Selin Dağlarağlu

Turizmde kadının adı yok!






Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) verilerine göre, 2020 yılında turizmde yaşanan büyük düşüşün 2024’e kadar eski haline dönemeyeceğini, dünya üzerinde seyahat ve turizm endüstrisinden geçimini sağlayan 100 ile 120 milyon arasında kişinin bu durumdan etkileneceğinin tahmin edildiği belirtmişti. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferans’ında (UNCTAD) yapılan açıklamaya göre ise bu durumdan en çok etkilenenlerin, en riskli sınıfta olanlar kadınlar ve genç çalışanlar olacak. “Covid-19 ve Turizm: Ekonomik Sonuçlarının Değerlendirmesi” raporun göre turizm sektörünün 54’ünü oluşturan kadınlar ve gençler çoğunlukla kalifiye olmayan ve düşük ücretle çalışan kişiler.

2000 yılında otelcilik hayatıma başladığımda hiç kadın genel müdür yoktu. Alabilecekleri en üst pozisyon satış ve pazarlama direktörlüğüydü. 2010 yılında kadın genel müdürlerin sayısı yavaş yavaş artmaya başlamış olsa da hala yeterli sayıda değildi. Onlarca yerli ve yabancı zincir oteller açılmaya başlamış olmasına rağmen yine de erkek genel müdürlerin sayısına kıyasla çok azdı. Aradan 10 yıl daha geçti hala Turizm-Otelcilik sektöründe kadın yöneticiler gereken görünürlüğe sahip değiller. Bu durumun maalesef iki kör noktası var ve maalesef geçmişten günümüze kadar kemikleşerek gelmiş. Sanki bir tür gelenekmiş gibi!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırlanan programlara baktığımızda katılımcı kadın konuşmacılar ne yazık ki yarısını bile oluşturmuyordu. İtiraz eden, sorgulayan yok. Buradaki birinci kör nokta; “Ne olursa olsun kadın olarak gelebileceğim en iyi nokta bu ve en iyisi bunu kabullenmek.” diye düşünmek.

Türkiye’ye baktığımız zaman 48 yıllık tarihinde Türkiye Otelciler Birliği’nin (TUROB) Yönetim Kurulu Başkanı 2019 yılında ilk defa kadın oldu. 14 kişilik yönetim kurulunun sadece 3’ü kadın. Onlar da zaten otel sahipleri. Neden daha fazla kadın yok? Neden daha fazla kadın yöneticilerle ilgili projeler yok? Neden sektörde sadece belli başlı isimler göz önünde? İşte, bu da ikinci kör nokta; ‘Kadın dayanışmasının yetersizliği’ ve koltuk sevdası. Turizmde kadın yöneticileri bir araya getirecek bir platform yok. Destekleyici programlar, teşvikler, eğitimler yok. Dernek bile yok. Bu sektördeki kadın yöneticilerin kendi aralarında bile sürekliliği olan bir işbirliği yok. Böyle bir topluluk yok. Buna inanç yok. Ortak çıkarlar için birlikte çalışma ve paylaşma motivasyonları yok. Oturulan koltuklar, sahip olunan pozisyonlar o kadar kıymetli ki her an kaybederim, bana rakip olabilir korkusuyla suya sabuna dokunmak yok. Bu konuya bizzat yaşadığım tecrübeden örnek verebilirim. Yıl 2004, 5 yıldızlı bilinen global bir zincir otelin Satış Pazarlama Direktörü ile mülakat sırasında bana şu soruları sordu; “Evli misin?” cevabın evet ise bir sonraki soru “Yakın zamanda çocuk planlıyor musun?”.  Bekâr isen arkadan “Erkek arkadaşın var mı?”, var ise “Ne zaman evlenmeyi düşünüyorsun?” soruları geliyordu. O kadar şaşırmıştım ki anlam veremiyordum. Sanki medeni durumum, iş tecrübemden daha önemliydi. Bu soruların arkasından yetmezmiş gibi bir de tavsiye gelmişti. ‘Eğer iyi bir kariyer yapmak istiyorsam bir süre daha bekâr kalmalıydım.’ ! Üstelik de, bunları söyleyen Satış Pazarlama Direktörü bir kadındı! Görüşme yılını özellikle belirttim, çünkü o kadın yönetici hala aynı zincir otelde çalışmaya devam ediyor. Evli ve çocuklu. Bunun gibi onlarca daha üzücü, hatta hüsrana uğradığım desem daha doğru olur,  birçok deneyimlerimden bahsedebilirim. Mesela bir tanesi,  “Kariyer planlamasında 5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?” sorusunda yönetici pozisyonunda olmak istediğimizi söylemememiz tembihlenirdi!

Kıbrıs’a baktığımızda da çok farklı bir yapıya şahit olduğunu söyleyemeyiz. Tarihe dönüp gelmiş geçmiş tüm Turizm Bakanlarına baktığımız zaman 2004 yılında Ayşe Dönmezer’in yedi ay bile sürmeyen, Emine Çolak’ın da 2016 yılında vekâleten yürütmüş olduğu 12 günlük görevleri dışında herhangi bir kadın bakan göremiyoruz.

Toplumda cinsiyetler arası eşitliğin sağlanması her bireyin görevidir. 2021 yılında, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde bile sadece kadınlardan oluşan, turizmde kadınlara yönelik bir program yapılamıyor, hala sadece konuşmada kalan bir kısır döngünün içindeyiz.

Kadınlar, aynaya bakıp yüzleşme zamanı gelmedi mi? Neden birbirimize destek olamıyoruz? Turizm ülkenin en önemli sektörlerinden biri iken biz neden arka koltuklarda oturuyoruz? Neden sadece kendi işimize bakıyoruz? Neden bir adım ileriye gitmiyoruz? Neden arkamızdan gelen genç kadınlara örnek olmak için öğrendiklerimizi aktarmıyoruz? Yeniliklerin öncüsü olmalı, daha ön sıralarda olmalıyız. Daha fazla şans vermeliyiz hem kendimize, hem başkalarına.

Selin Dağlaroğlu

Otel Yönetim ve İş Geliştirme Danışmanı

Radius Partners Consulting

Turizmde kadının adı yok!
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.