Hasan Hastürer

Taksiciden al haberi…







ABU DABİ-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE); Abu Dabi, Dubai, Sharjah, Fujairah, Umm Al Quwain ve Ajman Emirliklerinden oluşan 6 Emirliğin bir araya gelmesiyle 1971 yılında kuruldu. Daha sonra Ras Al Khaimah da 10 Şubat 1972’de federasyona katıldı.

Abu Dabi’nin nüfusu 900 bin olarak kabul edilir.

***

   Abu Dabi’de para, zenginlik, şehrin imar disiplinini bizde olduğu gibi bozmadı. Dünyanın en modern şehirlerinden biri olarak kabul edilir.

   Planlı turizm yatırımlarıyla Abu Dabi, yine dünya çapında turistik bir çekim merkezidir.

   Üç hafta önce Brüksel’e gitmiştim. Üç derece soğuk biz Kıbrıslıları çarpmıştı. Bu kez Aralık ayının 11’inde önceki gün, denize giren insanlar… Hissedilen sıcaklık bizim haziran ayına denk.

***

Abu Dabi, yıllarca dünyada en güvenilir şehirler sıralamasında ilk sırada yer aldı. Bunu çok rahat hissediyorsunuz.

   Abu Dabi, havalimanında muhaceret işlemi yapan polislerin dışında, yolda sokakta hiç polis görmedim.

   Merak edip sorduğumda, şehrin her noktasının kameralarla gözlendiği ve bu nedenle polis görülmediği yanıtını aldım.

   Artı özellikleri ne kadar olursa olsun, demokratik olmayan, demokrasisi eksik ülkelere duyacağım sempati en iyimser yaklaşımla eksiktir.

Bu Abu Dabi için de geçerlidir.

***

Abu Dabi’de Abu Dabili görmek çok düşük bir olasılık olsa gerek.

   Dubai’ye hareket öncesi yaklaşık 48 saat kaldığım Abu Dabi’de geleneksel kıyafetleriyle 10 Abu Dabili görmedim.

   Hatta arkadaşlara espri yapıp, ‘Londra’nın ünlü alış veriş bölgelerinde bu kadar saat geçirsem, yüzde yüz, çok daha fazla Abu Dabili görürdüm’, dedim.

***

Dünyanın neresine gidersem gideyim, taksicilerle sohbeti, sağlıklı, sansürsüz bilgi edinme bakımından çok ciddi şans görürüm.

On taksici ile sohbetin, bini aşkın insanla anket çalışması yapmaktan daha verimli olduğuna inanırım.

   Ugandalı bir taksiciyle yaklaşık 15 dakikalık bir yolculukta sohbet etti.

   Yaklaşık beş dakikamız, dilinin çözülmesi için geçti. Belli ki, konuşarak başına bir dert almak istemiyordu.

   ‘Yolda sokakta, Abu Dabili görmedik. Yerli halk nerede? Çalışmıyorlar mı?’

   Bizim Ugandalı şoför, gülümseyerek, ‘Onlar, Emir’in akrabaları, yakınları çalışmazlar. Büyük şirketlerin başında olurlar. İşleri de yabancı yardımcıları yapar.’ dedi.

***

Büyük şehirlerde prestij binası olarak da nitelenen, mimari estetiği yüksek bir ya da birkaç bina bulunur. Abu Dabi’da neredeyse binaların tümü de yüksek ve de mimarlık, mühendislik harikası…

O yüksek binalarda kimler yaşıyor?

‘Yabancılar’ diye tek kelimelik bir yanıt aldık.

Peki, Abu Dabililerin evleri nerede?

Aslında bu sorunun yanıtını, hava karardıktan sonra uçağımız inerken gözlemiştim.

Şoförden de dinledik: ‘Emir’in yakınları, geniş araziler içinde yapılmış, saray gibi evlerde yaşarlar.’

***

   Ugandalı şoför yasal izinleri tamamlanmış olarak Abu Dabi’de dört yıldır yaşıyor, çalışıyor.

   Merak edip, ‘Ne zaman vatandaş olacaksın?’ diye sordum.

   Önce yüzünde anlamlı, hüzünlü bir gülümseme sonra yanıt: ‘Bu sorunun yanıtı çok kolay. HİÇBİR ZAMAN.’

   Birleşik Arap Emirlikleri’nde, normal koşullarda uzun süreli ikamet – çalışma izni veriliyor.

   Abu Dabi’de gördüğüm tüm çalışanlar yabancı. Asyalı…

***

   Kimse halinden şikayet etmiyor ama tüm hizmet görevlileri, hizmet verdikleri yabancıların karşısında da saygı göstergesinden öte elleri önde, göbek altlarında birleştirilmiş duruyor. Bir elini kullanırken, öteki eli yerinde kalıyor.

   Asansörü ya da lavaboyu sorsanız, tarif etmek yerine, kapıya kadar götürüyor.

   İnsan haklarını saygılı bireyleri rahatsız eden küçük ama önemli bir ayrıntı.

***

Yorumu size kalsın, bir küçük ayrıntı daha… Otel odasındaki televizyonda, aralarında Arap ülkeleri ve Avrupa’dan yüzün üzerinde TV kanalı varken, bir tek Türk televizyon kanalı yoktu.

Taksiciden al haberi…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.