Ödül Muhtaroğlu

2023 KKTC-TC Ekonomik Protokolü’nün değerlendirilmesi




   2023 yılı KKTC-TC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması (Ekonomik Protokol) geçtiğimiz Cuma günü Mağusa’da imzalandı. Bugünkü yazımda, protokolün içeriğini, 2 ülke yetkililerinin yaptıkları açıklamalara göre, ana hatları ile değerlendirmeye çalışacağım.

   Yazımın yazıldığı sırada, anlaşmanın tüm içeriği henüz açıklanmadığı için, detayları ile ilgili değerlendirme yapamıyorum. Protokolde, özellikle KKTC’nin ev ödevlerini merak ediyorum.

   Öğrendiğimiz kadarı ile, bu yılki ekonomik protokol’de de, geçmiş yıllarda imzalanan protokollerle benzeşen, tekrar edilen birçok konu başlığı bulunmaktadır.

   Ekonomik Protokolle 9 milyar 500 milyon TL’lik bir kaynağın hibe ve kredi olarak sağlanacağı açıklandı. Ancak, Protokolün yaklaşık 9 aylık bir süresi kalmıştır. Geçen yılki ekonomik protokoldeki toplam rakam ise, yaklaşık 4.25 milyar TL idi.

   Umarım, KKTC tarafından yerine getirilmesi beklenen eylemler ve taahütler gerçekleşir ve açıklanan kaynaklar ülkeye zamanında ulaşır. İmzalanan Protokol ile Türkiye Cumhuriyeti, 2023 yılında, KKTC’ye Hibe olarak, savunma, altyapı projeleri ve Reel sektör harcamaları için kaynak aktaracaktır.

   Ayrıca, kredi olarak da, cari bütçe açığına katkı, diğer kamu harcamaları ve reform destek ödeneği için de destek sağlanacaktır. Protokolün rakamsal detaylarını henüz görmediğimiz için, bahse konu bu kalemlerin rakamlarını bilemiyoruz.

   Protokolde, Lefkoşa’ya 500 yataklı yeni bir devlet hastanesi yapımının başlatılması için ihale süreçlerinin hızla bitirilmesi, yeni Güzelyurt Hastanesi ve yeni Girne Hastanesi’nin tamamlanması ile Karpaz’da Pamuklu köyüne yeni bir sağlık merkezi yapımının da yer aldığını açıklandı.

   Protokol’de 26 yeni okul projesinin yer aldığını, söz konusu okulların, Şampiyon Meleklerin isimlerini taşıyacağını bildirildi. Ayrıca, yollara akıllı kavşak sisteminin getirilip tamamlanması konularının da protokolde yer aldığı belirtildi.

   Maraş bölgesine 1192 konuttan oluşan Derinya Sosyal Konut projesi, Güvercinlik Organize Sanayi Bölgesi’nin yapımına başlanacağı, Alayköy Sanayi Bölgesi’nin altyapı atık su problemlerinin çözüleceği açıklandı.

   Bunlar yanında, protokolün, bir adet ulusal afet ve deprem merkezi, sivil savunma ve itfaiye teşkilatlarının güçlendirilmesi projelerinin yanında, enerjiye, tarıma, ulaştırmaya, çalışma hayatına, kamu maliyesine, sanayiye, e-devlet projelerine ve kentlerin doğal afetlere ve depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi için tüm ülkeyi kapsayacak imar planı çalışmalarına ve Lefkoşa Çevre Yolu Projesi’ne de kaynak ayrıldığı belirtildi.

   Devlet Su İşleri projeleri çerçevesinde Mesarya Ovasına daha verimli su dağıtımı sağlamak için 207 km’lik depo bağlantı hattının çalışmalarına başlandığı, ayrıca, 700 öğrenci kapasiteli, Mağusa İlahiyat Koleji yapım projesine de kaynak ayrıldığıaçıklandı.

   Yeni Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi, Millet Bahçesi, Cami ve Ek tesislerinin inşaatı, altyapı ve çevre düzenlemesi için de protokolde kaynak ayrıldığı öğrenildi.

   Ekonomik protokollerin esas amacı, halkın refahını artırmak ve ülkenin sürdürülebilir bir ekonomiye kavuşmasını sağlamak olmalıdır. Bu da, ülke ihtiyaçları önceliklendirilerek ve düzenli kaynak akışı sağlanarak mümkün olabilir.

   Reel sektör projelerindeki rakamların yeterli olup, olmayacağı büyük önem taşımaktadır. Ekonominin daraldığı kriz dönemlerinde, üretimi ve istihdamı artıracak projelere daha fazla kaynak ayrılması ekonomik akla daha uygun olmaktadır.

   Türkiye’ den gelecek kaynaklarla, küçük esnaf ve işletmelere ihtiyaç duydukları başta hibe olmak üzere diğer katkılar yapılmalıdır. Özellikle, alt yapı yatırımlarında, yerli mütahhitlerin ve şirketlerin devrede olması, ülke içinde katma değer ve gelir yaratma anlamında olmazsa olmazdır.

   Ülkenin gelire ihtiyacı olduğu ve kesinti ile ek vergilerin uygulanacağı bu ortamda, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binası yapımı acil değildir. Buraya harcanacak kaynak, farklı alanlardaki ihtiyaçlarda kullanılabilir. Bizim yetkililerimizden beklentimiz, bu konuyu Türkiye yetkilileri ile paylaşmalarıdır.

   Doğrusu, bu binalara harcanacak kaynağın, eğitime, sağlığa, esnafa, çiftçiye, hayvancıya, turizme, işletmelere, işsizlik ve sosyal güvenlik fonlarına, sosyal yardım ve engelli maaşı alanlara katkı olarak harcanmasıdır.

   Sonuç olarak, ekonomik protokolleri imzalamak elbette önemlidir. Ama, daha da önemlisi, protokolde tahahhüt edilen eylem ve icraatların her iki tarafça yerine getirilmesi ve gelmesi gereken kaynakların da ülkeye zamanında ve eksiksiz ulaşmasıdır.

   Bunun için, Hükümet taahhüt ettiği ev ödevlerini yerine getirmelidir. Aksi halde, bundan hem halk, hem de işletmeler olumsuz etkilenecektir. Bu bağlamda, protokole yapılabilecek şeyler yazılmalıdır. Yapılamayacak şeyler yazıldığında, hem ülkeye yeterli kaynak gelmemekte, hemde mahçup olunmaktadır.

2023 KKTC-TC Ekonomik Protokolü’nün değerlendirilmesi
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.