Yeşim Beyaz İlkan

Bir ‘eğitim'(siz) ve ‘öğretim'(siz) yılının sonuna daha gelirken




Her eğitim ve öğretim yılına, ciddi sorunlar ve aksaklıklarla başlıyoruz. Bunun doğal bir sonucu olarak da toplumun oldukça tepkisini çeken eğitim sendikalarımızın grev ve eylemleri eşlik ediyor bu sürece. KKTC’de eğitim denilince ne yazık ki ilk akla gelen tek tablo bu oluyor. Bir KKTC eğitim klasiği ve geleneği olan, eğitim bakanlığı ile eğitim sendikaları arasındaki bu düellonun bedelini toplum olarak hepimiz ödüyoruz. Yıllarını eğitime adamış bir eğitimci olarak bugüne dek hiçbir eğitim ve öğretim yılının sorunsuz başladığını hatırlamıyorum.

Öğretmenlik mesleğinin Kıbrıs Türkü’nün gönlünde özel bir önemi ve değeri vardır. Ancak bu gelinen son nokta itibarıyla, öğretmenin toplum gözünde itibarsızlaştırılmasını ve eğitimin yap-bozlarla eğitim olmaktan çıkartılıp sektör olması yönünde elde edilen “başarıyı” kutlamak gerek!

Her toplumun en önemli kurumu olan eğitimin bizde böyle rastgele kararlarla yönetilmeye çalışılması bu topluma çok pahalıya mal oluyor. Bunun faturasını ödemeye başladık zaten. Daha ilerisini hayal bile edemiyorum.

Üniversiteler bir ülkenin modern ve bilimsel yüzünü temsil eder. Ancak gelin görün ki onlarca üniversitemiz olduğu halde ülke olarak hiçbir alanda bilimsel ve modern bir görüntü veremiyoruz.

Üniversitelerin amacı toplumlara sorun çözme yeteneğini kazandırmaktır. Oysa biz boğazımıza kadar sorunlara battık ve bu eğitim kurumları her nedense Kıbrıs Türkü’nü bu sorunlardan kurtaramıyor. Neden? Çünkü siyasi anlayışımız buna izin vermiyor ne yazık ki… Çok ilginçtir, ülkeye ekonomik gelir getirmesi için izin açılmasına izin verilen onlarca üniversitemizden elde edilen gelir topluma refah olarak da yansımıyor.

Bir yandan aldığı yüksek maaşlarla ülke üretimine zerre kadar katkısı olmayan müşavirler ordusu, bir yandan da asgari ücrete talim eden geniş bir çalışan ordusu… Bu ne dengesizlik!

Elde edilen gelirin topluma daha dengeli dağıtılması konusunda neden ekonomi uzmanlarımızdan yardım alınmıyor?

Çok önemli fakat üzerinde yeterince durulmayan bir sorun da gençlerimizin okul sonrası zamanlarını bet ofisleri ve internet kafelerde geçiriyor olduğudur. Bu konuda ne yazık ki hiçbir önlem alınmıyor. Böylelikle gençliğimizi ve dolayısıyla toplumumuzu sonsuz bir karanlığa sürüklüyoruz.

Bir ‘eğitim'(siz) ve ‘öğretim'(siz) yılının sonuna daha gelirken
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.