Hasan Hastürer

“Hristodulidis, Maraş’ı kaybetmiş Rum lider olarak tarihe geçecek”






   Osman Ertuğ, dışişleri bünyesinde etkin görevlerde bulunup, görüşleri merak edilen bir düşünce insanıdır.

   KKTC Bağımsızlık Bildirisini hazırlayan ekipte vardı.

   Derviş Eroğlu’nun cumhurbaşkanlığı dönemimde cumhurbaşkanlığı sözcülüğü ve devamında  iki yıl süreyle Kıbrıs görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi olarak Baş Müzakerecilik görevini yürüttü.

   Kıbrıs sorununda katı sayılacak görüşlere sahip olduğu yaygın bir kanaattir.

   Hatta Derviş Eroğlu’nun ekibinden ayrılma nedenlerinin başında 11 Şubat 2014 Eroğlu – Anastasiadis ortak açıklamasının içeriği olduğu ifade edilir.

***

   Kapalı Maraş’ın gerçek anlamda açılmasının kulislerinden yansımalarını yazdığım zaman Osman Ertuğ’un benle ilk görüş paylaşımında şu ifade oldukça çarpıcıydı: “Böylece Hristodulidis, Maraş’ı kaybetmiş Rum lider olarak da tarihe geçecek.”

***

Daha ayrıntılı görüşlerini öğrenmek istediğimde, “Rum tarafının bu planlı, ekonomimizi ve toplumsal bekamızı hedef alan topyekun saldırısı karşısında sessiz ve hareketsiz kalamayız, kalmamalıyız! Bu bağlamda meslektaşım Ergün Olgun Bey’in söylediklerine katıldığımı da ifade etmek isterim…” deyip, şöyle devam etti:

   “Bu konuda medyamızda yapılan yorumlara baktığımda, az bilinen veya vurgulanan bir hususa dikkat çekmek istiyorum.

   Konu mülkiyet sorununa gelince, onun ayrılmaz bir parçası olan, 2 Ağustos 1975 Nüfus Mübadelesi Anlaşmasını unutmamak gerekir. Bilindiği gibi, dönemin, toplumlararası görüşmelerinin Viyana’da yer alan 3. turunun sonunda ulaşılan bu anlaşma sonucu, Güney’de kalan Kıbrıslı Türkler Kuzey’e, Kuzey’de kalan Kıbrıslı Rumlar ise Güney’e transfer olmuştu. BM Barış Gücü tarafından uygulanan bu anlaşma gönüllülük esasına dayanıyordu ve bu konuda transfer isteyenlerin tümünden yazılı müracaat alınmıştı.”

***

Osman Ertuğ’dan biraz daha gerilere gitmesini istediğimde sözlerinin devamını şu içerikle getirdi:

   “Bunun öncesinde yer alan tarihi olaylar, Kıbrıslı Türklerin 1963-74 arası uğradığı katliamlar ve mezalim ve nihayet 2 Ağustos 1975 nüfus mübadelesi anlaşması, bugünkü coğrafi ve fiili durumu yaratmış bu aynı zamanda hukuki sonuçlar doğurmuştur.

   Kıbrıs Rum tarafı bütün bunları yok farz edip zamanı ve tarihin akışını geri çeviremez! Kıbrıs Türk halkı bekasını, hak ve çıkarlarını kendi kaderini tayin hakkını kullanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde konsolide etmiştir.”

***

Ve Osman Ertuğ’un uyarısı: “Kıbrıs Rum tarafı, koca bir halkın bekasını, insan hak ve çıkarlarını tehdit noktasına vardırdığı bu topyekün saldırının kendisi ve bölge barışı için istenmeyen sonuçlar doğuracağını bilmeli, dahası bu kendilerine hissettirilmelidir.”

***

Kapalı Maraş konusunda son iki günde dinlediklerimi kitaplaştırmaya karar versem inanın kapsamlı bir kitap olur.

   Çok ilginçtir, Kapalı Maraş’ın fiilen açılmasını, riskli görenler varken, Kapalı Maraş açılımını gerçekleşmiş sayıp, savunanlardan bazıları, açılımın tam hale dönüşmesine, açılımı riskli görenlerle paralel yaklaşmaktadırlar.

Bu durum oldukça ilginç.

Osman Ertuğ’un açıklamalarının sonundaki cümle yapılan çalışmaların temelinde anlayışı anlatıyor: “Kıbrıs Rum tarafı, topyekün saldırının kendisi ve bölge barışı için istenmeyen sonuçlar doğuracağını bilmeli, dahası bu kendilerine hissettirilmelidir.”

“Hristodulidis, Maraş’ı kaybetmiş Rum lider olarak tarihe geçecek”
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.