Hasan Hastürer

GİKAD ve kadınların, ev hanımlığı kıskacından, kurtarılması…






   Çarşamba günkü “Girişimde Kadın Gücü” isimli etkinlikte konuşulanları dinlerken zaman tünelinde geriye doğru yolculuk yaptım.

   Bir başka çok önemli nokta, Karpaz’dan Yeşilırmak’a kadar girişim ve devamında üretim yapan kadınların bakışlarında, öz güvenin, iş başarmanın ötesinde huzurla harmanlanmış bir yansıma vardı.

***

Kıbrıs Türk Toplumunda, işinin sahibi kadınları anımsamaya çalıştım.

  1. Kaymaklılıyım.

Kendimi bildim bileli Lefkoşa’yı yaşadım, yaşıyorum.

   Vedia Barut, bilinen ilk Kıbrıslı Türk İş Kadınıdır. 14 Şubat 1919 doğumlu Vedia Barut, 1937’de henüz 18 yaşındayken kendi dükkanını açtı. İşe kadınlara hitap edecek ürünleri satmakla başlayıp, sonrasında kırtasiye sektörüne geçti. II. Dünya Savaşı sırasında Lefkoşa’da kırtasiye sektörünün tek resmi temsilcisi konumuna ulaştı.

   Vedia Barut’un kadın olarak iş açması muhafazakar çevrelerin tepkisini çekti.

   Belki de bu nedenle Vedia Barut, o yıllarda başka kadınları iş kadını olmak için cesaretlendiremedi.

***

   Kabul etmek gerekir ki Kıbrıs Türk Toplumunda, ticaret 1950’li yıllara kadar, Rumlar ve Ermenilerle kıyaslandığı zaman cılız kaldı.

   1963’e gelindiği zaman sanayi başlığı altına girecek işyeri sayısı ise 10’un altındaydı.

   Kendi toplumsal yapımızda markalaşmış işyerlerinin tümü erkek, iş yeri sahipleriyle anıldı.

***

Yazımın burasına geçmişe uzanıp yaptığım bir analizi yerleştireyim. Babam bugünkü adıyla esnaftı. K. Kaymaklı’nın popüler yoğurtçularından, Yoğurtçu Salih olarak bilinirdi. Yoğurtları satan babam Yoğurtçu Salih olarak çağrılırken, ev işi yanında yoğurtları yapan anacığım Afet Aba’ydı.

   Halbuki yoğurdu annem yapar, babam ise satıcıydı. Hesap kitabı da, anneciğim yapardı.

   Geriye gidersek eminim benzer örnekler bulacağız.

***

Erkek egemen toplum anlayışıyla erkek evlatlar işi devralacak kişi ya da kişiler olarak görüldü.

   Özellikle ikinci nesil, sorumlu konumda şirkette yer alırken, kız çocukları geri planda tutuldu, bazı örneklerde damada daha aktif görev verildi. Bu örnekleri bulmak için çok gerilere gitmeye de gerek yoktur.

   Kadınlar, önlerine halı serilerek değil, kapasiteleri, çok erken kanıtladıkları becerileriyle, aile şirketlerinde görev üstlendi. Babasını değil, annesini örnek alıp, sıfırdan kurumsal, marka değeri olan işletme var etmenin harika örnekleri de gözümüzün önündedir.

Kadın girişimci örnekleri o kadar çoğaldı ki, yazımda isim örneklemesi yaparak, takdiri hak eden başka kadınlara saygısızlık yapmak istemedim.

***

Dört yaşındaki, Kıbrıs Türk İş Kadınları Derneği’ni kurulduğu tarihten başlayarak izliyorum. Hiçbir örgüt, koyduğu hedeflerine, amaçlarına bu kadar sadık kalarak ve somut sonuçlar elde ederek, bu kadar hızlı yol almadı.

   Kadınları, ev hanımlığı kıskacından kurtarıp, iş kadını yapma yolunda ayakta alkışlanacak başarılar elde ettiler.

   Başarılar, kolektif başarı öyküleri, daha büyük hedefleri önlerine ya koydu ya koyacak.

                                                                            ***

Önceki gün Türkiye’de kadın girişimci olarak da kendini kanıtlamış Kıbrıslı Türk İş Kadını Sıdıka Atalay aradı. Etkinlikte kendisi de konuşmacılardan biriydi. GİKAD’ın başarılarında yüksek takdirle bahsedip ekledi: “Yurt dışında çok büyük olasılıkla milyonun çok üzerinde Kıbrıslı Türk var. O Kıbrıslı Türkler içinde kadınlarımız da bulunuyor. GİKAD, neden yurt dışındaki Kıbrıslı Türk kadınları da çalışma alanı içine almasın?”

… Biz bunları konuşurken İçim Hanım ve takım arkadaşlarının kulakları mutlaka çınlamıştır. Yola çıkarlarsa yolda kalmayacaklarına eminim.

GİKAD ve kadınların, ev hanımlığı kıskacından, kurtarılması…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.