95.6 olduğunu anımsatan Muhtaroğlu bunun Türkiye’nin çok çok üzerinde bir oran olduğunu vurguladı. “Gıda enflasyonuna bakarsak 4 ayda yüzde 21’i geçerek Avrupa şampiyonuyuz.” diyen Muhtaroğlu, bunun mutfaktaki yangını körüklediğine dikkat çekti.
KKTC’de Hükümetin Enflasyonu dizginleme politikası yapmadığını anlatan Muhtaroğlu, şöyle devam etti:
“Para politikası elimizde değil ama Maliye politikaları elimizdedir. Maliye ve vergi politikalarımız var. Gıdada, temizlik malzemelerinde, ilaçta eğitim araç gereçleri gibi halkın temel ihtiyaçlarında vergileri ve fonları neden indirmiyorsunuz aşağıya?. Enflasyonla mücadele hayatı ucuzlatmaktan geçer. Bunlar yapılırsa “maliyenin gelirleri azalacak, maaş ödemede sıkıntıya düşecek” deniyor. Ama kara geçiş kapılardan ülke ekonomisine sıcak para geliyor, maliye sıkıntı çekmez. Ekonomide bir devinim var, bu mazareti ben gerçekçi bulmam.”
Muhtaroğlu, enflasyon sepetinde büyük bir ağırlığı olan dövizin ve akaryakıt fiyatlarının dengeli gitmesiyle birlikte ülkedeki enflasyonun da düşüreceğini ifade ederek, “Ama sadece bu yeterli değildir. Bunun yanına vergi indirimlerini koyup denetimleri artırmalıyız” diye konuştu.
Yorumlar kapalı.