Özer Kanlı

Sorunlar ve sorular…







   Memleketi seyrediyorum gözlerim açık…

   Ben bu Devletin yaşaması, kalkınması, Anavatan Türkiye ile yolumuza devam edilmesi yanlısıyım.

   Bunun Kıbrıs Türkü’nün, Türk millerinin yararına olacağına yürekten inanıyorum.

   Ama biriken sorunlarımız behemehal aşılmalıdır.

   Hükümetimizin, Devletimizin hemen harekete geçmesi artık şart oldu.

   Dolayısı ile dost acı söyler misali tespitlerimi herkesle paylaşmak istiyorum.

   Her kesimden vatandaşı, tüm partilerden siyasetçileri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerini, sendikacıları dinliyorum kulakların sonuna kadar açık, pür dikkat…

   Dünyadaki gelişmeleri, sorunları takip ediyorum kah televizyonlardan kah klasik ve yeni medyadan…

   Üzülüyorum ülkemiz adına…

   Çok fazla sorunumuz var bizim nüfusumuza, memleketimizin büyüklüğüne göre diğer ülkelerden.

   Türk parası kullandığımız için doğal olarak Türk parası döviz karşısında değer kaybettikçe bizim ülke olarak hiçbir olumsuz etkimiz olmasa da milli gelirimiz döviz bazında geri gidiyor.

   Türk parasından vazgeçmeden yok mu çaresi?

   Var.

   Peki neden uygulanmıyor?

   Ev alacaksın dövizle… Araba alacaksın dövizle… Beyaz eşya alacaksın dövizle… Ev kiralayacaksın dövizle…

   Ne kaldı geriye?

   Bakkaldaki, marketteki ürünler mi?

   Onlar da aslında dövizle ama öyle değilmiş gibi yapılıyor…

   Onlar da aslında dövizle diyorum çünkü onların da fiyatı dövize göre hemen hemen her gün yükseltiliyor.

   Bu ülkenin önemli bir kesimi gelirini dövize bağlamış durumda yani…

   Peki ama neden Devlet kendi gümrük gelirlerinin önemli bir bölümünü dövize endeksledi ve de gelirlerini dövize bağlayamayanların gelirlerini dövize bağlamaya yanaşmıyor?

   Bu mu sosyal Devlet?

   Dövize bağlamak illa ki aybaşı milleti dövizle ödemek değil ki?

   Veya Devlet bunca sıkıntıya rağmen hala hayat pahalılığını neden iki ayda bir ödemiyor? Neden eşel mobil sistemini bu yönde işletmiyor?

   Geçmişte yapıldı ve faydası görüldü; neden şimdi yapılmıyor? Neden enflasyon düşene kabar bu yönde adım atılmıyor?

   Maliye eski Bakanı görevi devrederken maaş ödemlerinde bir sıkıntı olmadığını, hatta ve hatta içerde bir aylık maaş ödeyecek kadar ekstra bir kaynak olduğunu söyledi.

   Bence bu kaynak çok çok daha fazla olabilir de…

   Yeter ki alınması gereken yerden gerektiği kadar vergi alınsın..

   Fazla alınsın demiyorum.

   Gerektiği kadar alınsın yeter.

   Memleketin her yanı yabancılara satılan tatil köyleri ile doldu…

   Gaziveren’i uzaktan gördüm, yükselen binalara inanamadım.

   Meğerse İskele’nin bir benzeri durum Gaziveren’de devam ediyor.

   Kuzey sahil yolundan Yeni Erenköy’e gittim: durum inanılmaz.

   “Parsel, parsel bölünmüş dünya” diyordu ya Cem Karaca, işte aynen öyle..

   Parsel, parsel betonlaşıyor o güzelim sahil şeridinin Esentepe – Tatlısu arası…

   Doğu bir şekilde mi?

   Sanmıyorum…

   İyisi yapılsa, güzeli yapılsa hem bu girişimcilerimiz hem de ülkemiz için daha iyi olacak ama iyiyi, doğruyu yaptıracak yönetim becerisi, Devlet otoritesi nerde?

   Devletimizi, hükümetimizi yönetenler artık işi çok daha sıkı tutmalıdır.

   Kısır çekişmelere bir dur denilmelidir.

   Vatandaşın, tüm kesimlerin dertleri sorunları vardır.

   Bunların çözümüne odaklanmalıdır.

   KIBRIS KONUSU KİMSENİN UMURUNDA DEĞİLDİR.

   FEDERASYON OLACAĞINA KİMSE İNANMIYOR…

   Kimin Bakan olduğu, ne seçim, ne iktidar değişikliği vatandaşın umurunda değildir.

   Herkes sorunlarına çare bulunmasını beklemektedir.

   Hangi sorunlarına mı?

   Kamu yönetimi sorununa…

   KKTC vatandaşlarının iş bulma, geçinme sorunlarına..

   Özel sektörün iş gücü bulma sorununa…

   Elektriksizliğe…

   Yol yoksunluğumuza…

   Kap karanlık yollarımıza…

   DAÜ’nün içine düştüğü sıkıntılara…

   Öğrenci taşımacılığında yaşanan tıkanıklığa…

   Denizlerimizin içine ev, restoran, eğlence yerleri yapılmasına…

   Özel koruma görevlilerinin, yani güvenlikçilerin yapmakta oldukları işi cinayete vardıracak kadar bilinçsiz olmasına…

   Yıkılması muhtemel binaların hala belediyeler tarafından boşaltılamamasına…

   Lefkoşa’nın hemen yanında “çamur kent” diye bir yer olmasına, burada insanların çağdışı bir yaşam sürmesine…

   KIB-TEK’in bir türlü bitmeyen arızalarına…

   Daha çok sorun var sıralayacak ama her halde ne demek istediğim anlaşılmıştır.

   Yapılacak olan bellidir.

   DEVLET, DEVLET OLMANIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEKTİR.

   BOŞUNA “YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE” DEMEDİLER…

   Bu Devleti yaşatmaya, yüceltmeye çalışmak lafla olmaz.

   Bu memleketi sevmek “BEN HALİS GIBRIZLIYIM” diye ortalıkta dolaşıp da her türlü haltı yemek değildir.

   İş yapmak lazım, iş.

Sorunlar ve sorular…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.