ABD, FRANSA, ALMANYA, İNGİLTERE, AVRUPA BİRLİĞİ, İşgalci, darbeci, yasa dışı, hegemonyacı Rum devletini “tek meşru devlet” görüyorlar, destekliyorlar, bizi de bu eli kanlı, gayrı meşru yapıya yamalamaya çalışıyorlar
KKTC’yi tanımıyorlar , “gayrı meşru” diyorlar, muhatap almıyorlar, bayrağımızı reddediyorlar…
Diz, çöküp teslim olmamız için, utanç verici ambargolar ve uluslararası tecrit uyguluyorlar…
Ama gençliğimizi çok seviyorlar…
Peki, Devletimizi tanımayan, muhatap almayan bu emperyalist devletler, gençliğimizi niye çok seviyor?
Niye milyonlarca dolar akıtarak YAZ KAMPLARI, EĞİTİM ÇALIŞMALARI düzenliyorlar?
Bu kamplardaki eğitimlerde gençliğimize ne öğretiyorlar, onların beyinlerini nasıl formatlıyorlar?
Devleti yöneten yetkililer ve ilgililer, KKTC ‘ye düşman olan emperyalist güçlerin,gençliğimiz ile niye bu kadar ilgilendiğini, onlara neler yaptıklarını niye hiç merak edip önlem almıyorlar?
ABD ve Conflict Resolution
ABD, 1990’lı yıllardan itibaren, “conflictresolution( uyuşmazlıkların çözümü) “ eğitimleri vermeye başladı. Her yaştan ve her meslekten binlerce kişi bu atölye çalışmalarına katıldı.
Sadece, Annan Planı sürecinde ABD, bu eğitimler ve iki toplumlu örgütlenmeler için yılda 30 milyon dolar harcadı
ABD Büyükelçiliğinin organize ettiği eğitimlere katılan ve eğitimci yapılan CTP’Lİ Sevgül Uludağ, Temmuz 2001’de CTP yayın organı Yenidüzen’de yayınlanan ifşaatında “Bizi 30 kişi olarak Amerikalılar eğiterek maaşlı profesyonel eğitimci yaptı. Biz de 3000 kişiyi eğittik, 10 bin kişiyi harekete geçirdik, 100 bin kişiyi etkiledik” demiştir.
KKTC’yi tanımayan ve yok etmek isteyen ABD, her yıl onlarca Türk-Rum gencini ABD’ye götürüyor. 1-2 aylık eğitim programları ile Türk gençlerinin beynini yıkayarak, Rum sevici ve Türkiye – KKTC karşıtı birer aktivist haline getiriyor..
Almanya ve Imagine
KKTC’yi tanımayan ve muhatap almayan Almanya, “İMAGİNE VE SONGBİRD” Projelerini finanse etmektedir. Türk-Rum ortaokul ve lise öğrencileri ile öğretmenler, ara bölgedeki “DAYANIŞMA EVİ”ne götürülerek buluşturuluyorlar. Özel eğitmenler tarafından beyinleri yıkanıyor…
Sadece İMAGİNE PROJESİ’ ne 5800 civarında öğrenci ve 850 civarında, öğretmen katılmıştır.
Gençliği ve öğretmenleri nasıl kaybettiğimiz çok açık değil mi?
AB VE WİNPEACE
KKTC ‘yi tanımayan, tanınmasını engelleyen ve bize her türlü insanlık dışı ambargo ve tecridi uygulayan AB ise, BİRLEŞİK FEDERAL KIBRIS hedefine hizmet etmesi kaydıyla, bütün iki toplumlu etkinlikleri finanse etmektedir. Tanımadıkları KKTC’de, DOKUNULMAZLIK ve DİPLOMATİK STATÜ elde ettikleri AB DESTEK OFİSİ ’nin görevi budur.
AB tarafından fonlanan WİNPEACE grubu, her yıl, 15-18 yaş aralığındaki Türk-Rum gençlerini GİRİT’E götürüyor, Yunan gençlerinin katılımıyla, beyin yıkama amaçlı YAZ KAMPI düzenliyor. Bu amaç için 150 yıl ENOSİS mücadelesi verilen ve sonunda Türk nüfusu tümüyle katlederek Yunanistan’a bağlanan Girit’in seçilmesi tesadüf olabilir mi?
AB ayrıca 2007’den bu yana, her yıl 150 öğrenciye burs vermektedir. Alman Goethe Enstitüsü tarafından yürütülen bu program için bugüne dek 33 milyon Euro ödeme yapılmış ve 2000’den fazla gencimiz ile maddi ilişki kurulmuştur.
AB Komisyonu “ KIBRIS ÇÖZÜM DESTEK BİRİMİ “ Başkanı Kjartan Björnsson burs programının amacını “YARININ LİDERLERİNİ YARATMAK VE ADANIN YENİDEN BİRLEŞMESİNE GİDECEK YOLU AÇMAK” olarak açıklamıştır.
İngiltere, Fransa ve CFP
KKTC’yi tanımayan, tanınmasını engelleyen, bize ambargo ve izolasyon uygulayarak yok etmeye çalışan, Rum hamisi İngiltere ve Fransa ise, “Kıbrıs, Dostluk Programı (CFP) ” adlı bir beyin yıkama programını finanse etmektedir.
Bu program çerçevesinde her yıl, TÜRK-RUM Gençleri için iki YAZ KAMPI düzenlemektedir.
Bu yıl KKTC ‘de Maronit köyü Kormacit ‘te yapılan bir haftalık yaz kampında gençlere Yunanca öğretme yanında “RUMLARLA İLİŞKİLERDE ÖNYARGILARDAN KURTULMA, KIBRISLILIK KİMLİĞİ, KIBRIS TARİHİ, TARİHTEN KAYNAKLANAN SORUNLAR, KAYIPLAR, KIBRIS MÜZAKERE TARİHİ, ORTAK KÜLTÜREL MİRAS” konularında atölye çalışmaları yapılmıştır. Bu beyin yıkama faaliyetlerinin daha etkili olması için,uyduruk KIBRIS TARİHİ BELGESELLERİ de gösterilmiştir.
İkinci kamp ise bu hafta Güneyde, Trodos Dağı’nda yapılacaktır.
Rum destekçisi İngiltere ve Fransa, finanse ettikleri bu kampa o denli önem veriyorlar ki, İngiliz Büyükelçiliği müsteşarı Ben Rawlings kampı bizzat ziyaret ederek gençlere şöyle konuşmuştur:
“ Kıbrıs’ın zorlu tarihini ele ALIP BİRLİKTE DAHA AYDINLIK BİR GELECEK HAYAL ETMEK İÇİN GENÇLER SON DERECE ÖNEMLİDİR. GENÇLERİN SESİ YALNIZCA, YARININ LİDERLERİ OLARAK DEĞİL, BUGÜNÜN VATANDAŞLARI OLARAK DA ÇOK ÖNEMLİDİR”
Hedefleri ne?
İşte, KKTC ve Türkiye’nin altı, göz göre göre böyle oyulmaktadır.
Türk gençliğinin beyni, ilgili ve yetkililerin vurdum duymazlığı sayesinde böyle yıkanmaktadır.
Onlara Türk kimliği yerine uyduruk “KIBRISLILIK BİLİNCİ” aşılanmakta ve uyduruk bir ORTAK TARİH-ORTAK KÜLTÜR öğretilmektedir.
Hatta, Rum-Türk gönül ilişkileri ve ortak evlilikler teşvik edilmekte, aileler arasında akrabalık ilişkileri yaratılmaktadır.
Hedef,Türk kimliğinden koparılmış, kendini Rumlarla ortak “KIBRISLI MİLLETİ” gören, Türkiye-KKTC karşıtı, federasyon destekçisi, birleşik Kıbrıs için mücadele edecek liderler ve kadrolar yetiştirmektir.
Almanya’nın finanse ettiği İMAGİNE PROJESİNİ ısrarlı Mücadelemiz sonucu durdurmuştuk. Ne ki, İngiltere’nin, Fransa’nın, ABD’nin finanse ettiği bu 5.Kol faaliyetlerine göz yumulmaktadır.
Niye?
Gençlerin Çanakkale’ye götürülmesine tepki gösterenler, emperyalistlerin beyin yıkama faaliyetlerine niye sessiz?
Milli Eğitim Bakanlığı, kendi bilgisi, izni, denetimi olmadan, yabancı elçiliklerin gençlere yönelik yaz kampları düzenlemesine niye seyirci kalıyor?
Eğitim Bakanlığı müfettişleri, KKTC ‘ye düşman olan devletlerin gençliğimize yönelik yaz kamplarını niye denetlemiyor, oralarda yapılan eğitimleri ve gösterilen sözde belgeselleri niye denetimden geçirmiyor?
KKTC, düşman devletlerin istediği gibi at oynatacağı, kara, propaganda yapacağı, gençlerimizin beynini rahatça yıkayacağı sahipsiz bir ülke midir?
Nerde bu Eğitim Bakanlığı, nerede bu hükümet, nerede bu devlet?
ABD Büyükelçisi’nin, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a, 2000 yılı içinde “şu anda 3 bin kişiyiz, 10 bin kişiye ulaştığımız anda altınızdaki tabanı çekip almış olacağız” demesi, sizin için hiçbir anlam ifade etmiyor mu?
Yorumlar kapalı.