

Saat çöpe atıldı.
Kumu aktı zamanın,
karpuz çekirdeklerine,
tarihi geçmiş öksürük ilacının prospektüsüne
ve tuzlu balık kemiklerine.
Eski bir saat.
Eski bir evde ve eski bir evi gören
duvar kağıdının ensesinde.
Uzun günler kalmış.
Görmüş görmemiş.
Duymuş duymamış.
Yaşamış yaşamamış.
Varoluşu kanıtlanmamış.
Çöpe atıldı az önce.
Çöp arabasının arkasına,
zamanın hayaletlerinin konvoyu sıralandı.
Akşamüstünün nefesi,
nehirlerin köpüklerinde sürüklendi,
dağıldı.
Camlar kumlarını tekmeledi,
kumlar çöllerini.
Sahibi, karar verdi:
Bu saat artık öldü, dedi.
Duvar, eşyaların dilinden yapılmış
özgün bir sessizliği belki yüz milyon
kez tekrar etti.
Ve çöp arabası hareket etti.
Saat artık hissetmedi.
Bir eski saat ki yuvasından
düşmüş yavru kurt ulumasıydı artık,
eski tıkırtılarıyla
birlikte çöpe atıldı;
her sorduğunda, sahibine,
zamanın geçmediği yalanını
fısıldaması sebebiyle.
Yorumlar kapalı.