Son yıllarda ve günlerde Ortadoğu kökenli terör faaliyetlerinin başta Ortadoğu coğrafyası olmak üzere tüm dünyayı fena şekilde etki altına aldığını görmekteyiz. Siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, resmi, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddeti içeren yol olarak tanımlanan terörizmin kökeninin M.Ö. Eski Yunan ve Roma’ya kadar uzandığını görmekteyiz. Dünyadaki ilk cinayetin ise Hz. Adem ile Hz. Havva’nın büyük oğlu Kâbil’in küçük oğlu Habil’i öldürdüğü yönündeki ifadeyi tüm tek tanrılı din kitaplarında bulmaktayız.
Dünyanın henüz bilimle tam anlamıyla tanışmadığı, dünya düzeni, sivil ve toplumsal yaşayışın aynen diğer canlı türlerinden olduğu gibi sorgusuz tek bir grup liderinin iradesine göre şekil aldığı ilk ve orta çağ dönemlerindeki terör faaliyetlerini anlayabiliyoruz. İnsanoğlunun dünyayı algılayış ve yorumlayışına akıl ve mantığın değil, duygu ve içgüdülerin yön verdiği geçmiş zaman kültürlerinin sürekliliğini halâ bu çağda görmek çok üzücü. Temelde tüm dinlerin ortaya çıkış nedeni de insan ve dünya yaşamını akıl ve mantık yoluyla düzene koymaktı. Ancak gelinen noktaya baktığımız zaman geçmişte olduğu gibi günümüzde de halâ bazı ülke ve grupların dini kendi çıkarları için kullandığını ve bu yolla dünyaya terör yaşattıklarını görmekteyiz.
Dünyada canlı yaşamının doğal bir döngüsü olan büyük balığın küçük balığı yemesi prensibi insan ve toplum yaşamında kendini ne yazık ki savaş ve terör yoluyla göstermektedir. Sosyo- kültürel ve ekonomik yönden zayıf olan toplumların maruz kaldığı emperyal dayatmalar da terörizmin bir başka boyutudur. İşte bilimsel eğitimin önemi burada ortaya çıkıyor. Dünya genelinde terör ve emperyalizmin kıskacında olan toplumlar kendi aydınlarına biraz kulak verseler, bilimsel ve lâik eğitim sistemleri sayesinde farkındalık kazanıp hem kendi içlerinde birlik ruhunu güçlendirecek, hem de dıştan gelecek olan her türlü terör faaliyetlerine karşı bir savunma mekanizması da geliştirmiş olacaklar. Ebetteki dünyanın bu kötü gidişi bilimsel eğitim sayesinde bir günde değişmeyecektir. Ancak uluslararası terör ve emperyalizmle mücadele kapsamında toplumların yapabilecekleri işbirliği çok önem taşımaktadır. Bu iş birliğinin ortak paydası da empati, bilimsel eğitim ve laiklik olursa daha kısa sürede olumlu sonuç alınabilir diye düşünüyorum.
Yorumlar kapalı.