Hasan Hastürer

Karpaz’ı, kestirip atıyoruz…






   Karpaz bölgesi, özellikle, işaret parmağı gibi doğuya uzanan Karpaz yarımadası, tüm Kıbrıs’ın doğal güzellikleriyle harika bir bölümüdür.
   Korunması gerekir.
   Korunurken, ekonomik değerinin karşılığını da almalıdır.
   Korumak demek, kestirip atmak değildir.
   Korunması gereken tüm değerleri dikkate alınarak, ekonomik etkinliklerle de, insan unsurlarını Karpaz’a yerleştirmek mümkündür.
                                     ***
   Fırsat buldukça Karpaz’ın en ucuna kadar giderim.
   Dipkarpaz’dan her hangi bir davet aldığım zaman da katılmaya gayret ederim.
   Dün yine Dipkarpaz’a kadar gittim.
   Hem de hiç acele etmeden.
   Yabancıların talepleri, inşaat yatırımlarının yoğunluğunu İskele’den öteye de taşıyor.
   İmar mevzuatının verdiği sınırlar içinde Yeni Erenköy’de inşaat hamleleri gözleniyor.
   Öngörüyle, çevre dostu bir anlayışla AKOL Group Dipkarpaz’a geleneksel mimariye sadık kalarak konutlar inşa etmeye başladı. Fiyat politikası, Kıbrıslıların satın alma gücüyle belirlenirse, talep yoğunluğunun Kıbrıslılardan geleceğine inanırım.
                                                ***
   Karpaz yarım adasının geniş bir bölümü, milli park ya da sit alanıdır.
   Bir kez daha vurgu yapayım… KARPAZ’DA NE YAPILACAKSA, DOĞAL DEĞERLER KORUNARAK YAPILMALIDIR.
   Bütün mesele değerler korunurken, yapılabilecek yatırımların yapılmasıdır.
   Eğer yapılması gereken alt yapı yapılmazsa, insanlar günü birlik Karpaz bölgesine yine gidecek. Gidecek ama, alt yapı olmadığı için geride kirlilik, çöp bırakarak ayrılacak.
   Eğer doğal yaşamla barışık, konaklama yerleri, restoranlar yapılırsa çevre zarar görmeden insanlar Karpaz’ın doğal yaşamıyla buluşacak.
                                                   ***
   Lefkoşa’da masa başında oturup, Karpaz’da taş üstüne taş konulmaması için karar üretip, imza atmak, Karpaz’a sahip çıkmak, Karpaz’ı korumak değildir.
   Ulaşma menzilimiz içinde İtalya var.
   İtalya’da eski eser yoğunluğu bizdekinden kat kat fazla.
   Bizdeki anlayış İtalya’da geçerli olsa, pek çok yerleşim yerinde hayat olmaz.
   Adamlar, tarihle, sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamı buluşturmuşlar.
   Tarihi değerleri, turistik açıdan çekim merkezi yaparken, insanların tarihle iç içe olmasını sağlamışlar.
                                        ***
   Yasakçı zihniyetle Karpaz’a sahip çıkılamaz.
   Kimse alınganlık göstermesin ama karar verme yetkisine sahip bizde ki teknik kadro, alternatif üretme konusunda ya korkaktır ya da tembel.
                                               ***
   Pandemi, turizme de yeni yol haritası çizdiriyor.
   Yüzlerce, binlerce kişinin kaldığı oteller albenisini yitiriyor.
   Turizm genelde sıkıntı yaşarken İspanya, kırsal turizm seçeneğiyle yoğun ilgi görüyor.
   Karpaz bölgesi, kırsal turizm için harika bir çekim merkezi olabilir.
   Çok pahalı ve lüks yatırımlara gerek yok.
   Beton yığını olmadan, konaklama yerleri neden olmasın?
   Nerede ve nasıl olacağı, dünyadaki örneklerine de bakarak karar verilecek.
   Butik nitelikli turistik tesisler, çevreyle uyumlu lokantalar, Karpaz’a hayat verir…
   Yeter ki insanlar yalnız başlarına bırakılmasın, neyin nasıl olacağına karar verilip, yol gösterilsin…
                                                             ***
   İlgili Bakanlıklar, ortak oluşturulacak bir ekiple Karpaz’a yapıcı bir zihniyetle yaklaşsın, Karpaz insanıyla birlikte Karpaz’ın eşeklerinin bile yüzü güler.
  

Karpaz’ı, kestirip atıyoruz…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.