Bir, 15 Nisan Dünya Sanat Günü’nü daha geride bıraktık. Leonardo Da Vinci’nin doğum günü olan15 Nisan’ın, 2011’de alınan bir kararla Dünya Sanat Günü olarak kutlanmaya başlandığını 15 Nisan 2017 Dünya Sanat Günü nedeniyle yazdığım yazıda belirtmiştim.
Neden böyle bir günün kutlanmasına karar verilmiştir? Gerekli miydi? Evet kesinlikle çok gerekliydi. Geç bile kalındı. Çünkü Avrupa’yı Ortaçağ karanlığından sanat kurtardı. Darısı Ortadoğu ülkelerinin başına… Hem kendi coğrafyasında hem de tüm dünya için büyük bir sorun olan Ortadoğu’da yaşanan her türlü gericiliğin, cehaletin ve savaşların temelinde sanat, felsefe ve bilimsel eğitim eksikliği yatmaktadır. Bu her aydının yaptığı bir tespittir. Coğrafi yakınlığımız nedeniyle bu olumsuz durumdan etkilenme riskimiz çok fazla.
Tarih bilgilerimiz bize Avrupa’yı karanlıktan Floransa’lı Medici ailesinin kurtardığını göstermektedir. Kökleri 13. yüzyıla kadar uzanan bu aile hem çok zengin hem de M.Ö dünyada bilim ve sanatının eriştiği düzeyi çok iyi bilen entelektüel, aydın bir aileydi. O nedenle sahip oldukları bu maddi ve manevi birikimleri o dönemin sanatçılarının önünü açmak için kullandılar. Leonardo da Vinci ve Michelangelo bu dönemde ortaya çıkan en çok bilinen iki isim ve daha niceleri. Acaba Ortadoğu’da da her şeyi göze alarak Medici ailesi gibi sanata ve sanatçıya destek verecek olan bir aile çıkar mı? İlk bakışta imkânsız gibi gelebilir. Ancak bunu, Avrupa yüzü görmüş Ortadoğu aydınının yapabilecek bir yol bulabileceğine inanıyorum. Burada aydın sözcüğüne vurgu yapmak istiyorum. Çünkü Avrupa gören her insan aydın demek değildir. Ortadoğu’nun en temel ve hassas olduğu konu dindir. Bunu çok iyi bilen ve kendi çıkarları için kullanan emperyalistler Arap dünyasını bu yolla önce birbirine düşürüp sonra da kanını emip semiriyor. Eğer Ortadoğu’da da bir Medici ailesi ortaya çıkmazsa bu tüm dünyanın başın ebedi sorunu olacaktır. Kısacası dünyayı ancak sanat kurtarır başka da yolu yok.
Gelelim KKTC’ye… Cumhurbaşkanlığımızın 15 Nisan Dünya Sanat Günü dolayısıyla düzenlemiş olduğu kokteyle bazı sanatçılarımız davet edilmemiştir. Buradan hem Cumhurbaşkanlığı sanat komisyonuna, hem de Kültür Dairemize sormak istiyorum; KKTC’de sanat ve sanatçının tanımı biliniyor mu? Bu konuda bilimsel bir veri tabanı oluşturuldu mu? Sanatçı kriterleri nelerdir?
Yıllarca sahnede olan, üreten, kitaplar yazan, CD’ler çıkaran, evrensel sanatı anlatmaya çalışan TV programları yapan insanlarımız var bu küçücük adamızda. Bu isimleri bilmemek imkânsız. Ancak bu insanlarımız “ben sanatçıyım” diyerek kendilerini öne atıp davet listelerine adlarını yazdırmayı beceremedikleri için davet edilmiyorlar. Ayrıca sanat ve sanatçı ile ilgilenmek için oluşturulan Cumhurbaşkanlığı sanat komisyonu ve kültür dairesi bu konuda ne kadar koordineli ve profesyonelce çalışıyorlar?
Sanatçı isim listesini oluşturmak bir iki kişinin elinde mi? Eğer böyle ise çok yazık… Neden? Çünkü siz ağzınızla kuş tutsanız da, sizi sevmeyen veya egosu yüksek birinin elindeyse kalem siz yandınız. Hemen sizi yok sayar. O nedenle buradan hem Cumhurbaşkanlığımıza hem de kültür dairemize küçük bir tavsiye; Lütfen bu konuda daha profesyonel ve tarafsız bir çalışma ile sanatçı listesi oluşturun ki modern bir görüntü verelim ve ciddi anlamda evrensel değerler üretmeye çalışan sanatçılarımızın motivasyonlarını artıralım.
Yorumlar kapalı.