Ödül Muhtaroğlu

Hal Yasası tartışmaları






   Nerdeyse 10 yıldan fazla bir süre üzerinde çalışılan ve adeta yılan hikayesine dönen Hal Yasası, Cumhuriyet Meclisi’nde oy birliğiyle onaylanarak, geçtiğimiz günlerde yürürlüğe girdi.

   Bu yasa, insanlarımız için en öncelikli yasalardan biriydi ve halkımız tarafından sabırsızlıkla beklenmekteydi. Ben de yasanın geçmesini, bazı eksikliklere rağmen olumlu buluyorum. Mevcut durumdan daha iyi olacağını düşünüyorum. Eksiklikler de süreç içinde düzeltilmelidir.

   Ülkemizdeki sebze meyve üretiminin satışını düzenleyecek olması ve bunu yaparken de yerli üretimi koruyacak olması bakımından Hal Yasası’nın yürürlüğe girmesi çok önemlidir. Hal Yasası, üretimde planlamayı sağlayacak, gıda güvenilirliğinde daha etkin denetim yapılmasını mümkün kılacaktır.

   Ülkemizde elbette tarımsal üretim ve üreticiler desteklenirken, bunun yanında, tüketicilerin de hem ekonomik, hemde hijyen ve sağlık anlamında korunması göz ardı edilmemelidir.

   KKTC’de üretilen tüm ürünler meyve ve sebze hallerinden geçerek tüketiciye ulaşmalı, kayıt altına alınarak gerekli gıda denetimleri mutlaka yapılmalıdır. Hal’lerin kurulmasında belediyeler mutlaka yetkili olmalıdır.

   Tüketicilere, sağlıklı, güvenli, temiz ve yüksek kaliteli gıdalar tedarik etmek olmazsa olmazdır. Tarladan sofraya kadar geçen bir zinciri, güvenli bir şekilde oluşturmak gerekmektedir. Bu çerçevede, üreticiler, toptancılar, perakendeciler ve devlet yetkilileri uyum içinde ve işbirliği ile çalışarak tüketicilere bu imkanı sağlamalıdırlar.

   Muhalefet partilerinin, sektör temsilcilerinin ve uzmanların da, yasa ile ilgili olarak endişeleri bulunmaktadır. Hatta, ana muhalefet partisi yasanın bazı maddelerine ret oyu vermiştir. Yazımın bundan sonraki bölümünde, Hal Yasası’nın ana hatlarına değinip, değerlendirme ve yorumlarımı sizlere aktaracağım.

   Bu yasanın amacı, mal ticaretinin kayıt altına alınması, kalite ve standartlara, gıda güvenilirliğine ve sağlık kurallarına uygun olarak serbest rekabet koşulları içerisinde, Hal aracılığıyla yapılmasını, malların etkin şekilde tedarikini, dağıtımını ve satışını, üretici ve tüketicilerin hak ve çıkarlarının korunmasını, malların ticareti ile uğraşan kişilerin faaliyetlerinin düzenlenmesini, Hal’in alt yapısının çağdaş bir sisteme kavuşturulmasını ve işletilmesini sağlamaktır.

   Yasaya göre; Toptancı halleri dışında toptan meyve-sebze alım satımı yapılmayacaktır. Ayrıca, meyve ve sebzelerin belediye sınırları içerisinde perakende satışının yapılabilmesi ancak toptancı hallerinden satın alındığının belgelenmesi ile mümkün olabilecektir. Böylece, meyve ve sebze ticareti kayıt altına alınabilecektir.

   Ürün satıcıları, malların hangi bölgede ve tarihte üretildiğini, hangi işletme ve üreticiye ait olduğunu, cinsini, miktarını varsa sertifika bilgilerini, üretim ve son kullanma tarihlerini belirten ürün künyelerini, malların ambalajlarında bulundurmak zorunda olacaklardır. Tüketiciler de, bu şekilde, satın aldıkları ürünle ilgili olarak detaylı bilgiye sahip olacaklardır.

   Ülkemizdeki yaş sebze ve meyve piyasasını az sayıda tüccar yönetmektedir. Yasada meyve sebze piyasasında çalışan tüccarlara verilen komisyon oranı tartışılmaktadır. Ayrıca, taşımacılık komisyonu, taşımacılık mesafesine göre belirlenmelidir.

   Bu konular uzlaşı içinde düzenlenmeli ve piyasada bulunan binlerce üreticinin de hakkı olan geliri elde etmesi mutlaka sağlanmalıdır.

   Hal Yasası’yla, üretim merkezlerine yakın hallerin kurulması, üreticilerin aracı olmadan kendilerinin yer kiralayarak veya hallerden yer kiralayan üretici örgütleri ya da kooperatifleri üzerinden doğrudan marketlere mal satabilmesine imkan sağlayacaktır. Halde üretici ve üretici birliklerine, kooperatiflerine toptan satış hakkı verilmesi doğru bir adımdır.

   Meyve ve sebze ürünleri, kayıt dışı ekonomi içinde önemli yer tutmaktadır. Bu sektörde oluşan ciddi miktarlardaki vergi kaybı ve haksız rekabet de toptancı halleri vasıtasıyla kayıt altına alınarak, önlenmiş olacaktır.

   Sebze ve meyvelerin, gıda güvenliği ve izlenebilirliğinin düzenli ve kurumsal bir yapı çerçevesinde sağlanması, toplumda bu ürünlere karşı oluşan güvensizliği de ortadan kaldırabilecektir.

   Vatandaşlar arasında, sağlıksız gıda ürünlerinin özellikle kanser başta olmak üzere, birçok hastalığa neden olduğuna dair güçlü bir inanış vardır. Bu endişe ve inanış, ancak Hal Yasası ve benzeri yasaların süratle uygulamaya geçmesi ve olumlu sonuçlar vermesiyle azalacaktır.

   Yazıma son verirken, bir kez daha vurgulamak istiyorum. Ülkemizde üretilen meyve ve sebzelerin, hem fiyatında, hemde gıda güvenilirliği konularında halkın duyduğu memnunıyetsizlik ve endişelerin ortadan kaldırılması için, Hal Yasası’nın uygulamaya girmesi sürecinde, tüm paydaşlarla birlikte konuya odaklanılmalı, eksiklikler biran önce tamamlanmalı, piyasada tekellerin oluşması engellenmeli ve üretici ile tüketici mutlaka korunmalıdır.

   Gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla, yerli ve ithal ürün denetimlerinin düzenli yapılabilmesi için, devlet labaratuvarının kapasitesi mutlaka artırılmalıdır.

   Yasanın uygulamaya girmesi ile birlikte, üreticilere teşvik amacıyle, elektrik, mazot, gübre ve su gibi girdi maliyetlerinde destekler artırılmalıdır. Ayrıca, üreticilere hibe ve düşük faizli kredi destekleri sağlanmalıdır. Küçük üreticiler üretimden kopmamalıdır. Küçük üreticilerin kooperatifleşmesi veya birlik oluşturması teşvik edilmelidir.

   Temel hedef, tarımsal üretimin kaliteli, sağlıklı ve standartlara uygun bir şekilde sürdürülmesi, üretici ve tüketici haklarının korunması ve halka ucuz sebze ve meyve tedariki sağlamak olmalıdır.

Hal Yasası tartışmaları
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.