Ticaret Odası Başkanı Deniz, “Pahalılığın nedeni marketlerdir” söylemini ülkedeki pahalılığın tartışılması ve ters köşe yapmak için söylediğini ifade ederek, hükümetin bu konuda adım atması gerektiğini kaydetti.
Davet etsinler konuşalım… Deniz, dövizin ve faizin yükselmesi, asgari ücretin, elektriğin ve kiraların artmasının pahalılığı yaratan unsurlar olduğunu belirterek, “Hükümetin elinde pahalılığı önleyecek enstrümanlar var. O fedakarlık yapacak, tüccar da fedakarlık ortaya koyacak. Kazan kazan durumu olması lazım. Bunları konuşmak için hükümetten davet bekliyoruz.” dedi
Kayıt dışılık yüzde 81!.. “Kayıt dışı ekonomi, aldı başını gitti. Tespitlere göre yüzde 81 kayıt dışılık var” diyen Deniz, götürü usulü vergilendirmeden şikayet etti, “Kazanan kazandığı oranda vergisini ödemelidir” diye konuştu.
Fonların pahalılık yarattığını anlatan Deniz, yerli ürünleri fonla korumak yerine, sanayicinin navlun giderlerini ya da elektrik giderlerini düşürerek destek verilmesi gerektiğini kaydetti.
Emine Gül ÖZER
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, KIBRIS TV’de yayınlanan Halil Esendağlı’nın hazırlayıp sunduğu, ‘Her Şey Masada’ adlı programına katıldı.
Ülkedeki en önemli sorunun pahalılık olduğunu söyleyen Deniz, iş dünyasının bu pahalılığı yaratan taraf olmadığını savundu. Marketlerin pahalı olduğunu söylemesi sonrasında oluşan tepkilere değinen Deniz, “Ben ülkemizdeki pahalılığın tartışılması ve sonuç bulabilmesi için bir ters köşe yaptım.” diye konuştu.
Devletin pahalılığı azaltmak için elinde argümanlar olduğunu anlatan oda Başkanı, bu adımın atılması durumunda iş dünyasının da karşı adımı atabileceği ve kazan-kazan durumunun oluşabileceğine dikkat çekti.
Ticaretin Güney Kıbrıs’a kaymış olmasından şikayet eden Deniz, tütün ve yakıt dışında Rumların artık KKTC’den bir ürün almadığını söyleyerek bunun değişmesi gerektiğini vurguladı.
“Pahalılığın nedeni, tüccarlar değil!”
Piyasadaki pahalılığın her zaman iş insanlarına fatura edildiğini ifade eden KTTO Başkanı Deniz, “Piyasanın pahalı olması Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nı da üzüyor ve düşündürüyor. Bizim bu noktada üzüldüğüm, iş yerlerimiz bugün artan fiyatlara rağmen, işi yürütebilecek durumdan çıktı. Yüksek maaşlar, elektrik faturaları, kiralar ve diğer masraflar eklendiğinde herkes ayın sonunu ve başını nasıl getireceğini düşünüyor. İş dünyası da bu durumu yaşıyor.” Diye konuştu.
Bu bağlamda geçen gün ters köşe yapmak istediğini ve ‘marketler pahalı, gidin denetleyin’ ifadelerini kullandığını belirten Deniz, pahalılığın suçlusunun tüccarlar olmadığını deneme yanılmanın da denendiği bir örneklemeyle, şu şekilde aktardı;
“Sayın Erhan Arıklı, ilk ekonomi bakanı olduğunda şöyle lanse etmişti, ‘fahiş fiyatlara satıyorlar, fahiş karlar elde ediyorlar’.. ve 30 tane büyük tedarikçinin evraklarını, faturalarını almıştı.. İnceledi ve gördü ki yüzde 15’in üzerinde bir kar marjı yok hiçbirinde. Kar marjının normalde yüzde 25 olabileceğini, evrakta gördüklerinin bununda altında olduğunu görünce özür dileyerek geri iade etti evrakları.. Ama halkımızda da bu bir saplantı oldu.. Pahalılığın nedeni gösterileceğinde, direkt ‘aç gözlü, doyumsuz iş insanları, tüccarlar’ olarak damgalıyorlar. Böyle bir algı yaratıldı her pahalılık olduğunda hedefte olan iş dünyası.. Ben bu ülkemizdeki pahalılığın tartışılması, ve sonuç bulabilmesi için bir ters köşe yaptım. O itiraz etsin, bu itiraz etsin, gerçekten fahiş zam var mı?, aldığı sattığı ne?, ona göre kapanılsın ya da açık kalınsın ki gerçekler görülsün.. Altında kalanın boynu kopsun diyerek, hiçbir tedbir almıyoruz diye bir dünya olmaz.”
“Rekabeti Güney’e kaptırdık”
Ülkemizde yaşanan pahalılığın yaratacağı tehlikeyi 6 ay önceden işaret ettiklerine dikkat çeken Deniz, “6 ay önceden söyledik, ‘rekabetimizi güneye kaptırıyoruz’ dedik.. Etle başlayan bir akım vardı, donmuş et ithal edildi ama tabi ki arkasında dövizin yükselmesi, TL girdilerimizin artması, faizin yükselmesi, asgari ücret, elektrik giderleri, kiraların artması sonucu, bizi pahalı kılan unsurlar oldu.” İfadelerini kullandı. Bu konuda hükümet yetkililerine bilgi verdiklerini belirten KTTO Başkanı, “gelin bu piyasayı nasıl ucuzlatabiliriz bunu oturalım konuşalım, tartışalım ve gereğini yapalım daha fazla geç olmadan.” şeklinde kendilerini ifade ettiklerini anlattı.
Son 5 aydır Kuzeyden Güneye geçişleri aldıklarını kaydeden Deniz, “Kuzeyden Güneye geçişlerde yüzde 15 oranında bir artış oldu. Güneyden Kuzeye geçişler hemen hemen aynı. Tabi ki Güneyden Kuzeye her zaman geçiş devam edecek azalmayacak ama buraya gelip de yapacağı alışveriş iki ürün içindir. Bir tütün, iki akaryakıt. Devletin bu konuda tavrını elbette destekliyorum. O farkı devlet alıyor ve sosyal hizmetini yerine getiriyor onunla. Bu bizim piyasamızı gelmelerini sağlıyor ama marketlere iş yerlerine sorduğumuzda diğer çeşitlere talep yok. Bugün patates bile Güney’de bizden ucuz. Biz bu pahalılığı önleyebiliriz.” dedi.
“Karşılıklı tedbirler alınmalı”
Bu pahalılığı önlemek için tedbirler alınması gerektiğini belirten Deniz, “Bu tedbirler karşılıklı alınmalı. Kamu tarafının, hükümetin elinde olan enstrümanlar var. O fedakarlık yapacak, tüccar da fedakarlık ortaya koyacak. Kazan kazan durumu olması lazım. Bunları konuşmak için hükümetten davet bekliyoruz. ‘Gelin, ne yapalım da bu piyasayı ucuzlatalım’ desinler. Hükümet bu konuda adım atacak olan. Biz de dönüp iş dünyasına, Devlet bundan vazgeçti, siz de maliyeti etkileyen şeyleri tolere edeceksiniz.” diyeceğiz” şeklinde konuştu.
“Bazı uygulamalar var ki, o uygulansa maliyetler en az yüzde 15 oranında düşecek bütün ürünlerde.” İfadeleriyle konuşmasına devam eden Başkan, “Bir 5-10 da tüccar üstüne koyacak ve bu ülkede bir anda fiyatlar artma eğilimi yerine, düşme gösterecek. Biz o zaman hem kendi insanımızın refah seviyesini arttıracağız hem de karşımıza çıkan hayat pahalılığı oranını aşağıya indireceğiz.” Dedi.
“Kayıt dışı ekonomi aldı başını gitti”
Bu arada devletin yine bu uygulamalar yanında iç piyasada da yapması gereken işler olduğuna dikkat çeken Deniz, “Örneğin, kayıt dışı ekonomi, aldı başını gitti. Tespitlere göre yüzde 81 kayıt dışılıktan bahsediyoruz. Bu az bir rakam değildir.” ifadelerini kullandı.
Kayıt dışılığı körükleyen uygulamalar olduğunu ve bunların da önleminin alınması gerektiğini vurgulayan Turgay Deniz, “Örneğin, götürü usulünde vergilendirme. Bu usulde vergilendirilen kişi, bir spor kulübüne üye aidatı gibi, vergi dairesine bir aidat öder. Vergi mükellefiyetini böyle yerine getirmiş olur. Dosyası yoktur. Dolayısıyla fatura tutmaz, KDV alma – verme yok. Bunlar küçük bile olsa, ortadaki düzeni bozan şeylerdir. Bu sistem ekonomide de böyledir. Verginin tabana yayılması şart. Herkes sorumluluğunu, hesabını bilecek. Kazanan kazandığı oranda vergisini ödeyecek. Bizim devlet ‘gümrük kapısından girerken, ne tutarsam’ diye o ithalatçıyı boğazlıyor. Peşin KDV, peşin vergi stopajı ve diğer vergileri alıyor, sonra ‘ne yaparsan yap’ diyor. Gelirlerde buna göre düzenleniyor. Biraz sıkıya girince ‘biraz fon, KDV arttırayım’ diyor o artışla aradaki farkı kapatmaya çalışıyor.” şeklinde konuştu.
“Fonların amacı yerel üretimi, sanayiyi korumak olmalı”
Fonları arttırmanın yerli üretimin önünü açmak için yapılan bir uygulama olduğuna dikkat çeken KTTO Başkanı Turgay Deniz, “Biz diyoruz ki, bu fonlar pahalılık yaratıyor. Amacı yerel üretimi, sanayiyi korumaktır. Üretim yapanlara toplumsal bir saygı olması lazım. Bu üretilen ürünleri fonla korumak yerine, kaynağında destek verelim. Örneğin, navlun giderlerini karşılayalım. Elektrik giderlerini düşürelim.” dedi.
Bakanlar Kurulu’nun, geçtiğimiz günlerde bir işletmecinin elektrik giderleri için 0,36 kuruş karar aldığını aktaran Deniz, “Biz bu imkanı sanayimize neden vermiyoruz. Yüksek fiyatlı olan şeyleri, üreticimiz için daha uyguna çekelim. Sosyal sigorta, ihtiyaç sandığı primi bugün yüzde 30 bu ülkede. Dünyada bu kadar maaş üzerinden alınan vergi, başka bir yerde yok. sigaranın fonunu, içkinin fonunu kaldıralım demiyoruz. Temel gıda ürünlerinin kaldırılsın. Temizlik ürünleri fon giderleri yüzde 8’dir. Burada devletin fedakarlık yapması lazım. Bu fedakarlığı yaparken, sanayicinin de desteği kesilmeyecek. Ona da eş zamanlı destek verilecek ki rekabet edebilsin.” İfadelerini kullandı.
“En uygun fiyat, serbest piyasa koşullarında oluşuyor”
Devletin yasaları ve tüzükleriyle her zaman denetleyici olması gerektiğini aktaran Deniz, serbest piyasanın önemine dikkat çekti:
“Serbest piyasa koşullarına sonuna kadar inanıyoruz. En uygun fiyatın da serbest piyasa koşullarında oluştuğuna sonuna kadar inanmaktayız. Devletin tespit ettiğini fiyatlar bugün, tüp gaz, elektrik, süt fiyatı. Halk memnun mu?değil. herkes şikayet ediyor marketlerde farklı diye. Çeşitlilik var, her markette farklı. Ama bunu denetleyecek olan biz tüketicileriz. Aynı ürünü 50 TL’den satan esnaftan değil, 10 TL’ye satandan alacağız. “bu defa yüksek satan esnaf, ‘ben nerede yanlış yaptım’ diyecek veya dükkanı kapatacak. Devlete ‘gel denetle, genel tüketime narh koy’ desek, belki 15 lira fiyat koyacak. Belki 10 TL’ye de alma şansın olmayacak. O zaman da herkes şikayetçi olacak. Serbest piyasayı sonuna kadar zorlamalıyız, ama biz tüketiciler denetleyip, ödüllendirip cezalandıracağız.”
Yorumlar kapalı.