
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde çiftçiler arazide ekinlerini biçiyor. KIBRIS ekibi büyük bir emek ve fedakarlıkla toprakla tohumu buluşturup üretim yapmaya çalışan çiftçilerle görüştü:
Verim düşük… 6 yaşından bu yana toprakla iç içe olan 64 yaşındaki Gaziköylü çiftçi Hasan Gürsel Tel, en iyi tohum, libazma, en iyi malzemeler kullanılsa da elde olmayan nedenlerle üretimde verim sorunu yaşandığını anlattı. “Geçtiğimiz günlerde Mağusa’da yağan yağmur bir ay önce yağmış olsaydı dokuz kat fazla verim elde edecektik.” diyen Tel, “Bu bizim kaderimiz. Ha bugün ha yarın, yağdı yağıyor diyoruz. Maalesef bu yıl şansımız tutmadı.” dedi.
Cemre CEMALİ
Gece-gündüz sıcak- soğuk demeden alın terini eksik etmeyen, emekleri ile toprağı yoğuran ve emeklerini üretime dönüştüren çiftçiler fedakârlıkla toprağı işlemeye ve üretim yapmaya devam ediyor.
“Çiftçi olmak için önce toprağı sevmek gerekiyor.” diyen üreticiler, her geçen gün maliyetlerinin daha çok artmasına ek olarak yağışların az olduğu dönemlerde de verim kaybı yaşanmasından üzüntü duyuyor.
Üretimin sürdürülebilir olması için kurak yıllarda daha çok devletin desteğine ihtiyaç duyan çiftçiler, desteklerin zamanında ve o günkü hayat şartlarına uygun güncellemesini talep ediyor.
Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Gaziköy bölge temsilcisi Hasan Gürsel Tel, Paşaköy’de çiftçilik yapan Ahmet Gülbay ve İrfan Yorgun 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’ne özel KIBRIS’a konuştu.
Çiftçiler ne dedi?
Tel: Çiftçilik fedakârlıktır
Şimdilerde 64 yaşında olan ve 6 yaşından bu yana toprakla iç içe olan Gaziköy sakini Hasan Gürsel Tel, küçük yaşlarda babasına yardım etmesiyle başlayan çiftçilik serüvenini yıllardır devam ettirdiğini söyleyerek “Çiftçilik öyle bir şeydir ki bu işi yapmak için ailemizden kendimizden fedakârlık yapıyoruz. Ovada araziyi sürüp, ilaçlama yapıp, ekinin tımarını yapacaksın. Günü geldiğinde kombayın üstüne çıkıp ektiklerini toplamak için ovada çalışacaksın.” dedi.
Bu dönemin verimin son aşaması yani ekinlerin biçilme dönemi olduğunu ifade eden Tel, bundan sonra çiftçilerin ürünlerini toplama dönemi olduğunu, ardından bir süre dinlenme sürecine geçeceğini ve yeniden üretime devam edeceğini kaydetti.
Tel, bölgelerinin bu dönem kurak olduğunu belirterek ekinlerin boyunun gelişmesine rağmen yağmurların az olmasından dolayı ekinlerde büyük miktarda verim kaybı olduğunu açıkladı.
Bu noktada yapabilecek bir şeyin artık olmadığına dikkat çekerek “Bir yağmur daha yağmış olsaydı bu ekinleri daha farklı görecektik, ovalarda ekinleri için çalışan uğraşan insanları görecektik. Her şey bir yağmura bakıyordu ve onun da eksik olması bölgede verim kaybı yaşanmasına neden oldu. Geçtiğimiz günlerde Mağusa’da yağan yağmur bir ay önce yağmış olsaydı dokuz kat fazla verim elde edecektik. Rekolte çok daha farklı olacaktı. Bu, çiftçilikle uğraşan insanların kaderidir. Ha bugün ha yarın geldi geliyor yağdı yağıyor diyoruz. Maalesef bu yıl şansımız tutmadı.” dedi.
Sertifikalı tohumun önemi
Tel, çiftçilerin tarlasını en iyi şekilde tımar etmeye çalıştığını ve yavaş yavaş bilinçlenerek en çok verim alacağı noktanın anaç tohum olduğunu öğrendiğine dikkat çekerek bu yıl ekilen arazilerin yarısından fazlasının Türkiye’den gelen sertifikalı tohumlarla ekildiğini açıkladı.
Tohumu aldıklarını, libazmayı attıklarını, tarlalarını sürdüklerini ve ekinler için tehlikeli olan zararlılara karşı gerekli olan ilaçlamayı yaptıklarına vurgu yapan Tel, “Ekinlerin büyümesine engel olan, ekinler için en büyük tehlike püsküllü çayırdır. Bunun ilacı en pahalı ilaçtır, ancak sertifikalı tohumu temizleyip güzel bir verim alabilmek için bunu kullanıyoruz. Bir litresi 2 bin TL ile 2 bin 600 TL arasında değişiyor ve yalnızca on dönüm araziye yetiyor. 30 dönüm arazi için sadece bu ilacı almanın maliyeti 6-7 bin TL’yi buluyor.” dedi.
“Toprağa iyi bakılmazsa hiçbirinin faydası yoktur”
Tel, üreticilerin verim alabilmek için her türlü masrafı yaptığını ancak yağmur yağmadığı zaman verimin yarı yarıya düştüğünü söyleyerek şöyle devam etti:
“Böyle olunca da masrafları nasıl karşılayacağımızı düşünmeye başlıyoruz. Yani yaparsan vay yapmazsan vay. Çiftçilik dışarıdan göründüğü gibi kolay bir iş değil. En iyi malzemeleri, en iyi tohumu, en iyi libazmayı da kullansanız toprağa iyi bakılmazsa hiç birinin faydası yoktur. Tabi bunlar da bize bir maliyet getiriyor. Böyle kurak yıllarda devletin desteklemeleri zamanında ve o günkü hayat şartlarına uygun güncellemesi gerekiyor. Ancak böyle olursa üretici bu işi yapmaya devam eder yoksa üretici maliyetin altından kalkamazsa bu iş sürdürülebilir olmaz.”
Tel, çiftçi olmak için önce toprağı sevmek, toprakla uğraşmak gerektiğinin altını çizerek “Toprağın kokusunu aldığında zevk almak gerekiyor. Bunları sevmeyen birine en modern araçları da verseniz kimse gelip yapmaz. Çiftçi kardeşlerimin çiftçiler günü kutlu olsun. İnşallah önümüzdeki sezon bol verimli bir sezon olur.” dedi.
Gülbay: Üretim birçok farklı sektörle iç içedir
Paşaköy’de çiftçilik yapan Ahmet Gülbay, çiftçiliğin çok önemli olduğunu ifade ederek bu hayat şartlarında geçinmek zor olduğu için ek iş olarak çiftçilik yaptığını belirtti.
Gülbay, çiftçiliğin saygı duyulması gereken bir meslek olduğuna dikkat çekerek “Bu bir zincir halindedir. Üretim birçok farklı sektörle iç içedir. Ekimler sayesinde birçok hayvanın yemi bile çıkıyor. Yakıtçısı da lastikçisi de kazanıyor. Hayvanlara sağlanan yem ile birlikte et, süt, yoğurt olmasına vesile oluyor. Birçok insan bu anlamda bu sektörden ekmek yiyor.” dedi.
Çiftçi olmanın zorluklarına da değinen Gülbay, “Sıcak, soğuk, rüzgârlı havalarda çalışıyoruz. Toprak emektir, tüm çiftçilerin günü kutlu olsun.” diye konuştu.

Yorgun: Çiftçi üreten demekti
Çocukluğundan bu yana üretimin içinde olan, 10-12 yıldır da Paşaköy bölgesinde çiftçilik yapan İrfan Yorgun, çiftçiliğin; var olmak isteyen ve varlığını devam ettirmek isteyen toplumun bel kemiği olduğunu açıkladı.
Yorgun, üretmeden sadece tüketerek bir yere kadar ayakta durulabileceğini söyleyerek “Tüm çiftçilerin çiftçiler günü kutlu olsun. Çiftçi üreten demektir. Çiftçi olmak için her konuda kendinden fedakarlık yapmak gerekiyor. Çocuğunu yetiştirmek ya da evcil bir hayvanı beslemek için nasıl emek sarf ediliyorsa; tohumu da toprağa attığın zaman emek harcamak gerekiyor.” vurgusu yaptı.

Yorumlar kapalı.