Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Holguin’e, Moskova ziyaretinde açık destek veren Rusya’yı ‘Kıbrıs gerçeklerine göre hareket etmeye’ çağırdı.
Ertuğruloğlu, “Rusya’nın Kıbrıs’ta iki bağımsız ve egemen devlet bulunduğunu kabul etmesi gerekmektedir. Adadaki gerçekleri temel almayan hiçbir anlaşma modelinin başarıya ulaşma şansı bulunmamaktadır.” diyerek, Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan Rusya’nın BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin üzerinde baskı oluşturabilecek söylemlerde bulunmaktan imtina etmesi gerektiğini kaydetti.
Taha Can GÜRLEK
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Angela Holguín Cuéllar’ın Kıbrıs ziyareti öncesinde Moskova’da yaptığı görüşme ve sonrasındaki açıklamalarla ilgili KIBRIS muhabirinin sorularını yanıtladı. Holguin’e destek veren Rusya Dışişleri Bakanlığı açıklamasını eleştiren Ertuğruloğlu, Rusya’nın öncelikli olarak, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Cuellar üzerinde, görev yönergesinin dışına çıkmasına neden olabilecek veya baskı oluşturabilecek söylemlerde bulunmaktan imtina etmesi gerektiğini belirtti.
Ertuğruloğlu, “Rusya dahil olmak üzere uluslararası toplumun, adadaki gerçekleri tamamen göz ardı eden, artık süresi geçmiş ve tüketilmiş diğer çözüm formüllerini empoze etmekten bir an önce vazgeçmeleri gerekmektedir.” dedi.
“Müzakerenin yeniden başlaması egemen eşitliğin kabul edilmesiyle mümkün!”
Bakan Ertuğruloğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Angela Holguín Cuéllar’ın görevinin, adadaki iki taraf arasında müzakere süreci başlatmak değil, ortak bir zemin tespiti yapmak olduğunu vurguladı.
Kıbrıs Türk tarafının, temsilcinin altı aylık bir süre içinde görev yapması şartıyla atanmasına onay verdiğini anımsatan Bakan Ertuğruloğlu, müzakerelerin yeniden başlaması için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Tahsin Ertuğruloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Angela Holguín Cuéllar’ın görevi, adadaki iki taraf arasında müzakere süreci başlaması için ortak bir zemin bulma çalışması yürütmek değil, iki taraf arasında ortak bir zemin bulunup bulunmadığına dair bir durum tespitinde bulunma çalışması yapmaktır. Hatırlanmalıdır ki, Kıbrıs Türk tarafı, bir kişisel temsilci atanmasına, adadaki iki taraf arasında ortak bir zemin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla altı aylık bir zaman dilimi içinde görev ifa etmesi koşulu ile onay vermişti. Bugün adadaki iki taraf arasında müzakerelerin yeniden başlaması, ancak ve ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesiyle mümkündür. Adadaki bir tarafın haksız bir şekilde tanınmış bir devlet, diğer tarafın ise sadece bir “toplum” olarak muamele görmesine, yani Kıbrıs meselesinin özü olan statü meselesinin ortaya çıkmasına sebebiyet veren karar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 1964 yılında alınan 186 sayılı karardır. Bu kararın alınmasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan Rusya da rol oynamıştır. Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları çerçevesinde, Kıbrıs Türk halkını temsil etmekte olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen eşit ve eşit uluslararası statüsü bulunduğunun teyit edilmesi halinde, Kıbrıs’taki iki devlet, iyi komşuluk ilişkileri içinde yan yana nasıl yaşayabileceklerine dair adil ve kalıcı bir anlaşmaya varılabilmesini teminen bir müzakere süreci içine girebilecektir. Rusya dahil olmak üzere uluslararası toplumun, adadaki gerçekleri tamamen göz ardı eden, artık süresi geçmiş ve tüketilmiş diğer çözüm formüllerini empoze etmekten bir an önce vazgeçmeleri gerekmektedir.”
“Güvenlik Konseyi üyelerinden beklentimiz, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını teslim etmeleri”
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Rusya’nın da içinde bulunduğu uluslararası topluma, özellikle de BM Güvenlik Konseyi üyelerine, Kıbrıs meselesinde adaletin sağlanması ve kalıcı bir çözüm için Kıbrıs Türk halkının haklarını teslim etmeleri çağrısında bulundu.
BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan Rusya Federasyonu’nun BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Cuellar üzerinde baskı oluşturabilecek söylemlerden kaçınması gerektiğini belirten Ertuğruloğlu, “Rusya Federasyonu’nun da bir parçası olduğu uluslararası toplumdan, özellikle BM Güvenlik Konseyi üyelerinden beklentimiz, Kıbrıs meselesinde adil ve kalıcı bir anlaşmaya varılmasının önünü açmak için Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını teslim etmeleridir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan Rusya Federasyonu öncelikli olarak, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Cuellar üzerinde, görev yönergesinin dışına çıkmasına neden olabilecek veya baskı oluşturabilecek söylemlerde bulunmaktan imtina etmelidir. Kişisel Temsilci Ocak ayında, adadaki iki taraf arasında ortak bir zemin bulunup bulunmadığını tespit etmek üzere 6 aylığına görevlendirilmiştir. Cuellar sadece bu durum tespitini yapmakla görevlidir, BMGK Daimi Üyesi Rusya Federasyonu’ndan ve diğer uluslararası aktörler Kişisel Temsilci’ye bu görevini zamanlıca yerine getirmesi yönünde yardımcı olmalıdır. Rusya Federasyonu’nun, adadaki mevcut gerçekleri, yani Kıbrıs’ta iki bağımsız ve egemen Devlet bulunduğunu kabul etmesi gerekmektedir. Adadaki gerçekleri temel almayan hiçbir anlaşma modelinin başarıya ulaşma şansı bulunmamaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 1964 yılında alınan 186 sayılı karar, Kıbrıs meselesini yaratmakla kalmamış, meselenin bugüne kadar çözülmesinin önündeki en büyük engeli de oluşturmuştur. Bu kararda yer alan “Kıbrıs Hükümeti” ifadesi, bu tarihten sonra Kıbrıs Rum tarafına sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tek yasal temsilcisi muamelesinin yapılmasına neden olmuş, dolayısıyla genelde BM’yi, özelde ise BMGK ve özellikle 5 daimi üyesini sorunun bir tarafı haline getirmiştir. 186 sayılı karar ve sonrasında sorunun derinleşmesine neden olan diğer BMGK kararları var oldukça, Rusya Federasyonu’nun tarafsızlığından söz etmek mümkün olmayacaktır.” ifadelerine yer verdi.
“Rusya, gerçeklerden kopuk hareket etmeye son vermeli!”
Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs politikalarının adadaki mevcut gerçeklere dayandığını ve açık olduğunu belirterek Rusya’ya şu mesajı gönderdi:
“Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs konusundaki dış politikaları gayet açık ve nettir. Bu politika adadaki mevcut gerçekler üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla, BMGK’nin 5 daimi üyesinden biri olan Rusya Federasyonu, adadaki mevcut gerçeklerden kopuk, geçerliliğini yitirmiş BMGK kararları çerçevesinde hareket etmeye bir an önce son vermeli, bugün Kıbrıs’ta kendi kendini yöneten iki ayrı Devlet olduğu gerçeğinden hareketle dış politikasına yeni bir yön vermelidir.”
Rusya’dan Holguin’e destek açıklaması
Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, perşembe günü Moskova’da BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Angela Holguín Cuéllar ile bir görüşme gerçekleştirdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Holguín tarafından “adadaki toplumlar arasında müzakerelerin yeniden başlaması için koşullar yaratma” yönündeki çabalarına destek olacakları ifade edildi.
“Rusya’nın tutarlı tutumu yeniden teyit edildi; buna göre, bir çözüm modelinin adil ve sürdürülebilir olması, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanması ve Kıbrıslı taraflarca kendi adil çıkarları dikkate alınarak belirlenmesi gerekir.” açıklamasında bulunan Rusya Dışişleri Bakanlığı, BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) faaliyetlerini ve BM Genel Sekreteri’nin adada istikrarın korunmasına yönelik iyi niyet misyonunu olumlu değerlendirerek, bunun “toplumlar arasında diyalog için vazgeçilmez” olduğunu kaydetti.
Yorumlar kapalı.