Bugün 1 Eylül Dünya Barış günü…
Barış dendi mi aklıma ilk gelenleri düşünüyorum… Fark ediyorum, uzun yıllardır, barış dendi mi aklıma öncelikle gelenler değişmiyor… Keşke barışla ilgili beklentilerimiz azalsa…
Yine de düşünüp sıralıyorum…
Barış, insanın insan gibi yaşamasının vazgeçilmezidir.
Barış; ekmek, su, hava gibi ihtiyaçtır.
Yüreğinde insan sevgisi olan herkesin barış mücadelesine omuz vermesi, aktif katkı koyması, barış savaşımının daha ileri noktasına taşınmasını sağlayacaktır.
***
Dünya iki büyük dünya savaşı yaşadı. Savaşın bedelinin ne denli ağır olduğu görüldü.
Tüm senaryolara rağmen, değişen koşullarda yeni dünya savaşı olasılıkları azdır.
Ancak yöresel savaşlar devam ediyor..
İsrail’in Gazze’de çoğunluğu kadın ve çocuk, 40 bin Filistinliyi öldürmesi ve dünyanın seyretmesi, asla kabul edilemez. ‘İsrail, soykırım yapıyor, insanlık suçu işliyor’ diye haykırıyorum.
Bizler Kıbrıs’ta savaşın korku dolu yüzüyle, savaşı yaşayarak tanıştık. Bu nedenle, barış istemimizi, kararlılıkla yaşatmak, ileri taşımak durumundayız.
***
Bir grup siyasinin zaman zaman kullandığı bir tanımlama vardır: “Kıbrıs’ta barış vardır, arayış Kıbrıs sorununa çözüm bulmak içindir.”
Ancak aynı çevreler işlerine geldiği zaman da “Kıbrıs’ta 1974’ten beri ateşkes durumu vardır”, diyebilmektedir.
Kıbrıs’ta yıllardır, sıcak çatışma yoktur. Doğrudur. Ancak, Kıbrıs sorununa taraflarca kabul edilecek bir çözüm bulunmadığı sürece, gerçek anlamda barıştan söz etmek, mümkün değildir.
Bu nedenle Kıbrıs sorununun çözümü barış mücadelesinin parçasıdır.
***
Kıbrıs’ta çözüm için Kıbrıslı Türkler daha net bir irade ortaya koydu. Ancak sadece Kıbrıslı Türklerin EVET demesinin yetmediğini yaşayarak gördük.
Bundan sonra da tek yanlı istekler yetmeyecek.
Şartlar ne denli olumsuz olursa olsun Kıbrıs’ın kuzeyinde, güneyinde ve Kıbrıs’la ilgili tüm merkezlerdeki barış ve çözüm çabalarının ortak bir noktada buluşması sağlanmalıdır.
Kimin daha barışsever olması çok önemli değildir. Önemli olan barış çabalarının, farklı yollardan aynı noktaya varıp varmadığıdır.
***
1 Eylül Dünya Barış Günü, adanın kuzeyinde ve güneyinde, sınırlı kuruluşlarca değil, iki tarafta siyasi erki elinde tutanların ortak iradesiyle kutlanılması gereken en anlamlı gündür.
1 Eylül, geçmişten gelen acılar nedeniyle aynı kürsüden, ÖZÜR DİLEMEK İÇİN DE BİR FIRSATTIR.
***
2004 yılında Güzelyurt’taki Ayos Mamas kilisesinde Omorfo Metropoliti Neofitos, din adamlarına görev hatırlatması yapıp söylediklerini, 20 yıl sonra kulaklara küpe olması için anımsatmak isterim:
“Eğer Kıbrıs’ta din adamlarının oynayacağı bir rol varsa bu, yurdumuzda yaşayan bütün toplumların barış içinde, bir arada yaşamasına hizmet etmektir. Piskoposların, Papazların, İmamların rolü şairin dediği gibi “tüm gönüllerde, tüm dudaklarda aynı ağırlığı olan o sözleri bulmamıza” yardımcı olmalıdırlar. Açıkçası, sözcüklerin özgül ağırlığını bulmamız gerekiyor. Çünkü, maalesef henüz sözcükler, herkesin yüreği ile dilinde aynı ağırlığı taşımıyor.”
Yorumlar kapalı.