
Bugün Pazar ya, biraz da nostalji gerek. Eskilerden söz etmek gerek.
Tanınmış iş insanlarımızdan Salih Boyacı’nın ‘Unutmayacağız’ isimli kitabı eskilerden günümüze kadar geçen süreçte yaşananları sade bir üslupla anlatıyor. Salih Boyacı, ‘Yazarın notu’ bölümünde şöyle diyor:
“Vatan Şairi Namık Kemal’i Mağusa’ya sürgüne gönderen, Kurtuluş Savaşı’mızı başlatan büyük önderimiz Atatürk’ümüze ölüm fermanı çıkartan bir zihniyetin, sonuçta Kıbrıslı Türkleri de İngiliz sömürge idaresine devretmesiyle başlayan ve ‘Osmanlı bakiyeleri’ olarak adlandırılmak istenen, kaderine terk edilen bir halkın Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı aziz Türk milletinin bir parçası olduğunu başta Türkiye’yi yönetenlere ve sonuçta bütün dünyaya kanıtladığı destanın yüzyıllık bir direnişin kahramanları olmakla gurur duyan bir halkız. Varoluş mücadelesi vermiş böyle bir halkın bir parçası olmakla gurur duyuyoruz.”
“Ne dedemlerin, ne de babamların kuşağı bize herhangi bir aktarımda bulunmadılar. Onlardan geriye hiçbir şey kalmadı. Ben, bizden öncekiler gibi yapmayıp, bizden sonraki nesillere nereden ve nasıl geldiklerini aktarmak istedim” diyen Salih Boyacı, ailesini anlatırken özetle şöyle diyor:
“Benim şahsımda aslında çok faal bir aile olan Boyacı ailesi anlatılıyor bu kitapta. Hepsi çalışkan insanlardır. Bu toplum için mücadele eden insanlardı.”
‘Unutmayacağız’ kitabının bazı bölümlerinden alıntıları şöyle sıralayabiliriz:
“Ben, esas olarak, bu günkü gençlere İngiliz’e kiralandığımız günün ardından ancak 96 yıl sonra 1974’te gerçek bir özgürlüğe nasıl kavuştuğumuzu göstermek istedim. İleriye bakmak en iyisi. Elbette geçmişimizi unutmadan yapmalıyız bunu. Ama geçmişi anarken, esas amacımız, kahramanlığımızı övmek değil, bir kez daha benzer hadiseler yaşanmaması için o geçmişten ders çıkarmak olmalı. Yoksa bir gün yine aynı mücadele verilmek zorunda kalınırsa, bu toplumun yine aynı şekilde direneceğine zaten eminim.”
Salih Boyacı, kitabın ortaya çıkmasında destek ve katkıları nedeniyle önce eşi ve çocuklarına teşekkür ederken, torunu Rauf’a ayrıca teşekkür borcu olduğunu, onun teşviki ve ısrarı olmasaydı, kitabın ortaya çıkmayacağını kaydediyor.
“Bu kitabı yazmaktaki en büyük amacım bizden sonraki nesillerin bu güne nasıl gelindiğini iyi bilmelerine katkıda bulunmak ve geçmiş hakkında sağlıklı bir değerlendirme yaparak ders çıkarmalarına yardımcı olmak… Umarım ufak da olsa böyle bir katkım olur” diyen kitabın yazarı “Ayluka’da Günaydın ve Kalimera” başlıklı bölümde şunları aktarıyor:
“Lefkoşa’da Ayluka’da doğdum. Kuruçeşme’de gittiğimiz anaokulunda yönetici Növber hanımı hatırlıyorum. Oturduğumuz mahallede sabahları birbirlerine ‘Günaydın’ ve ‘Kalimera’ diyen Türkler ve Rumlar vardı. Dedem Boyacı Salih de tüccardı. Hindistan’dan ithal ettiği iplikleri kendi boyayıp satmaya başlamış. Anlayacağınız Boyacı soyadı oradan mirastır bizim aileye.”
‘Üç kardeş, üç karakter’ başlıklı bölümde ise şunlar vurgulanıyor:
“Mustafa ve Ahmet amcalarım babamı çok severlerdi. Aslında babamı herkes severdi. Tam bir halk adamıydı. Sempatik, kimseye bir zararı olmayan, hoş sohbet iyi bir insan… İşine bağlı, çalışkan bir insandı, ama aynı zamanda keyif adamıydı ve gece hayatına epey düşkündü.”
Kitapta daha neler var, neler… O nedenle önümüzdeki pazara devam diyoruz.
İyi Pazar’lar.
***
Mustafa Soyalan, Nevzat Şahiner ve Kurtuluş köyünden Fatma Hasan Lefke’nin sevilen simalarından, matematik öğretmeni ve CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner’in babası Nevzat Şahiner önceki gün Doğancı’da sonsuzluğa uğurlandı. Cenaze törenine ailesi, siyasiler ve sevenleri katılırken, mekânının cennet olması dileğinde bulunuldu.
Bu arada Lefkoşa’nın köklü ailelerinden Soyalan ailesinin sevilen çınarlarından, eski Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan’ın da kardeşi olan Mustafa Soyalan önceki gün Lefkoşa’da toprağa verildi. İyi insan Mustafa Soyalan’ın vefatı, ailesi ve sevenleri arasında derin üzüntü yarattı, nur içinde yatması temenni edildi.
Diğer yandan aslen Kurtuluş köyünden olup, uzun yıllardan beri İngiltere’de yaşayan, ailenin değerli büyüğü, iyiliksever insan Fatma Hasan bugün İskele Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Kurtuluş’ta son yolculuğuna uğurlanacak. Sevgili eşi Davut Hasan, evlatları Hanife Güzler, Hilmi ve Suna Hasan ile Aliye Hasan (merhume), damatları Halil Güzler, Karanbir Bhullar, gelini Sevengül Hasan, torunları Yasemin ve Cem Kemal, Peril Kakolyris, Coşkun Hasan, sonsuz acılar içerisinde olduklarını ifade ettiler, tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntüyle duyururken, “Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” dediler.
Yorumlar kapalı.