Yeni bela yapay zeka!



featured



Yapay zeka, hayat kurtaran olumlu etkilerinin yanı sıra dolandırıcılar için de yeni bir gelir kapısı yarattı. Kötü niyetli insanlar yapay zekayı dezenformasyon amaçlı da kullanıma sokuyor!

Şikayet edilmeli… Uzman Sarı, “Yapay zeka ile üretilmiş sahte içeriklerin hızla yayılmasının önüne geçilebilmesi için şikayet mekanizmasının kullanılmasını önerdi. “İçeriğin kaldırılması için hukuki yolları zorlamak ve gerekiyorsa tazminat davası açmak için avukatlık hizmeti alınabilir.” diyen Sarı, medya okuryazarlığı eğitimlerinde yapay zeka ürünlerinin nasıl tespit edilebileceği üzerine dersler verilebileceğini söyledi.

Tespit mekanizmaları geliştirilmeli… Siber Güvenlik Uzmanı Arif Sarı, bir görüntüde yer alan kişinin sesinin ve görüntüsünün manipüle edilmesine ‘deepfake’ dendiğini belirterek, KKTC’de yapay zeka ile manipüle edilmiş içeriklere karşı özel bir tespit mekanizması bulunmadığını ifade etti. Sarı, bu tür içeriklerin belirlenebilmesi için gerekli araçların geliştirilmesinin hükümet tarafından desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı da mağdur… Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, adı ve sesi kullanılarak yürütülen dezenformasyon kampanyaları konusunda yeni bir uyarıda bulundu. Sadece resmi ve güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere itibar edilmesini isteyen Cumhurbaşkanı, bu kampanyalara karşı gerekli hukuki sürecin başlatıldığını ve emniyet birimlerine resmi şikayette bulunduğunun da altını çizdi.

Emine Gül ÖZER

Teknolojinin gelişmesiyle hayatımıza giren ve pek çok konuda olumlu etkiler yaratan ‘yapay zeka’, bu kez karanlık yönleriyle gündemde.

Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen siyasi ve tanınmış figürleri için kullanılan sahtecilik yöntemi ülkemizde de görülmeye başladı. Son zamanlarda yapay zekayla ülkemizde güvenilir kişilerin, görüntüleri ve sesleri değiştirilerek çeşitli yatırım tavsiyesi olarak sosyal medyada kullanılıyor. Sponsorlanan bu görüntülerle tüm kullanıcılara ulaşan dolandırıcılar, tehlikeli bir hal aldı.

KIBRIS, Siber Güvenlik Uzmanı Arif Sarı ile gelinen aşamayı konuştu. Mevcut bir görüntü veya videoda yer alan bir kişinin yapay sinir ağları kullanılarak sesinin ve görüntüsünün manipüle edilmesine, ‘deepfake’ deniyor.

Dolandırıcıların hiç çekinmeden yayınladığı bu montajlanmış videolardan mağdur olanlar arasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar dahi var. Siyasiler ve gazeteciler de mağdurlar arasında.

Kıbrıs TV’de “Kıbrıs’ta Sabah” programının sunucusu Eda Alisinanoğlu ve “Satır Arası” programının sunucusu Ezgi Çelik de bu bağlamda dolandırıcıların ağına takıldı. Her geçen gün artış gösteren bu yöntem artık tedirginlik yaratacak boyuta geldi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, daha önce de bu tür dolandırıcılıklara itibar edilmemesi hususunda basın bildiri yayınlansa da, dolandırıcıların yeniden Cumhurbaşkanını dolandırıcılık ağına dahil ederek, yeni videolar yayınlaması devletin en üst makamında da rahatsızlık yarattı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Tatar’ın adı ve sesi kullanılarak yürütülen dezenformasyon kampanyaları konusunda yeniden uyarı yapıldı, sadece resmi ve güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere itibar edilmesi istendi.

Tatar emniyete şikayette bulundu

Tatar, bu kampanyalara karşı gerekli hukuki sürecin başlatıldığını ve emniyet birimlerine resmi şikayette bulunduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı, sosyal medyada yapay zekayla adı ve sesi kullanılarak yapılan dolandırıcılık kampanyaları hakkında yayınladığı yeni yazıda şu ifadeleri kullandı:

“Son günlerde, adım ve yapay zekayla sesim kullanılarak sahte hesaplar aracılığıyla kasıtlı olarak yayılan asılsız ve etik dışı haberler insanları dolandırmak ve kamuoyunu yanıltma amacı taşımaktadır. Bunu şiddetle kınıyorum. Gerçek dışı bilgilerin kamuoyunu yanıltmaya ve sahtekarlığa yönelik olarak kullanılması, toplum huzurunu bozmayı da amaçlayan sorumsuz bir girişimdir.

Bu tür dezenformasyon kampanyalarına karşı gerekli hukuki süreç başlatılmış olup, emniyet birimlerimize resmi şikayette bulunulmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, demokratik değerleri ve basın etiğini koruma kararlılığını sürdürecek; toplumumuzu yanıltmaya yönelik bu tür girişimlere asla müsamaha göstermeyecektir.

Kamuoyunun yalnızca resmi ve güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere itibar etmesini önemle rica eder, doğru bilginin yayılması adına tüm vatandaşlarımızın hassasiyet göstermesini beklerim.”

Uzman Arif Sarı: Ciddi bir risk

Konuyla ilgili KIBRIS muhabirinin sorularını yanıtlayan Siber Güvenlik Uzmanı Arif Sarı, son günlerde televizyon ve gazetelerde güvenilir kişiliklerin yüzleri ve videoları yapay zeka yardımıyla değiştirilerek yanıltıcı bilgiler sunulması konusunda bilgiler paylaştı. Arif Sarı, yapay zeka teknolojisinin gelişmesiyle birlikte ‘deepfake’ olarak bilinen ve gerçek olmayan görüntü veya videoların üretilmesinin giderek daha fazla mümkün hale geldiğine işaret etti.

Bu teknolojinin insanların yüz ifadelerini ve seslerini gerçeğe çok yakın bir şekilde taklit edebildiğini belirten Sarı, “Deepfake, derin öğrenme ve yapay zeka tekniklerini kullanarak insanların yüz ve seslerini taklit eden videolar üretir. Bu işlem, genellikle büyük veri setlerinden öğrenen sinir ağları tarafından yapılır. Örneğin bir kişinin yüz ifadeleri, konuşma tarzı ve mimikleri büyük bir veri setinden öğrenilir ve bu bilgiler başka bir kişinin videosuna uygulanarak gerçekçi, ancak tamamen sahte içerikler oluşturulabilir” şeklinde konuştu.

Bu teknolojinin etik olmayan kullanımıyla toplumu yanıltabileceğini ve bireylerin itibarına zarar verebileceğini aktaran Sarı, “Bu durum, özellikle kamusal figürlerin ve güvenilir kişiliklerin yüzlerinin kullanıldığı sahtekârlıklarda ciddi bir risk oluşturuyor. Kullanıcılar, gördüklerine eskisinden daha az güvenmeye başladı, çünkü artık görüntülerin ve seslerin manipüle edilip edilmediğini anlamak zorlaştı. Bu teknolojinin etik olmayan kullanımları, bireysel haklara zarar verebilir ve toplumda yanıltıcı bilgilerin yayılmasına yol açabilir” dedi.

“İçerikleri engelleyici politikalar geliştirilmeli..”

Yapay zekanın bu tehlikeli kullanımlarına karşı korunmak için neler yapılabileceğini de anlatan siber güvenlik uzmanı Sarı, ilk adım olarak yapay zekanın bu tür kullanımlarına karşı bilinç düzeyinin artırmasının büyük önem taşıdığını aktardı.

Arif Sarı, şöyle devam etti:

“Medya okuryazarlığı eğitimlerinde yapay zeka ürünleri olan deepfake videoların ve ses kayıtlarının nasıl tespit edilebileceği üzerine dersler verilebilir. Teknoloji şirketleri ve sosyal medya platformları yapay zeka ile üretilmiş içerikleri tespit edip işaretlemek için daha fazla kaynak ayırmalı ve bu tür içeriklerin yayılmasını engelleyici politikalar geliştirmeli. Ayrıca, bu tür içeriklerle karşılaşıldığında bunların şikayet edilmesi ve ilgili platformlar tarafından incelenmesi teşvik edilmeli.”

Deepfake içeriklerinden korunmak için öncelikle bu teknolojinin varlığından ve işleyişinden haberdar olmak gerekitiğini söyleyen Sarı, “Kullanıcılar, şüphe uyandıran medya içeriklerini doğrulamak için birden fazla kaynağa başvurmalıdır. Teknoloji şirketleri, yapay zeka ile üretilmiş sahte içerikleri tespit etmek için daha gelişmiş araçlar geliştirmeli ve bu içerikleri platformlarından kaldırmak için politikalar oluşturmalıdır. Ayrıca, bu tür içeriklerle mücadelede blockchain gibi teknolojilerden faydalanarak içeriğin orijinalliğini doğrulayan sistemler kurulabilir” dedi.

“Hızlı ve etkin müdahale edilmeli..”

Yapay zeka ile manipüle edilmiş bir içeriğin mağduru olunduğunda neler yapılabileceğini de aktaran Sarı,

“Mağduriyetin farkına varıldığında ilk adım olarak ilgili içeriğin ekran görüntüleri alınmalı ve bu içeriğin yayıldığı platformlara bildirilmelidir. Ayrıca yasal yollara başvurarak haklarınızın korunması için avukatlık desteği almak önemlidir. Bu süreçte mağduriyetin sosyal ve psikolojik etkileriyle başa çıkabilmek için profesyonel destek almak da faydalı olabilir” ifadelerini kullandı.

Sarı, şunları kaydetti:

“Yapay zeka ile üretilmiş sahte içeriklerin hızla yayılma potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda hızlı ve etkin bir şekilde müdahale etmek, olası zararların önüne geçebilir. İçeriğin kaldırılması için hukuki yolları zorlamak ve gerekiyorsa tazminat davası açmak için avukatlık hizmeti alınabilir. Aynı zamanda bu tür bir mağduriyet durumunda yerel veya ulusal düzeyde düzenleyici otoritelere de başvurulabilir.”

“Psikolojik ve ekonomik zarar verebilir..”

Yapay zeka dolandırıcılığının her zaman masumane olmadığı gibi kimi zaman kişilerin istenilmeyen uygunsuz görüntülerinin de yerleştirildiğini belirten Sarı, özellikle sosyal medyada ünlülerin fotoğraflarının cinsel veya istenilmeyen türden manipüle edilmesi hususunda bilgiler verdi; bu durumun kişilik haklarının ciddi bir ihlali olarak karşımıza çıktığına dikkat çekti..

Bu tür manipülasyonların kişilerin itibarını zedeleyebileceğini ve onlara psikolojik, sosyal ve hatta ekonomik zararlar verebileceğini aktaran Arif Sarı, şöyle devam etti:

“Bu bağlamda kullanıcıların ve platformların bu tür içeriklere karşı dikkatli olmaları ve hızlı bir şekilde tepki göstermeleri gerekiyor. Aynı zamanda bu tür içerikleri üreten ve yayınlayan kişilere karşı yasal işlemlerin başlatılması, caydırıcılık açısından önemlidir. Toplum olarak, dijital etik ve saygı çerçevesinde hareket etmek bu tür olumsuz durumların önlenmesine katkı sağlayacaktır.”

“Yasaklanmalı ve cezai yaptırımlar içermeli..”

Ülkemizde özellikle son dönemde gazetecilerin ve siyasilerin bu hususta mağdur edildiğini deepfake ve benzeri teknolojilerle mücadelede yasal ve teknik düzenlemelerin nasıl olması gerektiğini de aktaran Arif Sarı, şöyle dedi:

“Yasal düzenlemeler, deepfake ve benzeri teknolojilerin kötüye kullanımını açıkça yasaklamalı ve cezai yaptırımlar içermelidir. Teknik düzenlemeler ise medya şirketlerinin bu tür içerikleri tespit etmeleri ve hızla müdahale etmeleri için gerekli altyapıyı kurmalarını sağlamalıdır. Örneğin, AB ve ABD’de bazı yasal girişimler, dijital içeriğin manipüle edilip edilmediğini tespit etmek ve tüketicileri bilgilendirmek amacıyla dijital içeriklere ‘dijital pasaport’ eklenmesini önermektedir. Bu pasaportlar, içeriğin kaynağını, tarihini ve içerik üzerinde yapılan değişiklikleri açıkça belirtecek şekilde tasarlanabilir.”

“KKTC’de tespit edecek bir mercii yok..”

Siber Güvenlik Uzmanı Arif Sarı, KKTC’de deepfake içerikler gibi yapay zeka ile manipüle edilmiş medyanın kötüye kullanımına karşı herhangi bir tespit mekanizması veya resmi bir mercii bulunmadığını ifade ederek, bu konuda ne gibi adımlar atılabileceğini şöyle aktardı:

“ KKTC gibi yapay zeka ile manipüle edilmiş içeriklere karşı özel bir tespit mekanizması veya resmi mercii bulunmayan yerlerde, bireyler ve kurumlar için zorlayıcı durumlar ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarla mücadelede ilk adım, hükümetlerin ve ilgili kurumların bu yeni teknolojilere karşı duyarlı hale gelmelerini sağlamaktır. Öncelikle bu tür içeriklerin tespit edilmesi ve raporlanması için gerekli araçların geliştirilmesi, hükümet politikaları tarafından desteklenmelidir. Ayrıca sosyal medya platformları ile işbirliği yaparak, bu platformlarda yayınlanan içeriklerin daha hızlı bir şekilde kaldırılmasını sağlayacak düzenlemeler getirilmelidir.”

“Sahte içerikleri raporlayın”

Sosyal medyada yanıltıcı içerikler yayınlandığında KKTC vatandaşlarının bu noktada neler yapabileceğini aktaran Uzman, “KKTC’de resmi bir tespit mekanizması veya mercii olmaması sebebi ile vatandaşlar sosyal medya platformlarının kendi iç tüzük ve şikayet mekanizmalarını kullanarak harekete geçebilirler. Facebook, Twitter, Instagram gibi platformlar, kullanıcı şikayetlerini değerlendirerek yanıltıcı veya zararlı içerikleri platformlarından kaldırmak için politikalar geliştirmiştir” ifadelerini kullandı ve şunları söyledi:

“ Kullanıcılar, karşılaştıkları sahte içerikleri platformların raporlama araçları aracılığıyla bildirmelidir. Ayrıca, yerel sivil toplum kuruluşları ve medya okuryazarlığı örgütleri ile işbirliği yaparak bu tür içeriklere karşı daha geniş çaplı bir farkındalık ve mücadele ağı oluşturulabilir.”

“Yasal düzenlemeler ve teknik altyapı güçlendirilmeli..”

KKTC’de bu tür teknolojik manipülasyonlara karşı hukuki düzenlemelerin oluşturulması için ne gibi adımlar atılması gerektiğiyle ilgili de açıklamalarda bulunana Sarı, şunları kaydetti:

“KKTC hükümeti, yapay zeka teknolojilerinin kötüye kullanımı konusunda yasal bir çerçeve oluşturarak bu tür suçlara karşı önlem almalıdır. Bu, hem yasal düzenlemelerin hem de teknik altyapının güçlendirilmesini içermelidir. Örneğin, dijital içeriklerin manipüle edilmesini önlemek amacıyla dijital imza ve sertifika sistemleri gibi teknolojilerin kullanımı teşvik edilebilir.”

Bu tür suçlara karşı etkin mücadele edebilmek için yargı ve emniyet birimlerinin de bu konuda özel eğitimlerden geçirilmesi ve gerekli teknolojik araçlarla donatılmasının önem taşıdığına dikkat çeken Sarı, “Bu adımlar, hem bireylerin, hem de toplumun dijital ortamda daha güvenli bir şekilde faaliyet göstermesine olanak sağlayacaktır” dedi.

0
mutlu
Mutlu
0
alk_
Alkış
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
Yeni bela yapay zeka!
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.