Yapımcı Yusuf Darbukacı, Netflix’te yayınlanacağı açıklanan Yunanistan ve Güney Kıbrıs ortak yapımı “Famagusta” dizisine tepki gösterdi.
ALİYE ÖZENCİ
Yapımcı Yusuf Darbukacı, Netflix’te yayınlanacağı açıklanan “Famagusta” dizisinde 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın, Rum tarafının gözünden ‘taraflı’ şekilde anlatıldığını belirterek tepki gösterdi.
Darbukacı, diziyle ilgili “Bu bir dizi değil, sanat ise hiç değil” dedi ve karşıya en iyi cevabın, tarafsız, gerçeklerin anlatılacağı bir film olacağını söyledi.
KIBRIS TV’de Aliye Özenci’nin sunduğu “Koza” programına konuk olan yapımcı Yusuf Darbukacı, Netflix’te yayınlanması öngörülen Famagusta isimli diziyle ilgili de görüş ve önerilerde bulundu.
Program sunucusunun sorularına samimi cevaplar veren Darbukacı, kendisini tanıtarak başladığı konuşmasında, ülke sinemasının hangi noktada olduğunu, zorluklarını ve gelişimini de anlattı.
“Bu bir dizi değil, sanat ise hiç değil!”
Yapımcı Yusuf Darbukacı, Netflix platformunda yayınlanması planlanan “Famagusta” isimli diziyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Dizide, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın Rum tarafının gözünden ‘taraflı’ şekilde anlatıldığını dile getiren Darbukacı, onlara en iyi cevabın, tarafsız, gerçeklerin anlatılacağı bir filmle olacağını söyledi.
Darbukacı, “taraflı” “Famagusta” yapımı için ‘bu bir dizi değil, sanat ise hiç değil” ifadesini kullanarak da tepkisini ortaya koydu.
Darbukacı şöyle devam etti:
“Amerika, sanat veya sinema ile dünyaya açılıyor ve ülkesini tanıtıyor. Rumlar da bence bu atılım ile kendi seslerini dünyaya duyurmaya çalışıyor. Dizinin bazı fragmanlarını izleme fırsatım oldu, kesinlikle taraflı bir yayın olduğunu söyleyebilirim.
Diziye ülkemizde herhangi bir kısıtlama getirilirse, buna karşı gelmem. Gerçeği yansıtan bir yapım olsa, hangi toplum, hangi ülke olduğuna bakmadan desteklerdim ama karşımızda doğruluk yansıtan bir iş yok”.
“Yapımcı olarak gerçekleri duyurmaya hazırım”
“Biz bir devletiz ve bizim de gerçeklerimiz var” diyen Darbukacı, bir yapımcı olarak Kıbrıs Türk toplumunun yaşadığı gerçekleri, dizi, belgesel veya kısa, uzun metrajlı bir filmle dünyaya duyurmaya hazır olduğunu kaydetti.
Bunun ise devlet ve iş insanlarının katkıları ile projelendirilebileceğini dile getiren Darbukacı, “Ülkemizde çok değerli yönetmenler, oyuncular bulunuyor. En doğru bilgileri aktaracak akademisyenlerin desteği ile o günleri yaşayan kişilerden elde edilecek bilgiler doğrultusunda da çok başarılı bir sinema, belgesel, kısa veya uzun metrajlı filmler ortaya çıkabilir. Bizler de dünyaya açılabiliriz” dedi.
Darbukacı, “Toplum olarak şu an yaptığımız, yayınlanması planlanan bu projeye sözlü olarak tepki koymaktır. Bir şeye sözlü olarak itiraz ettiğinizde iki gün sonra unutulur. Ama bu sözde dizi orada kalacak. Önemli olan biz buna karşılık ne yapacağımızdır. Buna en güzel yanıt, gerçekleri anlatacağımız bir yapımdır” şeklinde konuştu.
Yapımcılığa giriş
YDÜ bilgisayar mühendisliği bölümü mezunu olan Yusuf Darbukacı, sinema dünyasına girişi, İlker Ayrık’ın Kıbrıs’ta çektiği “Müstakbel Aile” filminde, ardından da TRT’de yayınlanan “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisinde de rol aldığı figüranlıkla oldu.
Darbukacı, bu deneyim sırasında kamera arkasında yaşanılan çalışma ortamının kendisini daha çok heyecanlandırdığını ve yapımcılık konusunda kendini geliştirme kararı aldığını anlattı.
Müge Günay’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Vebal’ ve ‘Söz’ isimli filmlerin yapımcılığını üstlendiğini belirten Darbukacı, her iki projenin de kendisi için çok değerli olduğunu kaydetti.
‘Yükselen Yıldız Kuzey Kıbrıs’ belgeseli yakında!
Bu mesleği tanıdıkça aslında çok zor olduğunu anladığını, neredeyse 24 saat aktif olunması gerektiğini dile getiren Darbukacı, “Kamera arkasının zorlukları kadar güzellikleri de var. Aksilikler elbette yaşanır ama moral bozmadan ilerlemek çok önemli. Sonuç odaklı çalışmak, başarı odaklı olmak çok önemli” diyerek yapımcılık mesleğini tanıttı.
Yapımcı Yusuf Darbukacı, yeni projesi olan ‘Yükselen Yıldız Kuzey Kıbrıs’ isimli belgesel çekimlerinin tamamlandığını da Koza programında müjdeledi.
Çekimlerinin 25 günde tamamlanmasının planlandığı projenin 10 günde tamamladığını dile getiren Darbukacı, KKTC’nin tarihini, doğasını ve kültürünü anlatan bu belgeselin kısa bir süre sonra izleyiciyle buluşacağını da söyledi.
“Bir çatı altında toplanılması şart”
Yusuf Darbukacı, ülkemizdeki sinema sektörünün hangi aşamada olduğuna da değindi.
Ülkemiz üniversitelerinde sinemayla ilgili bölümlerde çok değerli hocaların yer aldığını belirten Darbukacı, sıkıntıları şöyle anlattı:
“Bu bölümlerden mezun olan çok başarılı yönetmenler, oyuncular, kameramanlar bulunuyor. Buna rağmen, ‘ülkede sinema sektörü var mı, yok mu?’ sorusunu sormamıza ve tartışmamıza neden oluyor. Bunun sebebi de aslında bir çatı altında toplanabileceğimiz birlik veya derneklerin olmamasıdır”.
Kıbrıs Türk halkı olarak iyi bir izleyici ve eleştirmen olduğumuzu söyleyen Darbukacı, sinema sektörüyle ilgili ileriye dönük projeleri olduğunu, ama bu işin altından kalkabilmek için mutlaka birlik olunması gerektiğini kaydetti.
Darbukacı, şunları kaydetti:
“İşin mutfağının nasıl olduğunu anlamıyoruz ve bunu anlamaya da çalışmıyoruz. Bu yüzden bizim bir çatı altında toplanıp sinema sektörünün gelişimini sağlamalıyız.
Güneşi bol olan bir adada yaşıyoruz. Çekim için çok uygun alanları bulunuyor. Bunların geliştirilmesi, ileriye taşınması, bunun turizm amaçlı kullanılması için platformlar kurulmalı. Bu da sadece sinema sektörüne değil, ülke turizmine de katkı sağlayacak”.
Yorumlar kapalı.