Yetişkinler çocukları kendi yaşıtlarından çok daha fazla eleştiren kişilerdir. Çocuklar karşısında onu anlayabileceği ve duygularını kapsayabileceği yetikinler ararlar. Yetişkinlerin geri dönütleri ise çocuğun kişilik gelişimini etkileyerek, yetişkinlik hayatını etkiler. Çocuklar karşısında ki kişilerden onay davranışı beklerler. Çocuğu geri bildirimsiz bırakmak, çocukta değersizlik hissini beslemektedir. Ebeveynlerin bilmesi gerekeni eleştiriden kaçmanın veya bir çocuğu sürekli eleştirmenin sağlıklı bir kişilik oluşturmayacağıdır. Çocuklara doğru ve yanlış öğretilirken iyi bir iletişim kurmak birinci kuraldır. Davranışlarımız ve söylemlerimiz denge de oldukça, çocuklarımızda bu denge içerisinde kendi sağlıklı kişilik örgütlenmelerini oluşturacaklardır. Bir çocuktan mükemmeli beklemek, en iyisini diretmek ve eleştirmek çocukluk çağına ket vurmak anlamına gelmektedir. Çekingen ve kendisini ifade edemeyen çocukların genelinin temelinde sürekli beklenti ve eleştiri davranışları yatmaktadır.
Çocuğunuza doğru ve yanlışı öğretirken kurmanız gereken dengeden bahsettik. Eleştiri ancak, çocuğunuzun gösterdiği davranışın nedenlerini anlayarak, onun duygularını kapsayarak ve de onunla empati kurarak sağlıklı bir şekle bürünür. İşte denge bundan ibarettir. Eleştirinin bir çocukta veya gençte etkili olabilmesi için, ebeveynlerin çocuklarına yeterince zaman tanıması ve en önemlisi güven duygusunu vermesiyle gerçekleşir. Sürekli eleştirilen çocuklar ileriki yetişkinlik hayatlarında kendilerini ve hayatına giren kişileri sürekli eleştiren bir kişiliğe bürünmektedirler. Bu kişiler mükemmel olmak için çok çaba sarf eder veya tam tersi her yaptığı davranışın mükemmel olması gerektiğini düşündüğü fakat bunu yapamadığını fark ettiğinde hiçbir şey için çaba harcamazlar. Özellikle ilişkilerinde çok büyük beklentilere girerler ve sürekli ‘mutsuz’ kişiler olarak görülürler. Kendisine olan inancı azalır. Özellikle ergenlik döneminde, çocukluk çağında sıklıkla eleştiriye maruz kalan çocuklar ciddi derecede motivasyon kaybı yaşarlar ve kaygılı, depresif bir yapılanma geliştirirler.
Çocukluk döneminde mükemmeliyetçi ailelerin çocuklarında en sık görülen davranış bozukluğu yalan davranışıdır. Sürekli eleştirileceğini düşünen çocuk ailesine karşı dürüst bir davranış kalıbı sergileyemez ve sürekli yalana başvurur. Yalan davranışı yakalanan çocuğun kişiliğine karşı ‘yalancı’ hitabı yerleştirildikten sonra, çocuk kendisini ailesinin gözünde değeriz görür. Bu his, bir genci istenmeyen arkadaş gruplarına, madde kullanımı, aşırı öfke patlamaları ve riskli ilişkilere iten bir sonuç yaratmaktadır.
Aileler neler yapabilir?
• Çocuğunuzu eleştirmek onu büyüten ve doğruları görmesine neden olan bir davranıştır. Fakat unutulmaması gereken, eleştirinin çocuğun kişiliğine değil davranışına yönelik olması gerektiğidir.
• Çocuğunuzun davranışını eleştirirken, sizin için ne derece önemli olduğunu göz önünde bulundurarak ve empati kurarak yapılması büyük önem taşımaktadır.
• Çocuklarınızın deneyimlemesine izin verin. Deneyimlemesine izin verilmeyen çocuk, davranışlarının sorumluluğunu alabilecek sorumluluğa gelemeyen ve özgüveni düşük bir birey haline gelecektir.
• Düşüncelerini ve hissettiği duygularını ifade edebilmesi için çocuğunuza olanak tanıyın. Aynı fikirde olmasanız bile onun düşüncelerine saygı duyun ve aşağılamayın. Çocuğunuzun düşüncelerini küçük görmek, sizden uzaklaşmasına ve size kendisini açamamasına neden olacaktır.
• Eleştiriden kaçınmayın. Çocuklar onu değerlendirebilecek yetişkinlere ihtiyaç duyarlar. Eleştiri davranışını gösterirken ses tonunuza, bulunduğunuz ortama ve çocuğunuza hangi duyguları nasıl bir beden diliyle yansıttığınıza dikkat etmeniz aranızda ki ilişkiyi güçlendirecektir.
• Kalabalık ortamlarda veya çocuğunuzun rencide olacağı şekilde onu eleştirmeyin ve aileden bile olsa başka kişilere şikayet etmeyin. Bu durum ilişkisini ve size karşı olan güven duygusunu sarsacaktır.
• Unutmayın ki değişim zaman alır. Çocuğunuza zaman tanıyın ve sorumluluk vermekten kaçınmayın.
Sevgili aileler, çocuklarınıza sorumluluk duygusunu, doğru ve yanlışı, iyi ve kötüyü öğretmek aranızda ki ilişkiyi güçlü tutmaktan ve birbirinize karşı besleyeceğiniz güven duygusu ile hayata geçecektir. Ceza, tehtit, korku duygusu tam aksine bu duyguları olumsuz yönde tetikleyecektir. Sevgi ile kurulan iletişimin aşamayacağı hiçbir sorun yoktur.
Yorumlar kapalı.