yonetici

Etel Winery ve Kuzey Kıbrıs’ta şarapçılık







Benim için çok önemli anlara imza atılıyordu. Akdeniz’in en güzel adalarının birinde yaşayacaksınız ama alternatif turizm modellerinden yeteri kadar faydalanamayacaksınız. Şimdi sırasıyla, bu alternatiflerin ne olduğunu buradan söylemeye gerek yok. Çünkü ‘Turizm Ajandamızı’ okuyan kişiler bunların neler olduğunun bilincinde artık.

Bu kez farklı bir oluşum vardı gerçekleşen. Şarapçılık, bu güzel ülkeye 5 bin yıl öncesinden miras kalırken, biz bu eşsiz mirasın yok olmasını sadece seyrediyorduk. Şu veya bu sebeple, biz aslında geçmişte dedelerimizin geçim kaynaklarından birisi olan üzüm üretimini ve şarapçılığı kendi kaderine bıraktık.

Çok iyi hatırlıyorum, teyzem kendi imalatı olan gülsuyunu mutfağına kurduğu imbiklerle yaparken, rahmetli eniştem de kendi imbiklerinden geçirdiği üzüm sularından, kendi zivaniyasını üretiyordu. Bu zivaniyalar çok kaliteliydi. O kadar ustaydı ki eniştem, alkol derecesini bile ayarlayabiliyordu. Rahmetli de içtiğinde sıkı içerdi doğrusu.

Bir yaz akşamı başladıkları içki sofrasında iki şişe zivaniya, iki şişe viski ve 36 adet bira içtiklerini hatırlarım. Nereden biliyorum? Zivaniya haricindeki şişeleri bakkaldan ben aldığım için. Kaç kişi içmişti? İnanın sadece dört. İnanılmazdı ve bu gecelerin yükünü teyzem servis elemanı, ben de küçük yaştaki bakkal tedarikçisi olarak  çekiyordum genellikle. Sağlam da et tüketirlerdi çünkü eniştem kasaptı ve mezeden dolayı da zorluk çekmiyorlardı doğrusu.

Etel Vinery açılışı

Devletimizin üst makamları çoğunlukla oradaydı. Bazı bakanlarımız, üst düzey bürokratlar ve Başbakan Yardımcımız Sn. Serdar Denktaş, kıymetli eşi Müge Denktaş da oradaydı. Serdar başkanımla servis edilen kırmızı ve beyaz şaraplara hayran kalmıştık. Hani ikimiz de biraz şaraptan anlıyorduk ve ilk bizlere ikram edilen Chardonnay ile Merlot arasındaki farklı iki üzümün ağzımızda bıraktığı lezzeti konuşuyorduk.

İnanılmaz güzellikteydi bu şaraplar ve hemen beyaz olanın da tadına bakalım dedik. Beyaz da en az kırmızılar kadar güzeldi. O anlarda doğru mu, gerçek mi olduğu bilinmez ama ne de olsa rivayete göre II. Selim (sarı), adayı daha fazla şaraplarından dolayı almamış mıydı?

5 bin yıl öncesine dayanan bu geleneği biz Osmanlı torunları olarak bu güzel adada 500 yıl sonra tekrardan hayata geçiriyorduk. Nerede? Ilgaz köyünde. Kimler tarafından, yabancılar tarafından. Bu kişileri ne kadar tebrik etsek azdır. Çünkü büyük girişimcilik ruhuyla bu işe koyuldular. Geçmişte Mehmetçik köyünde ufak ufak üretim olmuştu ama daha sonra kaderine terk edilmişti.

Açılışta Gillham Vineyard, Hotel Satış ve Pazarlama Müdürü Natalie Haigh böylesine bir proje için Girne Ilgaz bölgesine yatırım yapmanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Daha sonra mikrofona gelen proje ortaklarından Benzie Friedman ise dört yıl önce kaybettiği eşi Etel Friedman’ın rüyasının bu yatırımla gerçekleştiğini söyledi. Gillham Vineyard Boutique Hotel ve Gillham’s Wine Culture Tourism Center’in de hayata geçmesiyle projenin tamamlanacağına işaret etti.

Yaklaşık 80 yataktan oluşan bungalov konaklama üniteleri, 40 dönüm üzüm bağı arazisi içerisine konumlandırılmış. Tepede olan bu ünitelerin Alsancak sahillerine bakışı mükemmel güzellikte. Ancak konaklama ünitelerinin mefruşat ve diğer eksiklikleri henüz tamamlanmamış. Kurdele açılışını ortaklardan Benzi Friedman, Paul Gillham, İgor Kobilityasky ve devlet erkânı gerçekleştirdi.

Açılış anında müzisyen kimliğimizle Sn. Serdar Denktaş başkanımla sahne alan orkestraya da hayran kaldık. Bizden 10 üzerinden 10 puan aldılar.

Şarap üretimi ve üzüm rekoltesi artarak devam etmeli

Makine, teçhizat, mefruşatla ilgili önüme gelen teşvik indirimiyle ilgili evrakları gözüm kapalı imzalamıştım. Ne kadar doğru bir işe imzamızı atmışız. Öğrendiğim kadarıyla yılda yaklaşık 100 bin şişe hem Kıbrıs Türk turizmine hem de yerli ve yabancı tüketimin beğenisine sunulacak.

Geçmişte yaptığım bir araştırmada güneyli komşularımızın şarap üretimi konusunda 40’ın üzerinde 50’ye yakın şarap fabrikası olduğunu öğrenmiştim. Bu vesileyle kendi bilgilerimi de yenilemek adına bu yazı için yaptığım araştırmada; Baf ve Limasol bölgesinde özellikle şarapçılık ve şarap kültürünü geliştirmek adına son yıllarda küçük köylere çok büyük önem verilmiş. Böylelikle her yıl yüzde 6’lık artış şarapçılıkta söz konusu. Agro turizm kapsamında bölgesel gelişmeyle birlikte, köylerdeki nüfusun şehirlere göç etmesine de engel oluyorlar. Resmi büyük görmek lâzımdır. Bu sadece şarap üretimiyle alakalı değil. Gelen turistlere ve halka Kıbrıs şarap kültürünü anlatıyorlar ve gösteriyorlar.

Erimi bölgesindeki Kıbrıs Şarap Müzesi ise bu kültürel faaliyetin dış dünyaya yansıdığı yer oluyor.

Daha fazla Güney Kıbrıs’la ilgili istatistik verebilirdim ama onları yazmak yerine dünya ülkelerinden bahsedeyim. En büyük şarap üretimi yapılan en eşsiz yerler sıralamasında birinci sırada Bordeaux, ikinci sırada California, üçüncü sırada Fransa’da Burgonya, dördüncü sırada ise İtalya’nın Sicilya adası var. Unutmadan! Avrupa’nın en fazla şarap üreten ülkesi ise İtalya’dır.

Turizm dolu günler bizimle olsun.

Etel Winery ve Kuzey Kıbrıs’ta şarapçılık
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.