Krıacos Djambazıs

Akıncı’nın önerisi: Barış önerisi






   Gökten zembille inmedi. Hidrokarbonlardan faydalanılması önerisi bir nebze geç gelse de kriz anında gelmiştir. Gerilim farklı boyutlar almaktadır ve ne olabileceği bilinmeyen bir şey değildir. Akıncı’nın ayrıntılı önerisi Kıbrıs sorununu krizsiz ve yoğun zıtlaşmaların olmadığı bir yola çıkartmaktadır. Barış önerisidir ve Sayın Anastasiadis bu fırsatı yakalamalıdır. Bu öneri BM gözetiminde ve AB’nin gözlemci olarak katılacağı bir komite kurulması yönündedir.

Kıbrıs Türk gemileri ile çevrilmiş durumdadır. Bu gemiler Sayın Anastasidis’in mutlak suretle Kıbrıs Rum karasularını kastederek “bize ait” ve bizim karasularında olduğunu iddia ettiği bölgede sondaja başlamaya hazırdırlar. Durum sadece bundan ibaret değildir: Türk savaş gemileri Kıbrıs’ın etrafını Birleşmiş Milletler olmaksızın çevreleyebilirken Avrupa Birliği Kıbrıs Rum tezlerini savunur pozisyonda durmak istiyor. Avrupa Birliği’ndeki dayanışma, olayların sübjektif aktarımına değil, nesnel gerçeğe dayanmadığı sürece kesin değildir. Kıbrıs’ta adaletin sağlanmadığı, uluslararası toplumun bu hususta Kıbrıs Rum politikalarını desteklemediği ortaya çıkmaktadır. Bu nokta ciddi şekilde düşünmeye sevk etmelidir.

On yıllık bir süredir bu konuyla ilgilenmekteyim ve Kıbrıs’ın etrafındaki MEB’deki hidrokarbonların kullanımına ilişkin bir ortak Yönetim Komitesi kurulmasını önermiştim. Maalesef Hristofyas Hükümeti döneminden buyana hidrokarbonların Federal hükümete ait olduğu ve federal hükümet kurulduğu zaman bu serveti yöneteceği yönünde bir görüş konuldu ve Kıbrıs Rum partilerinin çoğunluğu tarafından bu görüş kabul gördü. Kıbrıslı Rumlar ilk kazançtan itibaren faydalanabilecekken Kıbrıslı Türkler ancak o zaman toplanacak servetin bir bölümünü alabilecekler. Defalarca yazdım ve bugün de tekrarlıyorum; Kıbrıslı Rumların görüşleri doğru değildir, Kıbrıslı Rumların önerilerinin kabul edilmesi doğrultusunda siyasi ve ekonomik şantajdır. Kimse benimle aynı fikirde olmadı, AKEL liderliği de bu görüşü desteklemedi.
   Akıncı’nın önerisi kabul edilmeli, derhal görüşmeler başlamalı ve uygulamaya geçilmelidir. Önerinin reddedilmesi birçok tehlikeye gebe bırakacakken kabul edilmesi krizin yarattığı ve ortak vatanımızın üzerinde dolanan kara bulutları dağıtacaktır. Akıncı’nın önerisini alkışlıyorum. Bu öneri, Kıbrıs sorununun hızlıca çözüme kavuşturulması doğrultusunda olumlu önkoşullar oluşturur. Bunun kabul edilmesi, Kıbrıslılara meseleleri iki toplumun faydasına olacak şekilde ortak şekilde yönetmeyi öğretecektir. Sorunun çözümüne ilişkin her türlü fikri reddedenlerin nasıl tepki vereceklerini biliyorum. Onların vizyonu yurdumuzu yeniden birleştirmek değil, statükoyu temelli hale getirmek ve Kıbrıs Rum toplumu lehine zenginleştirmektir. Ülkenin yönetiminde mutlak kontrolü sağlamak ve toplumsal kontrol ve hesap verilebilirlik olmadan bunu yapmaktır vizyonları.
   Türkiye’nin Akıncı’nın görüşünü desteklemesi olumludur. Kıbrıslı Rumların Türkiye’den gelen her türlü fikri ve öneriyi reddetme bağımlılığına dayanmak suretiyle bu desteği gönülsüzce vermiş olabilir. Kıbrıslı Rumlar öneriyi reddederlerse Türkiye’ye Kıbrıs’ın etrafını sarmaya devam etme fırsatı ve doğanın Kıbrıslılara bahşettiği serveti rahatça ve baskı görmeden çıkarmak isteyen şirketleri engelleme fırsatı çıkar. Eğer Kıbrıslı Rumlar Sayın Akıncı’nın önerdiği gibi bir işbirliği yapmayı reddederlerse bu reddin sonucu trajik olacaktır: Tek metreküp hidrokarbon çıkaramayacaklar, meydana gelecek olan döngü Kıbrıs’a yatırım yapma arzusunda olan veya yatırım yapmaya hazır olan uluslararası ekonomik faktörler niyetlerini sorgulamaya başlayacaklardır.
   Kıbrıs Rum liderliğinin retçi politikasını ve Kıbrıs Türk liderliği ve Türkiye ile zıtlaşma politikasını şekil ve içerik bağlamında değiştirmesinin vakti gelmiştir. Bu politika çıkmazlara sürüklemiş ve bugünkü üzeri örtülü ve tehlikeli krize götürmüştür. Kaçırılan fırsatlar politikasıdır bu. Politika değişikliği her zaman olduğundan daha çok gereklidir.

Tekrar ediyorum: Akıncı’nın önerisi olumlu şekilde yorumlanmalı ve ivedi Anastasiadis / Akıncı görüşmeleri ile ivedi bir şekilde uygulanması konuşulmalıdır. Bu şekilde gerginlik azaltılabilir ve taraflar eziyet çeken coğrafyamızda yakın gelecekte barışın tadını çıkarmamız yönünde verimli görüşmeler yapabilirler. 
   Tüm politik partiler, Akıncı’nın teklifini reddetti. Ama AKEL’in pozisyonunu ben anlamıyorum. 2004 yılında referandumda olduğu gibi EVET oyunu yavaşlatabilmek adına HAYIR oyu kullanın felsefesi var sanırım.

Akıncı’nın önerisi: Barış önerisi
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.