
Belirsizlik, insan zihni için en rahatsız edici durumlardan biridir. Beynimiz, öngörülebilirliği sever; çünkü bilinmezlik, tehlike anlamına gelebilir. O yüzden belirsizlikle karşılaştığımızda, zihnimiz hızla en kötü senaryoları üretmeye başlar. “Ya işler yolunda gitmezse?”, “Ya hayalini kurduğum gelecek hiç gerçekleşmezse?” gibi sorular içimizi kemirir. Ama asıl soru şu: Belirsizliği yönetmek mümkün mü? Ve bunu yaparken umudu nasıl kaybetmeyiz?
Belirsizlik kaygıyı tetiklerken, umut dengenin anahtarıdır
Bilinmezlik, çoğu zaman kaygıyla el ele gider. Çünkü geleceği tam olarak kontrol edemeyiz ve bu da bizi tedirgin eder. Ancak burada önemli bir nokta var: Kaygı, bilinmezliğin olumsuz sonuçlarına odaklanırken, umut daha dengeli bir perspektif sunar. Umut, Pollyanna olmak ya da gerçekleri görmezden gelmek değildir. Tam tersine, umut, gelecekte olasılıklar olduğunu hatırlamaktır. Her şey kötüye gidebilir ama iyiye gitme ihtimali de vardır. Ve biz, hangi ihtimali beslersek ona göre hareket ederiz.
Geleceği kontrol edemeyiz ama şimdiki anı yönetebiliriz
Belirsizlik karşısında düştüğümüz en büyük tuzak, kontrol edemediğimiz şeylere odaklanmaktır. Oysa zihnimiz geleceğe dair binlerce ihtimali hesaplarken, şu an elimizde olan en önemli şeyi unuturuz: Bugün. Bugün attığımız küçük bir adım, geleceği şekillendirebilir. Belirsizliği kabul etmek, onu pasif bir şekilde kabullenmek anlamına gelmez. Tam tersine, elinde ne varsa onunla en iyi yolu çizmektir.
Umudu kaybetmemek için temel stratejiler
1.Kontrol edebildiklerine odaklanmak.
- Geleceğin belirsizliği karşısında, şu anda yapabileceğimiz küçük şeylere yönelebiliriz. Bir hedefiniz varsa, o hedefe ulaşmak için bugün ne yapabilirsiniz?
- “Ben ne yaparsam yapayım hiçbir şey değişmez” düşüncesi, öğrenilmiş çaresizliktir. Küçük de olsa bir adım atmak, umudu korumanın en güçlü yollarından biridir.
- Bilinmezliği kesin kötülük olarak yorumlamamak.
- Bilinmez olan her şey kötü değildir. Geçmişinize dönüp baktığınızda, başta korkutucu görünen ama sonra sizi güçlendiren veya güzellikler getiren değişimler olmadı mı?
- Beynimizin olumsuza odaklanma eğiliminde olduğunu unutmamalıyız ve bilinmezliğin içinde fırsatların da olabileceğini her daim kendimize hatırlatmak, umudun taze kalmasına yardımcı olacaktır.
- Harekete geçmekten korkmamak.
- Umut, oturduğumuz yerde bir mucize olmasını beklemek değil, harekete geçmektir. “Gelecek nasıl olacak?” sorusu yerine, “Ben nasıl bir gelecek inşa etmek istiyorum?” diye sormak daha anlamlıdır.
- Küçük de olsa bir plan yapmak. Her şeyin net olmasını beklememek. Çünkü eylemler eylemleri doğurur ve netlik ancak hareket ettikçe ortaya çıkar.
Umut, belirsizliklerin getirdiği duygulara körü körüne kapılmadan, kendi yolumuzu bulmamıza yardımcı olabilir
Belirsizlik, hayatın doğal bir parçasıdır ve her zaman var olacaktır. Ama umudun da bir gücü vardır: Zihnimize seçenekler sunar, bizi harekete geçirir ve en önemlisi, “Henüz her şey bitmedi” diyebilmemizi sağlar. Bugün belki hiçbir şey net değil. Ama belki de en güzel şeyler, tam da bilinmezlik içinde filizleniyordur.
Yorumlar kapalı.