Doğu Akdeniz’de ABD, İngiltere ve AB’yi arkasına alan Rum yönetimi, Mısır, İsrail ve Yunanistan, Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmek, KKTC’yi yok ederek tüm adaya hakim olmak ve Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakları gasp etmek için bir ŞER İTTİFAKI oluşturdular, tatbikat üstüne tatbikat yapıyorlar…
Türkiye bu saldırıyı püskürtmek için, hem adadaki kolordusunu İHA-SİHA takviyesi ile güçlendirdi, hem KKTC’de deniz üssü kurma kararı aldı, hem TC-KKTC kıta sahanlığı içindeki enerji kaynaklarının Rum-Yunan ikilisi tarafından gasp edilmesine izin vermiyor, hem de deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşması imzaladığı Libya’nın meşru hükümetine destek vermek için oraya asker ve savaş gemileri gönderdi.
Rum yönetimi, Yunanistan, Mısır, Fransa ve İsrail’den oluşan, ABD-AB destekli ŞER İTTİFAKI, Doğu Akdeniz ve Orta-Doğu’da Türkiye ve KKTC’ye karşı ilan edilmemiş bir savaş sürdürüyor.
Bu ilan edilmemiş savaş, beklenmedik bir anda sıcak çatışmaya dönüşebilir… Güney’de geniş katılımlı tatbikatları boşuna yapmıyorlar…
Fransa, İtalya, ABD, İngiltere savaş gemilerini boşuna Doğu Akdeniz’de dolandırmıyorlar, Terazi’deki deniz üssü ve Baf’taki hava alanı Fransa’ya boşuna verilmedi.
Türkiye Kıbrıs’tan vaz geçemez
Bu saldırgan ve provokatif gelişmeleri yakından izleyen Türkiye’nin, Anadolu’nun savunması için büyük stratejik önemi olan Kıbrıs’tan ve KKTC’den vazgeçeceğini, federasyonu destekleyeceğini, yeniden Federasyon görüşeceğini ve Rum yönetimi ile AB’nin tüm adaya hakim olmasına izin vereceğini düşünen varsa, gerçekten ya ideolojik kördür, ya da geri zekalıdır.
Kıbrıs Türk Halkının da böylesine büyük risklerle dolu bir ortamda Anavatanına sırtını dönüp federasyon uğruna kendini Rum-Yunan-AB üçlüsünün kollarına atacağını sanan varsa, gerçekten aklından şüphe ederim…
Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de, her geçen gün stratejik önemi daha da artan bir BATMAYAN UÇAK GEMİSİDİR..
Şu an Doğu Akdeniz’de bulunan tüm ülkelere ait savaş gemilerinin bir denizaltıdan atılacak birkaç füzelik ömrü vardır… Ne ki KKTC gemisini batıracak herhangi bir füze Dünya durdukça üretilemeyecektir.
Bunun bilinci içinde olan Türkiye ve Kıbrıs Türk Halkı, niye federasyona destek vererek adayı altın tepsi içinde Rum’a, AB’ye ve ABD’ye sunsun?
O denli kör, o denli stratejik öngörüsüz, o denli ahmak mıyız ki, bize karşı oluşturulan ŞER İTTİFAKI’nın KKTC’yi yutmak ve tüm Doğu Akdeniz’i gasp etmek için talep ettiği federasyonu kabul edeceğiz?
Bölgemizde meydana gelen gelişmeler artık federasyon formülünü tümüyle devre dışı bırakmıştır…
Ortalık yangın yerine dönmüşken, ne BM, ne de bir başka güç Kıbrıs’ta federasyon görüşmelerini kaldığı yerden başlatabilir!
Anadolu’nun savunması Kıbrıs’tan başlar
Türkiye’nin Akdeniz savunması Kıbrıs’tan başlamaktadır..
Anavatanımız ve garantörümüz Türkiye’nin, “hadi siz Rumlarla federasyon kurun, ben de Kolordumu, vatandaşlarımı ve şehitlerimi alıp gideyim, ne haliniz varsa görün, beni hiç ilgilendirmez” diyeceğini sananlar gerçekten geri zekalıdır.
Bunu anlamayanlar hiçbir şeyi anlayamazlar…
Anlattığım bütün bu gelişmeleri göz ardı ederek hala federasyon diye ısrar edenler, hala bu yolla Kıbrıs’ı Türkiye’den koparacağını sananlar, ya kördür, ya akıllarından zoru vardır, ya siyasi analiz yeteneğinden yoksundur, ya da bağlı oldukları, işbirliği yaptıkları dış güçler öyle istediği için hala federasyon rüyası görmektedirler…
Boşu boşuna hem kendilerini, hem de Halkı kandırmaktadırlar…
Meşru hak ve çıkarlarımızı, EGEMENLİĞİMİZİ koruyan, Türkiye’nin savunma gereksinimini karşılayan tek gerçekçi formül, TANINMA VE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMDÜR.
Rum’un, Yunan’ın, AB’nin, ABD ve İngiltere’nin bunu reddetmelerini anlarım da, CTP’nin bunu hala anlamamasını anlamıyorum.
Hala federasyon rüyası görüyorlar
Nitekim, federasyon için AKEL ile birçok işbirliği ve ortak mücadele protokolü imzalayan CTP, geçtiğimiz günlerde Güneye geçerek, EOKA’cıların, faşist, ırkçı katillerin Partisi DİSİ’nin lideri ile federasyon için işbirliği yapma konusunu görüştü.
CTP yönetimi bu görüşme ile halka ve Türkiye’ye, “İki devletli çözümü savunacağıma, EOKA’cıların Partisi ile işbirliği yaparım” mesajı vermektedir.
Bu bağlamda, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın, Güneyde EOKA ruhu ile yetiştirilen ve Türk düşmanlığından gözü dönen Rum gençlerinin, sırf Türk kökenli diye Güneyde yaşayan bir çocuğu dövmelerini, şu ana kadar protesto etmediği dikkati çekmiştir.
Gazetesi, yazarları, dernekleri, sendikaları da söz konusu ırkçı saldırıyı protesto etmedikleri gibi, haber olarak bile gazetelerine koymamışlardır.
Benzer bir olay, KKTC’de yaşansaydı koparılacak yaygarayı tahmin edin!
Ardı ardına protesto bildirileri yayınlanacak, Cumhurbaşkanı, hükümet, Milli Eğitim Bakanı, Polis müdürü ve GKK komutanı istifaya davet edilecekti.
Oysa tilki gibi sindiler.
Çünkü bu olay, yaptıkları federasyon propagandasını sıfırla çarpmıştır.
Halk, bir kez daha Rum gençliğinin, eğitim sisteminin, Rum yetkililerinin Türk düşmanı ırkçı kafa yapısını görmüş ve “bunlarla ne federasyon olur, ne deanlaşma yapılır” demiştir.
İktidara gelemez
Anavatan Türkiye ve “YOLUMUZ TÜRKİYE’NİN YOLUDUR” diyen Halkımızın büyük çoğunluğu, TANINMAYI VE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ SAVUNURKEN, CTP iktidara nasıl gelecektir?
Türkiye ve Kıbrıs Türk Halkı, demokrasinin tüm imkanlarını kullanarak buna imkan vermeyecektir.
Halk, milli Kıbrıs davasında Anavatan ile ters düşen bir partinin iktidara gelmesine destek verir mi?
Türkiye karşı çıkarken, KKTC’deki hükümetin ve Cumhurbaşkanının temsil ettiği devletin TANINMASINA KARŞI ÇIKTIĞINI, federasyon için görüşmeye gittiğini düşünün!
Bunun milli davada nasıl bir kaos ve iç çatışma yaratacağı açık değil mi?
Böyle bir hükümet, Türkiye’nin maddi ve siyasi desteği olmadan kaç gün iktidarda kalabilir?
Bu, olacak iş değildir.
O nedenle CTP, eğer iktidara gelmek istiyorsa, AKEL VE DİSİ’nin peşinden koşmayı bırakmalı, bir an önce TANINMA VE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM politikasına destek vermeli.
Yoksa bu gafil, cahil, Rum sevici, işbirlikçi kafalarla bundan böyle hiçbir zaman iktidar yüzü göremeyecektir.
Yorumlar kapalı.