İkili ilişkilerde “hayır” diyebilmek, sağlıklı sınırların korunması ve bireyin kendi benlik saygısını sağlam tutması adına büyük önem taşır. Ancak, çoğumuz için “hayır” demek oldukça zorlayıcı bir eylem. Özellikle yakın ilişkilerde, partnerimizin isteklerine her zaman uyum sağlamak gibi bir eğilim içerisinde olabiliriz. Peki, bunu yaparken kendi sınırlarımızı ihlal etmiyor muyuz? Her durumda “evet” diyerek aslında kendimizden ne kadar ödün veriyoruz?
Hayatımızda neredeyse her gün, her an seçimler yapıyoruz. Çoğu durumda “evet” demek kolayımıza geliyor. Ancak “hayır” demek istediğimizde, çoğumuz bunu zorlanarak, çekinerek, hatta kötü hissederek ifade ediyoruz. Sonra da bu kendini kötü hissederek söylenen “hayır”ın nedenini açıklamak için kendimizi savunma ihtiyacı duyabiliyoruz. Peki, bu durumda yaptığımız seçimlerde gerçekten özgür müyüz?
Çok sevdiğim bir yazar olan Paulo Coelho’nun bir sözü var: “Hayır demek istiyorsan belki dememelisin.” Gerçekten de hayır demek istediğimiz durumlarda sıklıkla “belki,” “bakarız,” “fark etmez” gibi belirsiz ifadeler kullanıyoruz. Peki, neden doğrudan “hayır” demek bu kadar zor? Hiç düşündük mü?
Kültürel etkiler ve çocukluktan gelen öğretiler
Küçüklüğümüzden beri ailemiz, çevremiz ve bazen de eğitim aldığımız kurumlar tarafından bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde “hayır” demenin kaba, “evet” demenin ise nazik ve saygılı bir davranış olduğuna inandırıldığımız zamanlar olmuş olabilir. Bu algıyla büyüyen bireyler olarak, “hayır” demekle ilgili birçok negatif otomatik düşünce geliştirebiliyoruz. Örneğin: “Hayır dersem beni sevmeye devam ederler mi?”, “Hayır dersem kaba görünür müyüm?”, “Bencil olduğumu düşünürler mi?” gibi düşünceler zihnimizi kurcalıyor.
Bu tür düşünceler, kaygıyı artırarak “hayır” demeyi zorlaştırıyor, hatta imkânsız hale getirebiliyor. Çünkü düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımız da davranışlarımızı etkiliyor. Neye inanıyorsak, o şekilde hissediyor; nasıl hissediyorsak, o şekilde davranıyoruz. Bu olumsuz düşünce ve duygular da, temel korkularımızı harekete geçiriyor: Reddedilme, sevilmeme, istenmeme ya da birini kaybetme korkusu. Bu korkuları engellemek için sürekli “evet” deme eğilimine giriyoruz.
Ancak, başkalarının beklentilerini karşılamak uğruna söylediğimiz her “evet” aslında bizi biraz daha tüketiyor, kendimize olan saygımızı zedeliyor. “Hayır” diyemediğimiz her an, sınırlarımızın başkaları tarafından ihlal edilmesine izin veriyoruz ve benlik saygımızı kaybetme riskini alıyoruz. Bu durum, özgüvenimizi, sınırlarımızı ve kendimize bakış açımızı olumsuz etkileyebiliyor, psikolojik sorunlar yaşamaya daha yatkın hale geliyoruz.
Sınırların ilişkilerdeki rolü
Bir diğer yandan, çoğu insan, sınır koymanın ilişkide mesafe yaratacağına inanır; oysa sınırlar, ilişkiye saygı ve güven kazandıran bir unsurdur. Sınırlar, bir ilişkiyi daraltmaz; aksine, ona güven ve saygı için sağlam bir temel ve alan oluşturur. İlişkilerimizde sınırlarımızı koruyarak, kendimizi özgür ve güvende hissetmemize olanak tanırız. Sağlıklı sınırlar, partnerlerin kendilerini ifade edebildikleri ve birbirlerine dürüst olabildikleri bir ortam yaratmamıza olanak sağlayabiliyor. Bu durum, ilişkinin daha güçlü ve sağlıklı olmasını destekler ve her iki tarafın da kendini özgür ve saygı duyulan bir birey olarak hissettiği ilişkilerde bağlar daha kuvvetli olur.
Hayır demeyi ve sınır koymayı güçlendiren pratik adımlar
1-Kendi değerlerinizi ve ihtiyaçlarınızı belirleyin: Sınırlar koymak, önce neye değer verdiğinizi ve neye ihtiyaç duyduğunuzu bilmekle başlar. Kendinize şu soruları sorabilirsiniz: “Bu ilişki içinde hangi değerlere sahip çıkmak istiyorum?” ve “Nelerden ödün vermek istemiyorum?”
2-“Hayır” demeyi normalleştirin: Hayır demek, bir ilişkinin bozulacağı anlamına gelmez. Aksine, sağlıklı bir ilişki, tarafların sınırlarına saygı duymayı ve ihtiyaçlarını ifade etmeyi gerektirir. Hayır demek, kendinize saygı göstermenin bir yoludur.
3-Kullanacağınız dili kendinize göre yeniden şekillendirin: Direkt “hayır” demek zor olduğunda, daha nazik ifadelerle sınır koymak etkili olabilir. “Hayır, maalesef şu anda bu konuda destek olamayacağım” veya “Hayır, bu hafta çok yoğun olduğum için bunu üstlenemeyeceğim” gibi ifadeler, hem sizin sınırlarınızı korur hem de karşı tarafı incitmez.
4-Sınırları konuşmaktan çekinmeyin: Partnerinizle sınırlar hakkında açık bir şekilde konuşmak, bu sınırların her iki tarafça kabul edilmesine yardımcı olur. Bu, ilişkinizdeki güveni ve karşılıklı saygıyı güçlendirebilir.
5-Olumsuz duygularınızı tanıyın ve üzerine çalışın: “Hayır” demek istemediğinizde, sizi geri tutan duyguları fark edin. Bu, genellikle sevilmeme, reddedilme veya suçluluk hisleri olabilir. Bu tür duygularla başa çıkmak, sınır koyma sürecinizi kolaylaştırır. Eğer bu konuda zorlanıyorsanız, bir uzmandan destek alabilirsiniz.
6-Kendi önceliklerinizi belirleyin: Stephen Covey’in de dediği gibi, “Hayattaki önceliklerimizi belirlersek, bunların dışında kalanlara gülümseyerek ‘hayır’ demek kolaylaşır.” Önceliklerinize göre hareket etmek, sizi gereksiz “evet”lerden kurtaracaktır.
Yorumlar kapalı.