Son dönemlerde gittikçe artış gösteren dijital bağımlılık, sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığın insanlara verdiği zararla eş değer durumda.
Tablet, bilgisayar ve akıllı telefon kullanan kişilerin beyinlerinde de nörofizyolojik bozulmalar tespit edildi. Klinik Psikolog ve Bağımlılık Psikoloğu Nilgün Saltaş; ‘Dijital aletlerin kontrolsüz kullanımı bir takım bedensel, ruhsal problemlere ve kişilerarası sorunlara neden olabilmektedir.’ diyerek ailelere önerilerde bulundu. İşte detaylar…
Dijital bağımlılık; dijital teknolojilerin başında gelen tablet, bilgisayar, akıllı telefonlar, video oyunları ve sosyal medyanın kullanımı sırasındaki aşkınlık hali şeklinde özetlenebilir ve sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığında olduğu gibi beyinde bağımlılık döngüsünü oluşturan nörofizyolojik bir bozulmaya neden olmaktadır.
Tıpkı uyuşturucu ve alkol bağımlılığında olduğu gibi dijital bağımlılığın da insan üzerinde olumsuz etkileri bir hayli tehlikeli boyuta ulaşmış durumda. Ortaya çıkan tehlikeleri ve çözüm önerilerini tgrthaber.com Özel Haberler Editörü Emir Yücel’e anlatan Klinik Psikolog ve Bağımlılık Psikoloğu Nilgün Saltaş çok kritik uyarılarda bulundu.
“DİJİTAL BOMBARDIMAN İÇİNDELER”
Günümüzde birçok çocuk ve ergenin yanında, en az bir dijital alet taşıdığını görüyoruz, hatta okul zili çalsın da telefonuma kavuşayım diyen çocuklar var, daha ilkokul sıralarında derste öğrendiklerini ya da ödevlerini düşünmek yerine çıkışta kavuşacağı tablet ve telefonun hayalini kuruyor bu çocuklar. Hatta ödevlerini ve eğitimlerini bile tablet aracılığıyla gerçekleştirmekteler, yani hayatlarının her alanında maruz kaldıkları bir dijital bombardıman içindeler, tabii ki teknolojinin faydalı yanları var ama unutmayın ki, ilacı zehirden ayıran dozudur.
TIPKI MADDE BAĞIMLILIĞINDA OLDUĞU GİBİ…
Dijital bağımlılıklar da madde bağımlılığında olduğu gibi aynı şekilde beyinde patolojik bir kimyasal kısır döngü yaratmaktadır yani çocuk bağımlı olduğu davranıştan uzak kaldığı zaman yoksunluk belirtileri sergilemektedir. Hatta çocuklar ruh hali değişikliği, tolerans, çatışma ve nüks etme gibi bağımlılık kriterlerini karşılayan bir tablo ile karşımıza gelmektedir. Çocuk gündelik hayatındaki önceliği haz alacağı davranışlar olarak düzenleme eğiliminde olacaktır.
Tıpkı madde bağımlılığında olduğu gibi haz odaklı bir şekilde hayatını düzenler ve en kestirme yoldan dopamine yani hazza ulaşmak ister, bunun yolu da başucunda duran tablet ve telefonlardan geçmektedir, emek harcaması gereken dersleri ya da ebeveynlerinin verdiği sorumluluklar ona tabletinin sağladığı çabuk ulaşılan hazzı vermeyecektir. Dijital bağımlılıklar aynı zamanda çocukta dikkat eksikliği de yaratmaktadır çünkü kısa aralıklarla emek harcamadan tek bir tuşla kazandığı dopamin aynı zamanda onun dikkat süresinin de kısaltmaktadır.
“DİJİTAL ALETLER ÇEŞİTLİ HASTALIKLARI BERABERİNDE GETİRİR!”
Dijital aletlerin kontrolsüz kullanımı bir takım bedensel, ruhsal problemlere ve kişilerarası sorunlara neden olabilmektedir. Aşkın süreyle akıllı telefon kullanan çocuklarda sinirlilik, mizaç değişiklikleri, dikkat dağınıklığı ve tembellik gibi sorunlar daha çok gözlenmektedir ve ne kadar erken yaşta dijital bağımlılık geliştiyse bu belirtiler o kadar fazla olacaktır. Uzun süre ekran karşısında vakit geçirmek hareketsizlikle birlikte kalp-damar hastalıkları için risk faktörüdür ve yüksek tansiyon, obezite, uyku kalitesinin bozulması ve insülin direnci, gibi sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, görme bozukluğu ve kemik yoğunluğunun azalması gibi fiziksel sorunlar da ortaya çıkmaktadır.
“EN ÖNEMLİ GÖREV AİLELERDE”
Özellikle ergenler dijital aletler aracılığıyla kurdukları iletişim ile yüz yüze sosyalleşmekten uzak kalarak, daha izole ve asosyal bir iletişim sonucu sosyal anksiyete sıkıntıları yaşamaktadırlar, aynı zamanda empati için gerekli olan gözlem yoluyla duyguları anlama ve yorumlama yetileri de gelişmemektedir, narsisizim neden bu kadar arttı sorusunun cevaplarından biri de budur; yüz yüze iletişim maalesef günümüzde dijital aletler aracılığıyla yüzeysel bir şekilde derinleşmeden gerçekleşmektedir. Bu durum da aslında kişinin yaşamdan aldığı doyum düzeyini düşürmektedir. Teknolojiyle iç içe olan çocuklarınızın bağımlılık belirtilerini fark etmek ailelerin önemli bir görevidir.
Amerikan Psikiyatri Birliği (APA), 2013 yılında yayımladıkları DSM-V’te İnternet Oyunu Oynama Bozukluğu için dokuz tanı kriteri belirlemiştir:
* İnternet oyunlarıyla meşgul olma
* İnternet üzerinden oyun oynanmadığında yoksunluk belirtileri
* İnternet oyunlarına giderek artan bir şekilde zaman ayırma ihtiyacı
* İnternet oyunlarına katılımını kontrol etmeye yönelik başarısız girişimler
* İnternet oyunları haricinde önceki ilgi alanlarına karşı ilgi kaybı
* Psikososyal sorunların farkında olunmasına karşılık internet oyunlarını aşırı kullanmaya devam etme
* İnternet oyunlarını kullanma süresi hakkında çevresini kandırma
* İnternet oyunlarını olumsuz ruh halinden ve duygu durumlarından kaçma için kullanma
* İnternet oyunlarını kullanma sebebiyle yaşamındaki iş, ilişki, kariyer ya da eğitim gibi imkanları kaybetme.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 verilerine göre 9-15 yaş çocuklarının %82,7’sinin dijital alet kullandığı, bu grubun %90,1’inin ise her gün dijital araç kullandığı bulunmuştur. Bu çocukların %31,3’ünün interneti sosyal medyada vakit geçirmek için kullandıkları ve bu grubun %77,7 sinin hemen hemen her gün sosyal medyada vakit geçirdikleri bildirilmiştir. Ne kadar yüksek oranlar değil mi?
ÇOCUKLARIN İNTERNETE KARŞI BAĞIMLILIK OLUŞTURMAMALARI İÇİN, AİLELERE ÖNERİLER
* Tablet, akıllı telefon ve oyunları küçük çocuklar için oyalama aracı olarak kullanmayın.
* İnternet kullanımı ve süresi konularında ebeveyn olarak çocukla beraber kurallar koyun ve bu kurallara mutlaka siz de uyun.
* Çocuklarınıza siz örnek olun.
* İnternet dışında çeşitli eğlence seçenekleri olduğunu hatırlatmak için çocuklarınızla beraber farklı sosyal etkinlikler düzenleyin.
* Çocuklarınızın doğru internet kullanımı hakkında, uzmanlardan bilgilendirme almasına yardımcı olun.
Yorumlar kapalı.