8 Kasım 2001… Özellikle yabancı diplomatlarla konuşurken, Kıbrıs sorununa çözüm amaçlı ciddi bir girişim olabileceğini hissediyordum. Oldukça iddialı bir başlıkla, “Anlaşmayı Denktaş ve Klerides imzalayacak” diyerek aşağıdaki yazımı yayımladım. Toplum konuşuyordu. Denktaş ise “Halkı umutlandırıyorlar” diyordu. Ancak çabalar bizi Annan Planı Referandumuna kadar götürdü. Rumların “HAYIR” demesi, Kıbrıslı Türklerin “EVET” demesini sıfırladı.
İşte 23 yıl önce böyle bir günde yayımlanan yazım:
“ – Kıbrıs sorunu ne olacak?
– Hallolacak.
– Ne zaman?
– Çok yakında.
– O yakın zaman bize ne kadar yakın?
– Belirlenen takvim çalışıyor. Olağanüstü bir gelişme olmazsa yeni yılla birlikte görüşme süreci hızlanacak, 2002 yılı içinde varılacak çözümün çerçevesi belli olacak, Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs’ın AB üyelik sürecine katılacak ve önümüzdeki üç yıl içinde çözüm fiilen yaşam bulacak.
– Anlaşmaya Denktaş ve Klerides imzalayacak mı?
– Evet.
Bu tür diyaloglar günlük yaşamımızın parçası oldu.
Demeçlerdeki şahinleşme ne olursa olsun Kıbrıs sorunu çok süratli bir şekilde çözüme doğru yaklaşıyor.
Kıbrıs sorunundaki en zor yan masada Kıbrıs Türk ve Rum taraflarının görüşür görünmesine karşılık esasta perde gerisinde Türkiye ve Yunanistan’ın görüşür olmasıdır. Hep altını çizerim sorun sadece adada yaşayanların beklentileriyle sınırlı olsa Kıbrıs sorunu çok kısa sürede çözüme ulaşır. Hele ada Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Yunanistan’a yakın olmasa çözüm bir o kadar daha kolaylaşır.
– Bu yaklaşım Kıbrıs’taki iki lider Denktaş ve Klerides’in etkisini azaltır mı?
– Hayır azaltmaz. İki liderin de siyasi karizması yüksek. Rum kesiminde Türk tarafına göre daha demokratik bir yapı olduğu için yetki ve sorumluluk daha geniş bir tabana sahiptir. Artı Makarios’un ölümü sonrası Rum toplumu Kiprianu, Vasiliu ve Klerides’in başkanlığını yaşadı, yaşıyor.
Kıbrıs Türk tarafında Denktaş, 1950’li yıllardan beri lider konumundadır. Denktaş’ın siyasi karizması bugün Türkiye siyasetinin en ön sıralarındaki pek çok politikacıdan öndedir. Denktaş’ın kabul etmeyeceği ve sesli olarak karşı çıkacağı bir anlaşmaya Türkiye’de imza atacak politikacı yoktur. Denktaş çeşitli nedenlerle Kıbrıs’ta ciddi anlamda güç kaybı yaşasa da özellikle Türkiye’de etkinlik bakımından en güçlü dönemini yaşıyor.
– Denktaş çözüm istiyor mu?
Denktaş, Turancı çizgisinde bir Türk milliyetçisidir. Gönlündeki aslan farklı olabilir. Ancak şu an için Denktaş, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı ve özellikle ayrı egemenlik hakkını koruyacak bir anlaşmaya imza atmaya hazırdır. Hatta ısrarlı göründüğü bazı konuların takvime bağlanarak benimsenmesini de kabul edebilir.
Denktaş ve Klerides görüşme masasında uzlaşmakta zorlanan iki lider olmalarına rağmen geçmişten gelen dostluğu olan iki insandır da.
Yıllardır anlaşamayan Denktaş ve Klerides, olumlu koşulları yaratabilecek konumdadır da.
Kamuoyuna yansımayan doğrudan Denktaş-Klerides temasları vardır. Çeşitli vesileler Denktaş-Klerides telefon görüşmelerine fırsat olmaktadır.
Pileli Ömer Gazi Tekoğul’un serbest kalması çalışmaları içinde gerçekleşen Denktaş-Kerides telefon görüşmesi, geçtiğimiz 2 Kasım 2001 Cuma günü tekrarlandı.
Rum Yönetimi Başkanı Klerides’in kardeşinin ölümü nedeniyle Rauf Denktaş, Klerides’i telefonla arayarak başsağlığı diledi. Kuşkusuz bu Türk görüşmeler salt iki kelimelik başsağlığı dileği işlevini yerine getirmiyor. Onun ötesinde yakınlaşmaya da ciddi katkısı vardır.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Klerides’le yüz yüze görüşmesinin yararlı olacağına inandığını dile getirmektedir. Medya ve kamuoyunu baskısından uzak böyle bir görüşmenin yararın ötesinde gerekli olduğuna inananların sayısı da az değildir.
Önümüzdeki günlerde böyle bir buluşmanın gerçekleşmesi kimseye sürpriz olmasın.” (8 Kasım 2001–KIBRIS)
Yorumlar kapalı.