Halkımızın büyük çoğunluğu elde ettiği gelirle ancak da geçinmeye çalışıyor.
Gelirler, giderleri karşılayamıyor, bundan dolayı hem banka, hem de kredi kartı borçları da artıyor..
TL’nin değer kaybetmesi, enflasyon ve pahalılığın artması, insanlarımızı perişan ediyor.
Gıda harcamaları o kadar arttı ki, KTAMS’ın hesapladığı 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını oluşturan açlık sınırı, Şubat sonunda, net asgari ücreti yaklaşık bin TL aşarak, 12 bin 812 TL’ye ulaştı.
Dar ve orta gelirliler, gıda, elektrik, akaryakıt, su, telefon, kira, sağlık, eğitim vb. sabit giderlerini ya karşılayamıyor, ya da karşıladıktan sonra, elinde para kalmıyor.
Kira fiyatları da dövizle olduğu için, dar gelirlilerin bu kiraları ödemeleri imkansız hale geliyor.
Özellikle, büyük şehirlerdeki kiralar, öğrenciler, çalışanlar ve yabancıların taleplerinden dolayı uçmuş durumda.
En küçük daireler bile 250-300 sterline yükseldi. Daha büyükleri ise 400-500 sterline kiralanıyor. Döviz yükseldikçe, kiraların TL karşılıkları da yükseliyor. Öğrenciler ve dar gelirlilerin bu kiraları ödemesi oldukça zor.
Özellikle, geliri TL olan öğrenci, işçi ve dar gelirlilerin kiralarının, TL üzerinden ödenmesi ve her yıl enflasyon oranı üzerinden artırılması bir çare olabilir.
Öte yandan, ev sahibi olmak isteyen gençler, yeni evlenenler ve diğer yerli vatandaşlar, döviz kurlarının yükselmesi, inşaat maliyetlerinin döviz olarak artması ve konut fiyatlarının döviz bazında günden güne artmasından dolayı, bu isteklerinden vazgeçmek zorunda kalıyorlar.
Ev veya arsa sahibi olmak için, vatandaşların uzun yıllar büyük borçlar altına girmesi gerekiyor. Faizler de yüksek seyrediyor. Mevcut maaş gelirleri ile ev, arsa almak mümkün görünmüyor. Yerli halkın ev sahibi olması, çok zorlaştı. Aile desteği bile yeterli olmuyor.
Hatta, birçok vatandaş, daha önce yatırım maksatlı aldıkları ev veya arsalarını geçim zorlukları yaşadıkları ve borçlarını ödeyemedikleri için, satmaya bile başladılar.
Madalyonun öbür yüzünde ise, yabancıların ülkemizde aldıkları konut ve gayrimenkullerin sayısı hızla artıyor.
Ülkemizdeki konut fiyatları, bize çok pahalı gelirken, yurt dışından gelen yabancılara makul geldiği için, konutlar yoğun rağbet görüyor.
Girne ve İskele bölgelerinde, yabancılar konut alımlarına oldukça ilgi gösteriyorlar. Ülkemizdeki konut sektörü, yabancı alıcılar sayesinde ayakta duruyor ve canlı görülüyor.
Özellikle Rusya, İran, İsrail, İskandinav ülkeleri, Türkiye’den insanlar bu bölgelere yoğun talep gösteriyor. Hatta, proje üzerinden, evler bitmeden satışlar yapılıyor.
İskele ve Girne bölgelerinde, 1 veya 2 odalı yeni daire fiyatlarının 80-100 bin sterline çıktığını emlakçılar söylüyor.
Lefkoşa’da da gayrimenkul fiyatları çok yükseldi. Belli bölgelerde arsa fiyatları da 100 bin sterlini geçti. Arsa alıp, ev yapmak halkın çoğunluğu için hayal oldu. İnsanlar, Lefkoşa’ya yakın yerleşim bölgelerinde, yol maliyeti olmasına rağmen, uygun fiyata ev veya arsa bulmaya çalışıyor.
Lefkoşa bölgesi için, çoğunlukla yerli talebi yoğundur. Bunun nedeni de ülkenin diğer şehirlerinden veya köylerinden iş imkanları nedeni ile Lefkoşa’ya nüfus akışı olmasıdır.
Lefkoşa’da 2 odalı yeni dairelerin fiyatı bile, inşaat, arsa maliyetleri ve talepten dolayı 55-65 bin paund düzeylerine çıkmış bulunuyor.
Netice itibarı ile, yerli insanlarımızın ev sahibi olabilmesi çok zorlaşmıştır. Bu çerçevede, ya uzun vadeli, düşük faizli TL konut kredileri ile halkımız ev sahibi olacak, ya da eskisi gibi devlet önderliğinde ve koordinasyonunda yapılacak sosyal konutlarla ev sahibi olma imkanına kavuşacaktır.
Bu ülkede, 40 sene önce bile, sosyal konut alanında çok başarılı projelerle binlerce insanımız ev sahibi olmuştır.
Bu konuda başarı öykülerimiz vardır. Yeter ki niyet ve istek olsun. İnşaat sektörümüz, eskiye göre de, bilgi, donanım, ekipman ve araç olarak da çok güçlü bir durumdadır. Eminim ki, sosyal konut projelerine de gerekli katkıyı koyacaktır. Yeter ki, ülkeyi yönetenler de, gerekli irade, planlama ve koordinasyonu ortaya koysun.
Yorumlar kapalı.