Netflix’te yayınlanacak ‘Famagusta’ dizisi, tepkilerin odağı olmaya devam ediyor… KIBRIS muhabiri, diziyle ilgili sokağın nabzını tuttu, gencinden yaşlısına herkes aynı görüşte birleşti.
“Gerçekler çarpıtılıyor”… Kıbrıs’ta yaşanan gerçeklerin “Famagusta” isimli dizide çarpıtılmasının söz konusu olduğunu söyleyen vatandaşlar, Yunan ve Rumların propagandalarını bu yolla güçlendirdiğini söyleyerek, böyle bir dizi çekmeye hiç gerek olmadığını ifade etti.
Emine Gül ÖZER
Yunanistan ve ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortak yapımı ‘Famagusta’ dizisi, tepkilerin odağı olmaya devam ediyor.
Yönetmen Andreas Georgio’nun çekimlerini yaptığı dizi, ocak ayından bu yana Yunanistan’da gösterilirken, 20 Eylül’den itibaren de Netflix’te yayımlanacağı açıklandı.
Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirdiği 1974 yazında Mağusa kentinde yaşanan olayları Rumların anlatımıyla ele alan dizi, gerçekleri ‘çarpıtarak’ aktarınca, hem Türkiye, hem de KKTC hükümetinin tepkilerini aldı. Bu tepkilere, gencinden yaşlısına Kıbrıs Türkleri de katılıyor.
Son günlerde gündemin birinci sırasına oturan konuyla ilgili KIBRIS muhabiri sokağın nabzını tuttu. Özellikle o acı günleri yaşayan vatandaşlar, Rumlar’ın her zaman gerçekleri çarpıttığını ifade etti, hükümetin bu propagandalara karşı acil bir lobi oluşturmasını istedi.
Vatandaşlar ise adada iki millet olarak yaşamaya devam ettiğimizi ifade ederek, “barış ve huzuru bozacak dizilerin yapılmasına gerek yok.” şeklinde konuştu.
Vatandaş ne dedi?
Bahettin Kansel:
“Böyle bir filme hiç gerek yoktu. Türkler hiçbir zaman katliam yapmadı, tüm katliamları Rumlar yaptı. Bizzat ben şahit oldum. Otobüsleri durdurup yol kestiler, kimlik istediler. Kimliği olmayanları geri gönderdiler köylere. Bunun gibi neler neler… Gerçeklerin çarptırıldığı bir diziyi izlemek istemiyoruz. Bizim hükümetin bu konuda bir lobi oluşturması lazım. Rumların yaptıkları katliamlar unutulamaz. Biz yalnız kendi nefsimizi müdafaa etmek için yaptık. O zaman biz de yaşadığımız gerçekleri bir dizi yapalım herkes görsün.”
Haydar Gökkaya:
“Bizim aleyhimize olan bir filmin hiçbir gereği yok. Nerede gösterileceği, gerçeklerin ne kadar aktarılacağı çok önemli. Şu an bile tepkilerin odağı olmuş vaziyette. Biz de tüm gerçekliğiyle, sağa sola sapmadan, ne yaşandıysa doğru bir şekilde aktarılan bir film, dizi yapalım. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan gerçeklerin apaçık yayınlanacağı bir dizide sakınca yoktur, elbet yapılabilir ama tüm gerçeklik aktarıldığı müddetçe.”
Mehmet Erdoğdu:
“Gerçekler çarpıtıldı veya çarpıtılmadı dizide, bu beni hiç ilgilendirmiyor. Ben bu memlekette doğdum, yaşım 65. Herhalde bu memlekette de ölürüm. Bu filmin yapılması, kime, neye hizmet etti? Onu sorgulamamız lazım. Bana göre hiç kimseye hizmet etmedi, Rumların bizim hakkımızdaki propagandalarını güçlendirdi. Onların yapamadığını biz yaptık. İnsanların acıları üzerine turizm yapılacak, adı da ‘hüzün turizmi’ olacak dediler. Böyle bir filmin yapılması kadar, böyle bir uygulamaya geçilmesi de yanlış… Birilerinin acıları üzerinden turizm, film, dizi yapılmaz.”
Hasan Kasabalı:
“Böyle bir diziye asla gerek yok. Barış için olmaması gerek. Eğer iki toplumlu yaşayacaksak, geçmişi tekrar günümüze taşımaya gerek yok. Yanlış bir şey. Biz böyle bir film yapsak bile, ‘Türkler gerçekleri çarpıtıyor’ diyecekler. İki taraflı da böyle bir şeyin yapılması yanlış.”
Yılmaz Binici:
“İki tarafı birbirine kırdırmaya gerek var mıydı? Bence yoktu… O yüzden böyle bir filmin çekilmesine de, yayınlanmasına da gerek yok.”
Türkay Özata:
“Bizimkiler de 1974’ü ele alan bir dizi çekti. Acaba bizimkiler doğruyu söyledi mi? Tüm gerçekliği ile yansıtıldı mı? Onu da düşünmek lazım. Rum yapımı dizi şu an tepki alıyor. Ama orada bulunmadığımız için, ne kadarını biliyoruz? Ne kadarı doğru bize? Sadece anlatılanlardan biliyoruz bazı şeyleri. filmde gördüğümüz, anlatılanların aynısı evet ama belki onlara da aktarılan filmdeki, dizideki gibi. Belki onlar da kendi acılarına göre yorumladı. Bizim yaşadığımızı ve onların yaşadıklarını izleyip, karşılaştırmak ve ondan sonra bir gard almak lazım.”
Yorumlar kapalı.