Tünay Tuğcan

Meme Kanseri merhaba demeden, sağlıklı beslenmeye özen gösterelim







Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Meme Kanseri farkındalık ayı olarak kabul edilen ekim ayı boyunca, kampanyanın simge rengi pembe pek çok yerde göze çarpacak. Düzenlenen etkinliklerle kadınlarda en çok ölüme yol açan meme kanserine dikkat çekilecek. Farkındalık kampanyaları o kadar işe yaradı ki tüm dünyada meme kanseri vakaları artmasına rağmen, erken tanı sayesinde hastalıktan ölüm oranları azaldığı belirtiliyor.

Uluslararası Kanser Ajansı (IARC) tarafından yayınlanan Globocan 2012 verilerine göre kadınlarda en sık görülen ilk beş kanserin başında gerek Türkiye gerekse dünyada meme kanseri gelmektedir. Bu kanser daha çok menopoz sonrasında artış göstermektedir. Günümüzde her 4 kadından 1’isinin meme kanserine yakalanmaktadır. Bu kanser kadınlarda çok yaygınlaşsa da belirli önlemlerle riski en aza indirilebilinir.

Fazla kilolarınızdan kurtulun!

Obezite, birçok kanser türlerinin riskini artıran bir hastalıktır. Birçok çalışmada, fazla kilonun ve obezitenin özellikle karın ve kalça bölgesinde artan vücut yağının menopoz sonrası meme kanseri riskini artırdığı ile ilgili sonuçlar ortaya çıkmıştır. Vücudunuz da 1 kg yağı azaltmanız sadece meme kanseri riskini değil diğer birçok kronik hastalığın (diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler gibi) riskini 2-4 kat oranında azaltacaktır.

Yanlış beslenme ile fazla kilonun meme kanserini tetikleyen en büyük risklerden birisidir. Bu yüzden meme kanseri merhaba demeden sizlere en doğru besinleri seçip, açıklıyorum…

Muhteşem üçlü: Brokoli – karnabahar – lahana

Lahanagillerde en çok bulunan sülforafan maddesiyle tanışmaya ne dersin? Sülforafanlar kansere karşı koruyucu özelliğiyle bilinmektedir. Bu kanser türlerinden de özellikle meme kanserine karşı etkinliği araştırmalarla kanıtlanmış olup, tüketeceğin brokoli, karnabahar, lahana ve turp ile soğan sarımsak ailesi sülforafan desteğini yeterince sağlayacaktır.

Apigenin

Yapılan araştırmalar apigenin maddesinin anti-östrojen dirençli meme kanseri hücrelerinin büyümesini engellediğini göstermektedir. Apigenin maddesinin başta bulunan besinler; maydanoz, kekik, nane, kereviz ve şalgamdır.

Zerdeçal

Meme kanseri dergisinin 2013 yılındaki yayınında zerdeçalın anti tümör etkisinin olduğu ve meme kanserinde de olumlu etkisi olabileceği söylenmektedir. Yemeklere ekleyeceğin zerdeçal hem lezzeti arttıracak hem de seni kanserden koruyacaktır.

Doğru yağlar, yeterli miktarda kullanılmalıdır…

Ulusal Kanser Enstitüsü’nün 2014’te yaptığı araştırmaya göre beslenmedeki yüksek doymuş yağ tüketimi meme kanser riskini tetikleyen unsurlardan birisidir. Bu yüzden öncelikle süt ve süt ürünlerini light tüketmelisin! Bununla birlikte hayvansal kaynaklı ve trans yağlar da bu riski arttıran etmenlerden bir diğeridir. Fast-food tarzı beslenmede günlük alınması gereken yağ miktarını fazlasıyla aşılmaktadır. 2015’te yapılan meme kanseri araştırması ise omega 3 yağ asitleri içeren (balık), ve zeytinyağının ise bu kanser riskini azaltmada büyük önem taşıdığını göstermiştir. Tabi ki bitkisel yağ grubundan olan zeytinyağı, ayçiçek yağı gibi yağları da fazla miktarda kullanırsanız günlük kalori alımınız artar bu da obeziteye (şişmanlık) neden olur.

Sonuçta bitkisel yağlar sağlıklı yağlar olsa da kalorisi diğer katı yağlarla ortalama aynı kaloridedir. Bu nedenle günlük tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Fitoöstrojenler

Östrojen kaybını en doğal yoldan takviye edecek ve kansere karşı koruyacak besin grubudur. Bu grubun liste başında soya ürünleri bulunmaktadır. Listenin devamında ise kurubaklagiller ve kırmızı meyveler geliyor. O zaman soya sütüne narı karıştırarak kendine anti kanserojen bir içecek yapmaya ne dersin? Farklı bir lezzet ve farklı bir ara öğün denemek isteyenlere bire bir lezzet…

Posa oranı yüksek besinleri beslenmenizde artırınız..

Oxford yayınlarında paylaşılan bir makale, lif (posa) tüketiminin meme kanseriyle ters ilişkide olduğunu söylüyor. Lif tüketimini arttırman bu riskten kendini uzaklaştıracağın anlamına gelir. Bunun için tam buğday ürünleri, kuru baklagiller, sebze meyve tüketimiyle yeterli miktarda lif alınmalıdır. Günlük 25-35 gr lif alımıyla günlük ihtiyaç karşılandığı gibi meme kanserine karşı da risk azalacaktır.

Kolin

B vitamini ailesinin bir üyesi olan kolin üzerine yapılan çalışmalar, bu besin öğesinin tümör baskılayıcı özelliği olduğunu söylemektedir. Bu özelliği meme kanserinde de olumlu sonuç göstermektedir. Kolini en çok, anne sütünden sonra en iyi protein kaynağı olan yumurtada bulabilirsin.

Yeşil çay

İçeriğindeki bir antioksidan türü olan kateşinleri barındırmaktadır. Bu madde, meme kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Bu nedenle günde 1-2 kupa yeşil çay içmek seni meme kanserinden koruyacağı gibi metabolizmayı da hızlanmasına neden olacaktır.

Karoten

Amerikan Beslenme Derneği’nin 2015’te yayınladığı 20 yıllık çalışmasında; serum α ve β karoten seviyesinin yüksek oluşunun meme kanseri riskini %18-28 düşürdüğü gözlemlenmektedir. O zaman karoten kaynaklarının beslenmenizde mutlaka olmalıdır. Örneğin; öğle menüsünde yeşil yapraklı sebzelerle birlikte havuçtan oluşan bir salata olsun…

En güçlü antioksidan vitaminler: A, C ve E…

A, C ve E vitamini üçlüsü bilinen en iyi antioksidan üçlüsü arasında yer almaktadır. Şunu unutma ki antioksidan içerikli besinler seni her türlü kansere karşı koruyucudurlar. En iyi A vitamini kaynağı; havuç ve domates, en iyi C vitamini kaynağı; kivi, portakal, ananas ve en iyi E vitamini kaynağı ayçiçek yağı, badem ve fıstık gibi kaynaklardır.

D vitamini

D vitamin hem kemik sağlığını korur hem de bağışıklık sistemini güçlendirmekte görevlidir. Ayrıca meme kanserinden de korumaktadır. Araştırmalar D vitamini eksikliği olan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin diğerlerine göre daha fazla olduğunu gösteriyor. Özellikle kış aylarında daha da eksikliğini yaşayacağın D vitaminini, alacağın takviyeler listesine eklemelisin.

Unutmadan!!! Spor için mutlaka zaman ayırınız…

Yapılan araştırmalar egzersizin meme kanseri riskini azalttığı yönündedir. Menopoz sonrası kadınlarda günde 30 dk yürüyüş veya haftada 3-4 saat sporun meme kanser gelişim riskini azalttığını gösteren birçok çalışmalar mevcuttur. Bu kanserin riskini arttıran en büyük faktörlerden birisinin kilo artışı olduğunu aklından çıkarmamalısın. Özellikle menopoz sonrasında artan yağ kütleni kontrol altına almalı, senin için ideal kilo aralıklarında olacak sağlıklı bir beslenme düzeniyle birlikte sporu da yaşam tarzı haline getirmelisin.

Not: Emziklilik dönemindeki anneler, bebeklerini ne kadar çok uzun emzirirlerse, meme kanserine olan risk de o kadar çok azalmış olacaktır…

Meme Kanseri merhaba demeden, sağlıklı beslenmeye özen gösterelim
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Tünay Tuğcan

Meme kanseri ‘merhaba’ demeden, sağlıklı beslenmeye özen gösterelim







Uluslararası Kanser Ajansı (IARC) tarafından yayınlanan Globocan 2012 verilerine göre kadınlarda en sık görülen ilk beş kanserin başında gerek Türkiye gerekse dünyada meme kanseri gelmektedir.

Bu kanser daha çok menopoz sonrasında artış göstermektedir. Günümüzde her 4 kadından biri meme kanserine yakalanmaktadır. Bu kanser kadınlarda çok yaygınlaşsa da belirli önlemlerle riski en aza indirilebilinir.

Fazla kilolarınızdan kurtulun!

Obezite, birçok kanser türlerinin riskini artıran bir hastalıktır. Birçok çalışmada, fazla kilonun ve obezitenin özellikle karın ve kalça bölgesinde artan vücut yağının menopoz sonrası meme kanseri riskini artırdığıyla ilgili sonuçlar ortaya çıkmıştır.

Vücudunuz da 1 kg yağı azaltmanız sadece meme kanseri riskini değil diğer birçok kronik hastalığın (diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler gibi) riskini 2-4 kat oranında azaltacaktır.

Yanlış beslenme ile fazla kilonun meme kanserini tetikleyen en büyük risklerden birisidir. Bu yüzden meme kanseri merhaba demeden sizlere en doğru besinleri seçip, açıklıyorum…

Muhteşem Üçlü: Brokoli-karnabahar*lahana

Lahanagillerde en çok bulunan sülforafan maddesiyle tanışmaya ne dersin? Sülforafanlar kansere karşı koruyucu özelliğiyle bilinmektedir.

Bu kanser türlerinden de özellikle meme kanserine karşı etkinliği araştırmalarla kanıtlanmış olup, tüketeceğin brokoli, karnabahar, lahana ve turp ile soğan sarımsak ailesi sülforafan desteğini yeterince sağlayacaktır.

Apigenin

Yapılan araştırmalar apigenin maddesinin anti-östrojen dirençli meme kanseri hücrelerinin büyümesini engellediğini göstermektedir.

Apigenin maddesinin başta bulunan besinler; maydanoz, kekik, nane, kereviz ve şalgamdır.

Zerdeçal

Meme kanseri dergisinin 2013 yılındaki yayınında zerdeçalın anti tümör etkisinin olduğu ve meme kanserinde de olumlu etkisi olabileceği söylenmektedir.

Yemeklere ekleyeceğin zerdeçal hem lezzeti arttıracak hem de seni kanserden koruyacaktır.

Doğru yağlar, yeterli miktarda kullanılmalıdır

Ulusal Kanser Enstitüsü’nün 2014’te yaptığı araştırmaya göre beslenmedeki yüksek doymuş yağ tüketimi meme kanser riskini tetikleyen unsurlardan biridir. Bu yüzden öncelikle süt ve süt ürünlerini az yağlı tüketmelisin! Bununla birlikte hayvansal kaynaklı ve trans yağlar da bu riski arttıran etmenlerden bir diğeridir.

Fast-food tarzı beslenmede günlük alınması gereken yağ miktarını fazlasıyla aşılmaktadır. 2015’te yapılan meme kanseri araştırması ise omega 3 yağ asitleri içeren (balık), ve zeytinyağının ise bu kanser riskini azaltmada büyük önem taşıdığını göstermiştir. Tabii ki bitkisel yağ grubundan olan zeytinyağı, ayçiçek yağı gibi yağları da fazla miktarda kullanırsanız günlük kalori alımınız artar bu da obeziteye (şişmanlık) neden olur.

Sonuçta bitkisel yağlar sağlıklı yağlar olsa da kalorisi diğer katı yağlarla ortalama aynı kaloridedir. Bu nedenle günlük tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Fitoöstrojenler

Östrojen kaybını en doğal yoldan takviye edecek ve kansere karşı koruyacak besin grubudur. Bu grubun liste başında soya ürünleri bulunmaktadır. Listenin devamında ise kuru baklagiller ve kırmızı meyveler geliyor.

O zaman soya sütüne narı karıştırarak kendine anti kanserojen bir içecek yapmaya ne dersin? Farklı bir lezzet ve farklı bir ara öğün denemek isteyenlere bire bir lezzet…

Posa oranı yüksek besinleri beslenmenizde artırınız

Oxford yayınlarında paylaşılan bir makale, lif (posa) tüketiminin meme kanseriyle ters ilişkide olduğunu söylüyor. Lif tüketimini arttırman bu riskten kendini uzaklaştıracağın anlamına gelir.

Bunun için tam buğday ürünleri, kuru baklagiller, sebze meyve tüketimiyle yeterli miktarda lif alınmalıdır. Günlük 25-35 gr lif alımıyla günlük ihtiyaç karşılandığı gibi meme kanserine karşı da risk azalacaktır.

Kolin

B vitamini ailesinin bir üyesi olan kolin üzerine yapılan çalışmalar, bu besin öğesinin tümör baskılayıcı özelliği olduğunu söylemektedir. Bu özelliği meme kanserinde de olumlu sonuç göstermektedir.

Kolini en çok, anne sütünden sonra en iyi protein kaynağı olan yumurtada bulabilirsin.

Yeşil çay

İçeriğindeki bir antioksidan türü olan kateşinleri barındırmaktadır. Bu madde, meme kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Bu nedenle günde 1-2 kupa yeşil çay içmek seni meme kanserinden koruyacağı gibi metabolizmayı da hızlanmasına neden olacaktır.

Karoten

Amerikan Beslenme Derneğinin 2015’te yayınladığı 20 yıllık çalışmasında; serum α ve β karoten seviyesinin yüksek oluşunun meme kanseri riskini -28 düşürdüğü gözlemlenmektedir.

O zaman karoten kaynaklarını beslenmenizde mutlaka olmalıdır. Örneğin; öğle menüsünde yeşil yapraklı sebzelerle birlikte havuçtan oluşan bir salata olsun…

En güçlü antioksidan vitaminler: A, C ve E…

A, C ve E vitamini üçlüsü bilinen en iyi antioksidan üçlüsü arasında yer almaktadır. Şunu unutma ki antioksidan içerikli besinler seni her türlü kansere karşı koruyucudurlar.

En iyi A vitamini kaynağı; havuç ve domates, en iyi C vitamini kaynağı; kivi, portakal, ananas ve en iyi E vitamini kaynağı ayçiçek yağı, badem ve fıstık gibi kaynaklardır.

D vitamini

D vitamin hem kemik sağlığını korur hem de bağışıklık sistemini güçlendirmekte görevlidir. Ayrıca meme kanserinden de korumaktadır. Araştırmalar D vitamini eksikliği olan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin diğerlerine göre daha fazla olduğunu gösteriyor.

Özellikle kış aylarında daha da eksikliğini yaşayacağın D vitaminini, alacağın takviyeler listesine eklemelisin.

Unutmadan!!! Spor için mutlaka zaman ayırınız…

Yapılan araştırmalar egzersizin meme kanseri riskini azalttığı yönündedir.Menopoz sonrası kadınlarda günde 30 dk yürüyüş veya haftada 3-4 saat sporun meme kanser gelişim riskini azalttığını gösteren birçok çalışmalar mevcuttur.

Bu kanserin riskini arttıran en büyük faktörlerden birisinin kilo artışı olduğunu aklından çıkarmamalısın. Özellikle menopoz sonrasında artan yağ kütleni kontrol altına almalı, senin için ideal kilo aralıklarında olacak sağlıklı bir beslenme düzeniyle birlikte sporu da yaşam tarzı haline getirmelisin.

Not: Emziklilik dönemindeki anneler, bebeklerini ne kadar çok uzun emzirirlerse, meme kanserine olan risk de o kadar çok azalmış olacaktır…

Meme kanseri ‘merhaba’ demeden, sağlıklı beslenmeye özen gösterelim
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.