
Bütçe görüşmeleri sırasında ve hafta sonu bazı gazetelerde ülkemizdeki akademisyen sayısı olarak 2500 rakamı durmadan zikredildi. Bu rakama nerden hangi kurumdan ulaştıklarını bilmiyorum ama veri doğru değildir.
Toplumun belirli noktasında olan kişilerin resmi veriye dayalı bir şekilde demeç vermesi gerekmektedir. Kulaktan duyma bilgiler mecliste veya eğitim bilimciler tarafından zikredildiğinde bunlar doğru olarak kanıksanabilir, bu hususlarda dikkatli ve özenli olunmalıdır.
Bugün itibarıyla üniversitelerimizde 2578 KKTC, 2195 TC, 982 de 3. ülke uyruklu olmak üzere 5755 akademisyen görev alıyor.
Bir başka deyişle 103, 877 öğrencinin eğitim aldığı ülkemizde öğrenci başına 18.05 akademisyen düşüyor. Bu bağlamda iyi noktada olduğumuzu söyleyebiliriz.
Ülke yükseköğreniminde nitelik sorunu yoktur…
Ülkemizde eğitim alan öğrencilerin %12’si KKTC, %40’ı uluslararası, %48’i ise TC vatandaşıdır.
Öğrencilerin %43’ü kadın iken %57’si erkektir. Ortalama 20.000’in üzerinde yeni öğrencinin kayıt yaptırdığını ülkemizde uluslararası öğrenci sayısı artarken TC’den gelen öğrenci sayısında düşüş göze çarpmaktadır.
Tabii günümüzde nicelikle değil nitelikle ön plana çıkmaya çalışmalıyız. Üniversitelerimizin bilimsel yayın ve ARGE çalışmalarında son yıllarda göstermiş oldukları başarıları göz ardı etmemek lazım.
Ülke yükseköğreniminde nitelik sorunu yoktur. Ciddi oranda KKTC vatandaşı akademisyenin de bu alanda görev yapması dikkate değerdir.
40 yıllık geçmişi olan üniversitelerimizle iki üç yılı olan üniversiteleri kıyaslayarak bazen ilgili kurumlara haksız eleştiriler yapıldığını gözlemliyoruz. Geçmişi olan bir üniversite ile sisteme yeni dâhil olan bir üniversitenin kıyaslanması akademik tahammüller çerçevesinde mümkün değildir. Değerlendirme ve incelemelerinde bu bağlamda yapılması gerekmektedir.
Yükseköğrenim strateji belgesi…
Ülkemizde yükseköğrenim strateji belgesinin yayımlanmış olması ülke geleceği ve yükseköğrenimin niteliği açısından önemlidir. Belge yayımlanmış olup bakanlar kurulundan onaylanmıştır. Bu belge dâhilinde şu an eylem planı hazırlıkları sistematik bir şekilde devam etmektedir. İki üç ay içerisinde eylem planı hazırlıkları da tamamlanacaktır.
Yükseköğretim kurumları denetim tüzüğü…
İlk kez ülkemizde yükseköğretim kurumları denetim tüzüğü hazırlanarak resmi gazetede yayımlanmıştır. Sadece yükseköğrenimde değil ülkenin genelinin en büyük sıkıntısı denetimsizlik.
Kalite ve disiplin denetimle birlikte gelir anlayışından yola çıkmak lazım. Yükseköğretimde kalite akreditasyon, tanınma ve yayınla bütünleşmelidir.
Akademisyen kalitesi eğitim kalitesiyle eş değerdir. Daha basite indirgersek dersi ve niteliği aktaran okul değil öğretmendir, akademisyendir.
Bu bağlamda yapılacak denetim ve yönlendirme ülke yükseköğrenimi açısından önem arz etmektedir.
21. yüzyıl bilim ve teknoloji çağı…
Ama bu bilim ve teknolojiyi özümseyecek başkasını incitmeyecek insanlara ihtiyaç var…
Özellikle demokratik sistemde, insan eğitimi ya da eğitilmiş insan modeli ayrı bir önem taşır. Çünkü demokrasi uygar toplumların yaşama biçimidir.
Sorumluluk duygusu taşımayan bireyler, demokrasinin değerini ve önemini anlayamaz. Bu değeri de aslında aşılayacak olan eğitimdir.
Sadece öğretim yeterli değildir, sağlıklı beyinleri topluma kazandırmaya. Toplumun huzurunu bozucu birçok davranışın üniversite mezunları tarafından da sergilendiğini görebiliyoruz.
Yani bir şeyler öğrenmiş; ama popüler kültürün son model eğitilmemiş beyinleri bunlar…
Binalarda ve binaların dışında verilen eğitim aslında toplumun kendisini eğitici bir faktördür. İnsanlar eğitimlerinin çoğunu buradan alır. Ama eğitilmemiş bir toplum için bu söz konusu değildir.
Ancak eğitilmiş bir toplum, bireylerini eğitebilir…
Yorumlar kapalı.