Özer Kanlı

Devlet otoritesi herkese lazımdır…






  Adalet herkese lazımdır derler…

   Doğrudur.

   Ancak yargı, adaletli bir şekilde hangi kararı verirse versin devlet otoritesi olmazsa o karar havada kalır.

   Dolayısı ile her şeyin başı devlet ve demokratik, adil, çağdaş devlet otoritesidir.

   Devleti ve/veya otoritesini kutsuyor değilim; Tam tersine devlet organizasyonunun hakikaten, pratikte  bizlerin huzur, güven, mutluluk içinde yaşamamız için ne denli gerekli olduğunu ifade etmeye çalışıyorum yazdığım bu satırlarla.

   Ve diyorum ki devlete devlet otoritesine zarar vermek, bunu sarsmak hiçbirimize, hiçbir kurum veya kuruluşumuza fayda sağlamaz.

   Devlet otoritesi, Anayasa ve yasalardan oluşur.

   Devlet otoritesi ve varlığı içeriye ve dışarıya yönelik olarak oluşturulan kurumlarla sağlanır.

   Elbette kişi hak ve özgürlükleri de çok önemlidir; sivil toplum örgütlerinin, sendikaların günümüz devletlerine değerli hizmetleri ve üstlendikleri önemli görevler vardır ama unutulmamalıdır ki hiçbir kimse veya kurum, kuruluş “ben özgürüm, demokrasi vardır” diye başkalarının özgürlüklerine haklarına zarar veremez.

   Wikipedia’ya göre devlet felsefesi alanında fikir beyan eden filozoflardan Platon’da devlet “birlikte yaşama zorunluluğundan doğan”, Aristoteles’te “doğal bir oluşum”, Ancillon’da dil, gibi iletişim ve toplumsallıktan doğan, Hobbes’da herkesin herkese karşı savaşını sona erdirmek için ortaya çıkan, Rousseau, Hobbes ve Locke‘da toplum sözleşmesinin sonucu, Fichte’de saf insan amacının yüce aracı, Schelling’de mutlak olan, Hegel’de tözel irade olarak ahlaksal tin, Cicero’da hukukun sonucu olarak betimlenir.

   Günümüzde de birçok siyaset bilimci ve filozofun farklı tanımları vardır. Hukuki açıdan devlet, genellikle unsurlarından hareketle tanımlanır. Buna göre devlet; “Ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir.

   Bu tanımdaki unsurlar şunlardır:

   İnsan unsuru: Halk ya da millet unsuru olarak da adlandırılabilir. Belirli bir alanda birlikte yaşayan ve çeşitli bağlarla ortak yaşama iradesi gösteren insan topluluğudur. Bir devleti oluşturacak insanların sayısı hakkında bir alt sınır olmamakla birlikte devletin niteliğine göre makul bir alt sınır kabul edilebilir. Modern yaklaşıma göre millet unsurunun kurulabilmesi için manevi nitelikte bağlar yeterli olup bu manada birlikte yaşama iradesinin doğması yeterlidir.

   Egemenlik unsuru: Siyasal iktidar unsuru olarak da adlandırılan bu unsur, devletin esas kurucu unsurudur. Belirli bir yeryüzü parçası üzerinde yaşayan insan topluluğunun üstün irade çerçevesinde örgütlenmesidir. Egemenlik kavramı otoriteden farklı olarak ülke içinde biricik meşru güç kaynağı olmayı ifade ederken ülke dışında (uluslararası alanda) bağımsız olmak anlamına gelmektedir.

   Ülke unsuru: Ülke, coğrafi anlamda bir bütünlük teşkil eden ve sınırları belirlenebilir bir kara parçasını ifade eder. Ancak devletin sınırları konusunda bir tartışma bulunması mümkündür. Ancak devlet sınırları öngörülebilir bir toprağa sahip olmalıdır. Devletin ülkesi kara ülkesi, deniz ülkesi ve hava ülkesi olarak üçe ayrılır.”

   Dikkatinizi çekerim devlette mutlaka iktidar vardır.

   Ve bu iktidar o ülkenin insanlarının egemenliklerini, ülkeleri üzerinde kullanmaları sonucu belirlenir.

   Nasıl belirlenir?

   Bizde iktidar erki, cumhurbaşkanı ve hükümetin elindedir.

   Cumhurbaşkanının otoritesi halkın doğrudan oyları ile, hükümetler otoritesi, iktidarlığı ise halkın seçtiği vekillerin Meclis’teki çoğunluğuna dayalı olarak ortaya çıkar.

   Bunlara muhalefet edilebilir elbette ama yasalara rağmen bunlara savaş açılmaz.

   Bunları yanlış yapıyorlarsa yargıda ve/veya sandıkta hesaplaşılır.

   Devlet otoritesini zorla ortadan kaldırmaya çalışmak anarşi doğurur.

   Dolayısı ile EL-SEN yönetimi iyi düşünmelidir.

   Teknecik devletindir… KIB-TEK’indir ama EL-SEN’in değildir.

   CTP milletvekilinin iddia ettiği gibi EL-SEN çalışanlarının evleri olan Teknecik’e girmesi engellenmedi dün gece…

   Devlet kendi evine girdi.

   Devlet kendi evine zarar vermesi olasılığı olanlara, yasalara aykırı davrananlara dur dedi.

   Yasalara aykırı eylemlerden uzak durulmalıdır.

   Kimsenin KIB-TEK’e veya çalışanlarına zarar verme diyeti, hedefi yokken yapılan eylemler halkta, tüm kesimlerde büyük öfke yaratmaktadır ve bu öfke giderek artmaktadır.

   Hükümet bu tepkileri yok farz ederse, halk hükümete tepki koymaya başlayacaktır.

   Sosyal medyayı takip edenler bunu görüyor.

   Pek çok kişi “EL-SEN EYLEM YAPIYOR DA HÜKÜMET NEDEN MÜSAADE EDİYOR. EL-SEN’E MÜDAHALE ETMEYEN HÜKÜMET DE EL-SEN KADAR SUÇLUDUR ELEKTRİKSİZ KALMAMIZDA” diye mesajlar atıyor…

   Lütfen aklı-selimi galip getirelim.

   Bayrama huzur ve kardeşlik havası içinde girelim…

Devlet otoritesi herkese lazımdır…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.