Şiddetli olarak tanımlanan yağmurlar sonrası yaşananlarla ilgili görüşlerimi dün yazdım.
Yaşananlar, yüzde yüz ihmal ve doğaya yapılan, kar amaçlı müdahalelerin eseridir.
Kimse kem küm etmesin.
DOĞAL AFET, İHMALLERE, YANLIŞLARA GİYDİRİLMİŞ GÖMLEKTİR.
Kimse kem küm etmesin.
***
Dün gün boyu yazdıklarımla ilgili pek çok görüş aldım.
Yazdıklarımla ilgili takdir duyguları yansıtıldı. Neredeyse tümünde söylenen güzel sözleri yarıda kesip, “Ben görevimi yapıyorum” dedi.
WhatsApp’ta iletilen mesajlardan ikisini noktasına virgülüne dokunmadan size iletmek istiyorum.
***
“Toplum yararına doğru yapmayacak mıyız?”
“Güzel yazdınız, iyi örnek verdiniz.
Babam sünnetçi olduğu için 74den önce Mesarya’daki köylere çok giderdik. Yazda bile o kuru ovalarda küçük su birikintileri görmeniz mümkündü. Çünkü, İngiliz nerde bir fırsat varsa oraya bir bent çekip, ağzına da bir metal kapak koyarak, yağmur suyunu biriktirirdi.
Hem toprak beslenirdi hem de hayvanlar ve ekinler sulanırdı.
Bunu bana Çınarlı’da doğup büyüyen eski bir hayvancı da teyit etmişti.
Halbuki 74 ile birlikte bunların hepsi gitti. Demir kapakları da çingeneler demir hurda diye toplayıp sattı! Biz hiçbir şeyi toplum yararına olsun diye doğru yapmayacak mıyız?” (Ali ŞAH)
***
“Yüz değil, yüz bin fırın daha ekmek lazım..”
“ Hasan abi, belki tuhaf gelecek ama bu ülkede çözüm olmadan hiçbir şey düzelmeyecek.
Biz, maalesef kendi kendimizi yönetebilme becerisine sahip değiliz.
Bu konuda hakikaten TC’yi hiç suçlamıyorum. 50 yılda TC yardımları toplamda her halde 20-30 milyar doları bulmuştur. Bu paralar nere gitti Hasan abi ..?
Maalesef, başa gelen tüm liderler de hiçbir şey başaramadı.
Bir düşün, ilk ikili görüşmeler 68’de Beyrut’ta başlamıştı.
O günden bugüne kadar bizim toplum liderlerimizin, Rum toplum liderleri ile neredeyse yurtdışında görüşmediği ülke kalmadı. Evet, Beyrut’tan başlayarak Londra, Viyana, New York, Washington, Berlin, Paris, Strasbourg ve daha aklıma gelmeyen birçok dünya kenti..
Peki , en azından bizim toplum liderlerimiz gittikleri bu dünya kentlerinde hiç mi etraflarına bakıp şu soruları sormuyorlar mıydı?
-Yollar nasıl olur?
-Hastaneler nasıl olur?
-Okullar nasıl olur?
-Kaldırımlar nasıl olur?
-Parklar nasıl olur ?
-Yaşlı bakımevleri nasıl olur?
-Trafik nasıl olur?
-Havaalanı nasıl olur?
… Ya da imrenerek bakmıyorlar mıydı ?.
… Veya kendi kendilerine hiç sormuyorlar mıydı ; “Acaba bütün bunlar, benim halkım için de olsa güzel olmaz mıydı..?”
Hayır Hasan abi, sormuyorlardı, o ülkelere kör gidip kör geliyorlardı…!!
Yüz değil, yüz bin fırın daha ekmek lazım..” (Metin Hazım Remzi)
***
Ali Şah ve Metin Hazım Remzi’den yazılarını yayımlamak için izin almadım. Arkadaşlık, dostluk hukukumuza güvenerek yayımladım. Çünkü ikisinin de yazdıkları olabildiğince geniş kesimlere ulaşmalı…
***
Yazıma noktayı koymadan mukayeseli içerikle bir paylaşımı yorumsuz yapayım.
8 Aralık 2025, Pazartesi yerel saatle 23.15’te (Kıbrıs saatiyle 16.15), Japonya’da Honshu ve Hokkaido adalarını ayıran Tsugaru Boğazı’nda 7,6 BÜYÜKLÜĞÜNDE bir deprem meydana geldi.
Can kaybının olmadığı, 50 KİŞİNİN YARALANDIĞI deprem sonrasındaki tsunami uyarısı nedeniyle bazı bölgelerin tahliye edilmesi için talimat verildi. Elektrik işletmesi Tohoku Electric Power, Aomori’de binlerce haneye elektrik verilemediğini bildirdi. Japonya’nın doğusunda ise demiryolu ulaşımı kısmen durduruldu. Japon hükümetinden yapılan ilk açıklamada Aomori ve Iwate eyaletlerinde deprem nedeniyle yaklaşık 1360 evin borularında meydana gelen hasardan dolayı su verilemediği belirtildi.
***
06.02.2023 günü, Türkiye saati ile 04:17’de ve 13:24’de merkez üssü Pazarcık (Kahramanmaraş) ve Elbistan (Kahramanmaraş) olan Mw 7.7 ve Mw 7.6 BÜYÜKLÜĞÜNDE iki deprem meydana gelmişti.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya depremden bir yıl sonra, 8 Şubat 2024’te yaptığı yazılı açıklamada CAN KAYBI 53 BİN 537 olarak açıklamıştı.
YARALI SAYISI 107 BİN 213.
6 Şubat depreminde 11 ilde toplam 518 bin konut yıkılmış veya ağır hasar görmüş, 128 bin 778 konut ise orta derecede hasar almıştı.





Yorumlar kapalı.