
KKTC’ye uygulanan izolasyonların ya da ambargoların tümünden, en yüksek rahatsızlık duyanlardan biriyim.
Bunu, yabancılarla iletişimimde de altını çize çize söylerim.
Kıbrıs sorunu, çözümsüz uluslararası bir sorundur.
Bir biçimde, sonuçlanmamış bir davaya benzetmek de mümkündür.
Yargı süreci devam ederken, davanın taraflarından biri, bedel ödüyor.
Suçlu, biz miyiz ki bedel ödüyoruz?
Dava sonuçlansın, suçlu kimse cezasını çeksin.
İzolasyonların, ambargoların tümünü insan haklarına saldırı olarak da nitelerim.
***
Rumlarda tipik Stockholm Sendromu var.
Bir taraftan Türkiye’ye ‘işgalci’ derler, öte yanda Türkiye ile her türlü spor karşılaşması yapıyorlar.
Mevcut durum devam ederken Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek için canlarını yiyorlar.
1986’da APOEL, ‘Ben işgalci Türkiye’nin takımı ile oynamam’ deyip, İstanbul’a gidip Beşiktaş’la oynamadı. Hem de cezayı göze alarak.
Ondan sonra ‘Kuzucuk’ gibi oynadılar.
Anlayacağınız Rum – Yunan ikilisinin dişi Kıbrıslı Türkleri ‘kesiyor’. Buna uyan dünyada en büyük ve en uzun süreli insan hakları suçuna hayat veriyor.
***
Özellikle spor ambargosuna karşı, uzun süre kafa yormuştum.
Spor ambargosuna karşı, ciddi, sürekli mücadele başlatılsa, sonuç alınıp, bugünkü noktadan ileri gideceğimize yüzde yüz inanırım.
Bu iş, sözlü ve yazılı açıklamalarla, başarılamaz.
Önce adam gibi oturup, bu konuda güçlü yanlarımızı belirleyeceğiz. Sonra yola çıkacağız.
Sporun evrensel değerlerine saygısı olan kimse, bize uygulanan spor ambargosunu savunamaz.
***
Türkiye bizi yalnız bırakmıyor.
Allah razı olsun.
Ancak, Türkiye’nin KKTC’yi tanıması, EKSİKSİZ BİR TANIMA DEĞİLDİR.
Rum yönetimi dediğimiz Kıbrıs Cumhuriyetini tanımaması ise EKSİKSİZ BİR TANIMAMA DEĞİLDİR.
Popüler spor dallarında sportif temas yapamamamızın dışında, ulaşım, haberleşme, ticarette ilişkimiz tanınmış ülkeler düzeyindedir.
Dünya, uçak ve gemiler, KKTC hava ve deniz limanlarını kullandı diye, Türkiye’ye ambargo uygulayamıyor.
Hatta dünyanın neresinden uçulursa uçulsun son ulaşılacak nokta Ercan’sa bagajlara, Ercan etiketi bağlanıyor.
***
Türkiye’nin KKTC ilişkilerine, Türkiye’yle iyi ilişkileri olan Türk ve İslam devletlerinin katılması için sonuç amaçlı girişimler yapılmalıdır.
KKTC’de, Azerbaycan’a yönelik çok sıcak duygular vardır.
KKTC’de dahil edilerek, TEK MİLLET ÜÇ DEVLET, diyoruz..
Ancak sıra adım atmaya gelince Azerbaycan’ın geri çekilmesini anlayamıyorum, ya da kabul edemiyorum.
Arife günü KKTC merkezli FlyKTHY, Adana üzerinden, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye uçmak için son ana kadar çaba harcadı.
İlk seferde uçak boş gidip, dolu olarak Ercan’a dönecekti, Adana üzerinden.
Azeri yetkililer, doğru dürüst mazeret bile seslendirmeden, uçuşa izin vermedi.
Pazartesi, KTV’de konuğum Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’ya konuyu sordum. Bilgimin doğru olduğunu ve sorunun henüz aşılamadığını söyledi.
Kimse kusura bakmasın, ambargoların kırılmasında dost, kardeş gördüğümüz ülkelerden laftan öte eylem bekleyenlerin safındayım.
‘Adana aktarmalı Bakü uçuşları neden olmadı?’
Yetkililer açıklasın, bilelim.
Azeri yetkililer de açıklarsa, çok daha kapsamlı bilgi sahibi oluruz.