Derviş Eroğlu, 7 Mart 1938’de Ovgoroz’da (Ergazi) doğdu.
Kıbrıs Türk Siyasal yaşamının en uzun ömürlü siyasetçisidir.
Milletvekilliği, bakanlık, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulundu.
Kendisine sormadım ama örnek aldığı bir siyaset adamı yoktur. Çünkü kendine göre bir siyaset yapma çizgisi oluşmuştur.
Sanırım, eşi ve çocukları dahil, kimse, Eroğlu’nun yüksek sesle konuştuğunu duymadı.
Sessizliği başka kararlılığı başkadır.
Derviş Eroğlu, 1983’te UBP Genel Başkanlığı görevini üstlenene kadar UBP Genel Başkanları Rauf Denktaş tarafından belirlenirdi. Eroğlu’nun Denktaş’ın rızası olmaksızın UBP Genel Başkanı olması, UBP’nin kendi öz güveninde, parti içi irade oluşumunda, bir dönüm noktasıdır.
Eroğlu. 11 Dönem UBP Genel Başkanlığı yaptıktan sonra 29 Kasım 2008 tarihinde son kez UBP Genel Başkanlığına seçildi.
2010’da Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı. 2015’te yeniden cumhurbaşkanı seçilememesinin ardından aktif siyasetten ayrıldı.
Buraya kadar yazdıklarımı, açmaya, detaylandırmaya çalışsam, en az 50 makale yazarım.
***
Derviş Eroğlu ile, 30 yılı aşkın çok sağlıklı, saygı ve sevgiye dayalı bir iletişimim var. Hiçbir zaman, önemli ya da önemsiz, hiçbir talebim olmamıştır.
Belki daha da önemlisi, çok samimi ve yakın iletişimimize rağmen, benden, bir tek defa bile oy istememiş ve de benim oy istikametimden rahatsızlık duyup, yansıtmamıştır.
Böyle bir iletişim olgunluğunu bir ikinci şahısta görmedim.
***
Dün Derviş Eroğlu’nun doğum günüydü.
Davet beklemeden, önden haber vermeden, çalışma ofisine gittim.
Kapının önünde, araba kalabalığı ve içerdekilerle bağlantılı, şoför, görevli ve de güvenlikçi polisler…
Kızı Aslı Eroğlu, “Hoş geldin” deyip, çalışma odasına yöneltti.
Kapıyı açıp, içeriye başımı uzattığımda, içerisinin, dolu olduğunu gördüm.
UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, tüm ilçe başkanları, kadın kollarının önde gelen isimleri ve bazı milletvekilleri, kısaca UBP’nin üst yönetimi ordaydı.
Derviş Eroğlu’nun bakışlarına göre, beklenmedik misafir değildim, ancak ötekilerin bakışları için aynı tanımlamayı yapamam.
Üç mumlu doğum günü pastası mumları yanarak getirildi. Eroğlu, üflemek için acele etmedi. “Mumlar sönüyor” uyarısı üzerine de Ünal Üstel’le birlikte üflediler.
***
Dünkü sohbetin içeriği kadar, yansıması ya da hissettirdikleri de çok önemliydi.
UBP’de Genel Başkanlıkla birlikte liderlik de tabandan destekle elde edilmezse, genel başkanlık kalıcı anlam taşımaz.
Eroğlu’nun dışında UBP Genel Başkanlık koltuğuna oturanlar oldu. UBP Genel Başkanlığı boş kalmadı. Ancak hiçbiri lider olamadı.
Derviş Eroğlu, 86 yaşındadır. Aktif siyasetten koptu. Geri dönmesi söz konusu değil. Ancak dün, gayet net olarak gördüm ki, Eroğlu, genel başkan olmasa da UBP’nin lideridir…
Öteki partilerin de, hayatta olan eski genel başkanları vardır. Hiçbirine UBP’lilerin Eroğlu’na gösterdiği saygı gösterilmiyor. Bunu nedeniyle ilgili farklı değerlendirmeler yapılabilir elbette.
***
Dünkü sohbete, ben de, özellikle UBP ve koalisyon anlayışıyla ilgili, pek çok kez yazıp söylediklerimin tekrarı olabilecek görüşlerimi seslendirdim.
UBP’nin küçük ortaklara ipi fazladan kaptırdığımı söyledim.
Derviş Eroğlu, “Ben de koalisyon kurdum ancak belirli bakanlıkları küçük ortağa vermedim. Sonra bakıyorum, çok önemli bir bakanlık, istemeden küçük ortağa veriliyor.” dedi.
Başbakan Ünal Üstel, “Haksızlık yapıyorsunuz” demedi. Tam aksine özellikle finansal ve ekonomik kurumsal yapılarda, inisiyatif almak için harekete geçtiklerini söyledi.
***
Derviş Eroğlu, güncel sahte diploma ve paralelinde yaşananları da sohbet ortamına taşıyarak, “Bu kadar üniversite çok fazla. Soruşturma konuları temizlenmeli, adalet yerini bulmalı ki üniversitelerimiz zarar görmesin” deyince Başbakan Ünal Üstel, kısa ve net bir katkı koydu: “Kapatma filan yok. Suçu yapan cezasını çekecek.”
***
Bir ekleme yapayım son olarak.
Dün gördüğüm tabloya göre, tabanı bilmem ama oradaki UBP yetkilileri Ünal Üstel’in genel başkanlığını ve Başbakanlığını kabul etmiş durumda.
Yorumlar kapalı.