Benim çocukluğumda her 10 Kasım hüzünlü bir sonbahar olmuştur. Çocukluğumun her 10 Kasım’ı, okulumuzun Atatürk büstüne sırayla ve saygıyla elimizdeki Cezar çiçeklerini bırakarak, Atatürk’e olan sevgi ve saygımızı göstermenin buruk mutluluğunu yaşayarak geçti. Bir toplumun aydınlanmasına vesile olan ulu önderin gençliğe armağan ettiği 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ülkemde ilk kez bu yıl bir sonbahar hüznüyle kutlanmaya çalışıldı…
Kıbrıs Türkü, İngiliz sömürge yıllarında İngiliz’in düzen ve disiplinini, Atatürk’ün batılılaşma yolundaki devrimlerini çok güzel harmanlayarak yaşamına adapte etti. Geçmişte hem siyasi yaşam ve ülke yönetiminde, hem de günlük hayatta kendini gösteren bu disiplin anlayışı, içinden geçilen süreç ve geldiğimiz şu anki durum itibarıyla sorgulanmaktadır. Hayatımızın istisnasız her alanında yaşamakta olduğumuz düzensizlik, hepimizin yaşam kalitesini düşürmekte ve toplumsal psikolojik sıkıntılar yaratmaktadır. Bu ülkenin düzen ve güvenliğini sağlamak için seçerek yönetime getirdiğimiz siyasilerimizin de bu durumdan memnun olduklarını hiç sanmıyorum. Çünkü onlar da hepimiz gibi aydın ve disiplinli Kıbrıslı ataların evlatlarıdır. Ancak ne oluyor da bu insanlarımız en basit sorunları bile çözebilmekten aciz bir görüntü vermektedirler?
Onlar da bu topraklarda yaşıyorlar. Bu ülkede yaşanan her olumsuzluk elbette ki onları da etkilemektedir. Sorunlarımızın bugün oluşmadığını biliyoruz. Geçmişten bugüne, gününde çözülmediği için katlanarak günümüze geldiğini biliyoruz. Genel olarak eğitim düzeyi çok yüksek olan milletvekilleri ve bakanlarımızın sorun çözebilme konusundaki önlerindeki engeller her ne ise onları ortadan kaldırmak da onların başlıca görevidir. Demokrasi adı altında ülke nüfusumuza göre çok fazla parçalanan ve giderek artan siyasi partiler de toplum yaşamımıza ne yazık ki artı değer katmıyorlar. Tam tersi birlik ve beraberlik ruhunu öldürüyorlar. Toplumlar için demokrasi, toplum düzeni ve mutluluğu için gerekli birçok sesliliktir. Ancak bu çok seslilikte belli bir düzen ve kurallar zinciri olmazsa artık çok seslilikten değil kaostan söz edebiliriz ki şu an KKTC halkı olarak bunu yaşıyoruz.
Sorunlarımızı çözmek için olağanüstü kriz masaları oluşturmaya gerek yok. Sadece doğru kararlar üretmeye çalışmaya ihtiyacımız var.
İnanıyorum ki bugünden tezi yok, hemen her alanda belli kural ve disiplinli yaşam prensibi hemen devreye girse sadece trafik değil, her konuda kısa sürede çözüm sağlanmış olunur. Yeter ki niyet olsun ve plan program yapılsın.
Yorumlar kapalı.