

James’in seçkin kişiliği, parlak zekası ve yakışıklılığı, Kahire’de Memluk Sultanı İnal üzerinde çok olumlu etkiler bırakmasına neden olur. Bu esnada, Savoy Prensi Louis de Kıbrıs’a gelip, Carlotta ile Lefkoşa’daki St. Sophia Katedrali’nde düzenlenen bir törenle, evlenmiştir. Ne var ki kendisi, son derecede silik bir kişiliğe sahip olduğundan, Carlotta annesi gibi bütün ipleri elinde tutmaktadır. Yıl, 1459’dur. Louis’te, bir ülke yönetecek hiç bir değer, bulunmamaktadır. James ile Louis’i mukayese etmek ise olanaksızdır.
Bir süre sonra, sultan bir kadının iktidara getirilip, böyle seçkin bir erkeğin adadan sürülmüş olmasını kabullenmez.
Prensin dönüşü
Bu durum karşısında, kendisine vassallik ilişkisi ile bağlı olan adaya müdahale etmeye karar veren Sultan İnal, 1460’ta James’i önemli bir güç ile Kıbrıs’a gönderir. James’in adaya ulaşmasının ardından, Carlotta ve Louis, Lefkoşa’yı terk ederek, Girne Kalesi’ne çekilir ve oraya kapanarak, batıdan gelecek desteği beklemeye başlarlar. Eylül 1460 sonunda, Lefkoşa James’in eline geçer. Yeni kral, dört yıl boyunca Girne Kalesi’nde saklanan kız kardeşi ve onun eşine saldırmaz. Bunun yerine, 1374’ten beri Cenevizliler’in elinde olan Mağusa’yı geri almayı tercih eder. 1464’te, Girne de James’in eline geçer ve Kıbrıs Krallığı bütünüyle James’in olur.
Carlotta ve eşi Louis ise, adayı terk edip, İtalya’ya gittiler. Louis burada, önce Savoy Dükü, sonra da İtalya Kralı oldu. Ondan da boşanan Carlotte ise, Rodos’taki St John şovalyelerine yaptığı yardımlardan ötürü, “St. John’un Kızı” ilan edilip, hüzünlü bir yaşamın sonunda öldüğünde, St. Peter Türbesine, annesini “düşman” ilan etmiş Papa Pius’un yanına gömüldü.
Böylece Kıbrıs tahtına oturup, tarihe ll. James ya da Piç James diye geçen genç kralın Mağusa’yı Cenevizliler’in elinden almış olması, bazı stratejik sorunlar doğurmaktaydı. Ada ile bir ilişkisi kalmayan Ceneviz’in, o dönemde Doğu Akdeniz’de giderek güçlenmekte olup, Bizans’a da yıkarak, İstanbul’u ele geçirmiş bulunan Osmanlılar’ın Kıbrıs’a yönelik bir hareketi karşısında, Kral James’e artık yardım etmesi, düşünülemezdi. Lüzinyan kralının kendi gücü ile Osmanlılar’ı durdurması da mümkün olamayacağına göre, acilen güçlü donanması olan bir güçle ittifak kurması gerekiyordu. Genç kral, bu gücün Venedik olduğunu gördüğünden, Venedikli bir kızla evlenerek, Doğu Akdeniz’de onların kuvvetine dayanarak, hanedanını yaşatmak istedi. Bu istek, hem kendisinin, hem de Lüzinyan hanedanının sonunu getirdi. Piç James, Kıbrıs’ın son Lüzinyan kralı oldu.
Bu amaçla Venedik Cumhuriyeti’ne başvurduğu zaman, Venedikliler büyük bir memnuniyetle kendisine bir kız verdiler:
Catherina Cornaro…
Kraliçe Helena’nın kadınca kıskançlığı nedeni ile çıkardığı taht kavgası, sonunda adanın elden gitmesine yol açtı…
Kıbrıs, Helena’nın rakibesinin oğluna kalmadı ama kendi kızına da kalmadı…
Yorumlar kapalı.