Kıbrıs Başyazı

Kanser

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala


Kanser hastalığı, ülkemizin ciddi sorunlarından birisi…

Kalp ve damar hastalıkları ile kanser, her yıl aramızdan çok sayıda vatandaşımızı alıyor.

Kalp ve damar hastalıklarının nedenini ve nasıl korunacağımızı biliyoruz ama kansere karşı daha korumasızız.

Nelerin kanser yaptığını, bizi nasıl yakalayacağını bilmemiz çok zor.

Nasıl korunacağımızı da çok fazla bilemiyoruz.

Farkında olmadan yediklerimiz, içtiklerimiz, soluduğumuz hava ya da maruz kaldığımız radyasyonla kanser olabiliyoruz.

Kanseri tetiklediği söylenen çok şey var.

Bunların çoğunu gözle görmek, ya da hissetmek bile mümkün değil.

Sağlıklı beslendiğimizi, sağlıklı ortamda olduğumuzu sandığımız zaman bile kansere yol açan tehlikelerin içinde olabiliyoruz.

Tabii ki sağlıksız yaşamamızın, kendimize bakmamamızın, zararlı alışkanlıklar edinmemizin de kanserde rolü var.

Uzmanlar, sigara/ alkol kullanımının, hareketsiz yaşamın, sağlıksız beslenmenin de kansere yola açtığını söylüyor.

Sigarayı bırakmanın kanser dahil, birçok hastalıktan korunmak anlamına geldiği belirtiliyor.

Elbette gıdaların yeterli denetimden geçmemesi, baz istasyonlarının ve insanları radyasyona maruz bırakacak aletlerin artması, çoğu kez zehir soluyor oluşumuz ciddi sorunlar ama kendimize de bakmayı bilmemiz lazım.

Kalp ve damar hastalıklarında olduğu gibi kanserde de “sağlık kontrolü” (check up) çok önemlidir.

“Sağlık kontrolu”nu, ülkemizde bir türlü alışkanlık haline getiremedik, bir kültüre dönüştüremedik.

Hastalık vücudumuzu ele geçiriyor ve farkına bile varamıyoruz.

Farkına vardığımızda ise çok geç oluyor.

O nedenle “erken teşhis hayat kurtarır” deniyor.

Bunları aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.

Yıllarca kanserle ilgili araştırma da yapmadık.

Hangi bölgede ne kadar kanser hastası var, hangi bölgede hangi kanser türleri bulunuyor, ağırlıklı olarak kanser hastalarının bulunduğu bölge, hangi bölgedir?

Yıllarca bu çalışmaları yapmadık.

Şimdi yeni yeni bu tür çalışmaları yapıyoruz.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Merkezi’nin takibinde toplam 5 bin 320 hasta varmış…

2018 yılında ise 480 yeni vakayla ilgili başvuru yapılmış.

Erkek hastalarda akciğer, kadınlarda ise meme kanseri bir numaraya yerleşmiş.

Akciğer kanseri, kansere bağlı ölümler arasında baş sırada geliyormuş.

Hastanedeki 22 yataklı serviste neredeyse 15-18 hasta akciğer kanseriymiş.

Kanser hastalığının pençesinde çocuklar da var.

76 kanser hastası çocuk varmış ülkemizde…

Şu anda Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Merkezi’nde yatılı 7 çocuk hasta olduğu belirtildi.

Kanser aslında dünyanın da sorunu…

Dünyada her yıl 9.6 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybediyor.

Ancak biz tedbirimizi almalıyız, halkın bilinçlendirilmesi için projeleri artırmalıyız, devlet bu konuda görev üstlenmeli.

Devlet, halkın sağlıklı gıdalara ulaşması için denetimleri artırmalı, kansere neden olan her şeyden halkını uzak tutmalı…

Devlet, vatandaşlarının kanser istatistiklerinde bu kadar çok yer almasını önleyebilmeli.

Kanserin kader ya da şanssızlık olmadığı kavranmalı, ciddiyetle üzerine gidilmeli.

 

Kanser

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs Başyazı

Kanser

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala


“4 Şubat Dünya Kanser Günü” münasebetiyle birkaç gündür çok sayıda kanserle ilgili açıklama yapıldı.

Kimisi kanserin ne kadar insanı aramızdan alıp götürdüğünü, kimisi kanserden korunmanın yollarını, kimisi erken tanının önemini, kimisi ülkemizdeki bazı etkinlikleri, kimisiyse dünyadaki vakaları işliyordu bu haberlerin.

Birkaç gün daha bu yöndeki yayınlar devam edecek herhalde.

Kanser gerçekten çok yakıcı bir sorun.

En kötüsü de nereden, ne zaman geleceğini bilmiyor oluşumuz.

Aslında az-çok nelerin kansere yol açtığı tahmin ediliyor da kimi, nasıl etkileyeceğini tahmin etmek zor.

Bugüne kadar kanseri önemsediğimiz ve tedbir almak için çaba sarf ettiğimiz de söylenemez.

Evet, kendi çabalarıyla bunu yapmaya çalışan, insanlara ulaşan, gazetelerde yazı yazarak farkındalık yaratmaya çalışan bir avuç insan var.

Onların çabalarını da takdirle karşılıyoruz.

Devletin yapması gerekeni bazı duyarlı insanlar gönüllü yapıyor.

Peki, insanlarımızın kanser olmaması için gerekli çabayı göstermeyenler?

Gelmiş geçmiş ülkeyi yönetenler, kanser hastalarına karşı yükümlülüğünü yeterince yerine getirdi mi?

Maalesef bu konuda da ülkeyi yönetenlerin karnesi zayıf, hastalığı önemsemekte çok geç kalındı.

“Onkoloji Hastanesi” çok kısa süre önce hizmete girdi, halbuki çok daha önce olması gerekiyordu.

Hatırlayın, çok olmadı, daha önceki yıl onkoloji uzmanı bulunamaması, istihdam edilememesi haberleri yapılıyordu.

2003’te sınır kapılarının açılmasıyla Güney Kıbrıs’a gitmek, orada tedavi olmak çok zor değildi belki ama yine de hasta insanlar yıllarca sınır kapılarında uğraşarak güneye gitmek zorunda bırakılmamalıydı.

Bugün özelde de önemli kanser merkezi kurulmuştur, hem kamuda hem özelde kanserle ilgili modern hastanelerimiz vardır.

Ancak bizim isteğimiz bu hastanelere gerek duyulmamasıdır.

İsteğimiz, insanlarımızın kanser olmaması, bu hastaneleri kullanmaması, vakaların yok edilmesi, en az seviyeye indirilmesidir.

Kanser hastanesi 5 yıldızlı otel kalitesinde olsa da biz insanımızın oralara yatmasını istemiyoruz.

Biz “insanlar kanser olmasın” diyoruz.

Kanser çok ciddi tehdit, çocuk yaştan insanımızı tehdit eden sinsi bir düşman.

Bugün ailesinde, akrabaları arasında kanser hastası olmayan insan kalmadı neredeyse.

Ülkemizde halen gerçekçi bir kanser haritası hazırlanmış değildir.

Kanser en fazla hangi bölgelerde artış gösteriyor?

En fazla kansere neden olan nedir?

İnsanımızı kanser eden nedir?

Yediği mi, içtiği mi, soluduğu mu?

Halen bunların cevapları tam olarak verilemiyor.

Örneğin Lefke bölgesinde kanserin gösterdiği artışın CMC maden kalıntılarıyla bir ilgisi var mı?

CMC mi kanserin artışına neden oluyor, bunu bile kimse söyleyemiyor.

Gazimağusa’da liman bölgesinde artış gösteren kanser vakaları, limandaki dökme yüklerin yarattığı kirlilikten mi?

Birisi çıkıp da bunun cevabını veremiyor.

“Erken tanı önemlidir” deyip duruyor herkes.

Evet biliyoruz, anladık erken tanı önemlidir de yapacak başka bir şeyimiz yok mu?

Erken tanıya kadar ne yapılıyor, insanımız nasıl korunacak?

Onun cevabının verilmesi gerekiyor.

Kanser Hastalığı Bildirim Yasa Tasarısı hazırlandı.

Tasarıyı incelediğiniz zaman iyi bir çalışma yapıldığını görmek mümkün.

Ancak biz ne yasalar, ne tasarılar gördük, umarız kâğıt üzerinde kalmaz.

Yasa yapmak değil, uygulamak önemlidir.

Umarız kansere yönelik duyarlılık sürekli olur, umarız hep “4 Şubat Dünya Kanser Günü”nde hatırlanmaz bu hastalık.

Ülkeyi yönetenlerin kanseri önemsemesini, ilgisini sürekli kılmasını öneriyoruz ama aynı duyarlılık halkta da olmalı.

Hem kendisini koruma, hem kanserle mücadeleye destek verme, hem de yöneticileri kanser konusunda yönlendirme, baskı unsuru olma yönünde üzerine düşeni fazlasıyla yapmalı.

Lütfen kanserle ilgilenmek için ailenizde, yakınlarınızda ya da kendinizde olmasını beklemeden duyarlı olun…

 

Kanser

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir