Hasan Hastürer

Süreç, ENOSİS’i olanaksızlaştırırken TAKSİM’e yeşil ışık yaktı






Kıbrıs sorununun özü bilinmeden, yapılan konuşma ve açıklamalar neredeyse anlamsızdır.

Özü bilinmediği zaman, çözüm amaçlı ortaya konulan öneriler de çoğunlukla işe yaramaz.

Bu hem Kuzey hem de Güney için geçerlidir.

Yazının devamına ilerlemeden net bir saptamamı koyu siyah olarak yazayım. Bunu KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sabah sabah okur. Hristodulidis’e de birileri tercüme etsin.

Kıbrıs konusunda öneri sunarken toprak değil, mülkiyet konusunun özellikle nasıl çözümleneceği inandırıcı bir şekilde anlatılması gerekir. Şimdilik uzak olasılık olsa da, varılacak bir anlaşma toprak oranlarına çözüm getirse bile bireysel haklar bakımından ciddi bir sorun olarak gündemde kalacaktır.

Uzlaşı olmadığı için Rum tarafı Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını olumsuz yönde etkileyebiliyor.

*       *       *

Rahmetli Ecevit, Türkiye Başbakanı iken Kıbrıs konusunda Çek modeli diye tanımladığı iki ayrı devlet modelini gündeme getirip, “Çekoslovaklar el sıkışıp ayrıldılar ve şimdi de sorunsuz şekilde yola devam ediyorlar. Kıbrıs’ta dili, dini, milliyeti ayrı iki toplumu bir araya getirmek için niçin bu kadar uğraş veriyorlar?” soru cümlesiyle de düşüncesini özetlemişti.

Kıbrıs sorununun yılları aşarak bugünlere gelmesine karşılık konunun özünden ya da gerçeklerden genelde bir kaçış vardır ya da eş zamanlı yakınlaşma, buluşma olmamıştır.

*     *     *

Pek çok kişi kabul etmekte zorlansa da Kıbrıs’ın bilinen yakın tarihinde Kıbrıslı Türklerle-Kıbrıslı Rumlar gerçek anlamda bir iç içelikle yaşayamadılar.

Bu tamamen ayrı bir araştırma konusu. Ancak gerçek bu. Bu saptamamı asla Kıbrıslı Türklerle Rumlar birlikte olamazlar tezini güçlendirmek için seslendirmedim. Şu veya bu nedenle belki de geleneksel Türk antipatisinin etkisiyle Rumlar bizleri bu adada birlikte kader birliği yapacak insanlar olarak göremediler. Bizler de birlikte yaşam için yeterli iş birliği çabasını harcamadık.

***

Belki de İngiliz’in geleneksel böl ve yönet politikası çaktırmadan buna izin vermedi.

1958 olayları, EOKA’nın örgütlenme ve Türkleri de hedefleri arasına alması, TMT’nin oluşumu, başarısız 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti denemesi, 1963-1974 döneminde Türkler gettolara sıkıştırılırken Rum toplumunun ilerici unsurlarından bile ciddi anlamda ses çıkmaması ve 1974…

Her şey uzaklaşmaya, uzlaşmamaya hizmet etti.

Kabul edelim ki Rumların ENOSİS idealine karşılık Türklerin de “YA TAKSİM YA ÖLÜM” ideali vardı.

Süreç ENOSİS’i adeta olanaksızlaştırırken TAKSİM’e yeşil ışık yaktı.

Kıbrıs sorununa bugüne kadar çözüm bulunamaması nedeniyle farklı seslendirmeler doğal olabilir.

Ancak Kıbrıs sorununun çözümü önündeki engeller içerisinde en önemli püf noktasını ya da sorun noktasını sağlıklı olarak göremezsek doğru çözüm önerisinde bulunmak oldukça zordur.

Gelinen noktada Kıbrıs sorununa çözüm üretiminde en önemli sorun toprakla ilgili mülkiyet sorunudur.

Rumlar mülkiyet konusunu, Kıbrıs sorununun devam ettiğini gösteren ateş gibi görüyor ve sönmesine izin vermiyor.

*    *    *

Çeklerle Slovakların el sıkışarak kolayca ayrıldıkları ve sorunsuz iyi komşu oldukları doğrudur.

Bu konuyu uzun yıllar evvel Slovak Büyükelçisi KIBRIS Gazetesi’nde bizlerin sorularını yanıtlarken de irdelemiştik. Orada kolay ayrılmanın en önemli unsuru Çeklerle, Slovakların mülkiyet ve yerleşim ağırlıklı olarak zaten şimdiki bölgelerde yaşamalarıydı.

Çekoslovakya ayrılırken nüfus mübadelesi ya da mülkiyet konusu gibi sorunları yoktu.

1974 sonrası 2 Ağustos 1975’te Viyana’da Rauf Denktaş ve Galfkos Klerides’in imzaladığı anlaşmayla nüfus mübadelesi yapıldı. O mübadeleyi Rumlar kalıcı kabul etmeseler de bir veridir. O anlaşmada gönüllülük esasına göre nüfus mübadelesi gerçekleştirildi. Gönüllülük dense de pratikte yaygın ve organize olarak uygulandı.

O anlaşmada olmayan toprak ve mülkiyet meselesi aradan yarım asır geçmesine rağmen hâlâ sorundur.

Taşınmaz Mal Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin işaret ettiği, hukuki zemini olan bir çözüm yolu olmasına rağmen, Rum liderliği bu yola taş koyup, çözüme katkısı olmayan yolları denemektedir.

Rum tarafının bu tutumu sürdürülebilir mi? Kesinlikle HAYIR.

Paniğe gerek yok. Bunu hep birlikte göreceğiz. Caydırıcı adımlar atarsak, çok daha erken göreceğiz.

Süreç, ENOSİS’i olanaksızlaştırırken TAKSİM’e yeşil ışık yaktı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.