Düz bir bakış açısıyla maçın skoruna baktığınızda Girne Halk Evi karşısında dört farklı net bir galibiyet alan Türk Ocağı için her şeyin güllük gülistanlık olduğu gibi bir görüntü kafalarda oluşabilir. Ancak dün karşılarında kendilerine rakip olamayacak kadar kötü bir performans ve görüntü çizen Girne Halk Evi karşısında aldıkları farklı galibiyetin kendilerini aldatmaması gerektiğini, dünkü performanslarının ligin dişli takımları karşısında puan veya puanlar almaya yetmeyecek bir performans olduğunu ifade etmek istiyorum. Yine de alınan sonuçla birlikte takımın mental ve moral motivasyon olarak seviyesinin yukarılara taşındığı da bir gerçek. Ancak haftaya kendilerini çok zorlu bir Yenicami maçı bekliyor ve dünkü futbol o maçı kaldırmaya yetmez benden söylemesi.
Diğer taraftan Girne Halk Evi için ise işler kötüden de kötü durumda. Mevcut kadronun kapasitesinin Süper Ligi kaldırmaya yetmeyeceğini anlamak için müneccim olmaya gerek yok. ‘Yolcudur Abbas bağlasan durmaz’ misali genel görüntüleri hiç de hayra alamet değil. Devre arasında transfer yapılacağı yönündeki ümitlerine de kuşkuyla bakmak gerektiğini düşünüyorum. Kimi bulacaklar, kimi alacaklar? Veya bu takımın Süper Lig ayarına gelebilmesi için yabancılar da dahil olmak üzere 6-7 transfere ihtiyaçları olduğundan hareketle ne kadar para harcayabilecekler?
Başlıkta da değindiğim gibi dört farklı sonuç maçı görmeyenleri de aldatmasın. Maçın son bölümü hariç son derece düşük tempoda adeta ağır çekim oynanan, hatta zaman zaman izleyenler için adeta bir futbol çilesine dönen karşılaşmanın ilk devresinde akılda kalan tek pozisyon TOL’un dikkat çeken isimlerinden Ahmet Coşkun’un kafa ile attığı gol oldu. Onun dışında tam bir kör dövüşünü andıran karşılaşmanın ilginç ve tribünlere hareket getiren anı 57. dakikada sahaya giren iki sevimli köpeğin sahadan çıkmamak için verdiği mücadele, futbolcular ve hakemin onları sahadan çıkarmak ve oyunun devamı için verdiği uğraşlar oldu.
Akande’nin yokluğunda skora katkı da yapan Remzi’yi en uçta başlatan Türk Ocağı’nda geçtiğimiz haftadan farklı olarak orta alanda Ahmet Coşkun ve Ahmet Saygı’nın birlikte oynaması takıma olumlu yansıdı. Doğukan sakatlandıktan sonra 45’te oyuna giren Ahmet Can’ın kendisine hiç yakışmayan kilolu görüntüsüne rağmen attığı 2 usta iş gol maçın akılda kalan notları arasında ilk sırada yer aldı. Kanatta oynayan Tonbara’nın fazla bir etkinlik gösteremediği karşılaşmada savunmada Mustafa Avcı ve Mehmet Aylanç oyunlarıyla tribünlerden alkış aldı.
Tüm gol ümitlerini her topu ayağına bekleyen Ertaç’a bağlayan GHE, ilerde çoğalamadı. Geride kalan birçok maçta olduğu gibi savunmada yine çok ciddi hatalar yaptılar, orta alanda hiçbir direnç gösteremediler ve hatalarının bedelini yine çok pahalı ödediler. Yabancıların da fazla bir varlık gösteremediği Girne Halk Evi hak ettiği bir mağlubiyet aldı.
