
Asil Nadir, İngiltere’de haksızlığa uğradığına hep inandı.
İngiliz adaletine güvenmediği için, yasal olmayan yollardan, İngiltere’den ayrıldı, kaçtı.
Birileri, İngiliz adaletine güvenmesi yönünde kendisini ikna etti. Gitti.
Mahkum edildi. Dünyada koşulları en ağır hapishanelerin birinde yıllarca kaldı. 19 intihara ve neredeyse her birkaç günde bir, bıçaklamalara, akan kan sellerine tanıklık etti.
Asil Nadir, haklılığına ve İngiliz yargıçların, hükümetin, kendisine 3-5 milyar sterlin tazminat ödemesi için karar vereceğine inanıyordu.
Bunu, İngiltere’ye dönme kararı vermeden konuşurken, ‘Asil Bey, haklı bile olsanız, hangi İngiliz mahkemesi, İngiliz hükümetinin size 3-5 milyar sterlin ödemesi yönünde karar verebilir?’ dediğimi çok iyi anımsarım.
Bir tarafta Asil Nadir, öte yanda İngiliz hükümetinden öte İngiliz kamuoyunun çıkarı.
***
Elbette devlet, en büyük kurumsal yapıdır.
İsterseniz, tüm vatandaşlarının ortak olduğu, en büyük şirket bile deyiniz.
Hukukun üstünlüğü kuralına, devletin kurumları da uyacak elbette.
Ancak, tefsire açık, dahası, kişiye çok net haksız kazanç sağlayan konularda, devletin, yargının parçası olan kurumlar, kamu yararını değil, kişinin yararını savunmaz.
***
Mağusa’daki Palm Beach Hotel, 1974 sonrası, kuzeydeki devletin, mülkiyetine geçmiş bir taşınmaz maldır.
Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi tarafında kiralanıyor.
Defalarca yazdığım için yeniden süreci baştan başlayarak yazmama gerek yok.
Kısaca, devlet Palm Beach Hotel’i, 1. kiracıya, yaklaşık 50 bin dolar yıllığına kiraladı. 1. kiracı, mükellefiyetini eksiksiz yerine getirmedi. Bu nedenle sözleşmesi çok rahat iptal edilebilirdi.
Bir biçimde 1. kiracıya, Palm Beach’i 2. kiracıya kiralama hakkı tanındı. 1. kiracı devlete 50 bin dolar civarında kira öderken, devletin malını kiraladığı 2. kiracıdan, yüzbinlerce EURO kira almaya başardı.
Talep ettiği kira milyon EURO’ya yaklaşınca, 2. kiracı, ‘Yeter artık’ deyip, tavır koydu.
***
Palm Beach Hotel, birilerinin, devlet malları üzerinden haksız kazanç sağlamasının en çarpıcı örneğidir.
Hatta, toplumsal konulara duyarlı olan herkes, devlete 50 bin dolar verip, devletin malından yedi yüz bin EURO’nun üzerinden kazanç elde edilmesini, adaletsizliğin, haksız kazancın en çarpıcı örneklerinden biri olarak niteliyor.
***
İlginç olan Ünal Üstel hükümeti, adaletsiz ve haksızlığa son verip, kamu yararı için sözleşmeyi iptal ederek, malına sahip çıkma yönünde adım atmak istediği zaman karşısında Savcılığı buldu.
Bizlere ulaşan bilgilere göre Başsavcılık, hükümetin talebini yargıda savunmada isteksiz tavır takınırken; özelden, hükümetin, kararını savunmak için avukat tutmasına da engel oluyor.
***
Farkındaysanız, açık isim yerine 1. ve 2. kiracı yazdım.
Neden?
Burada önemli olan isimler değil, uygulamanın bütününde kamu vicdanını yaralayan, mevcut durumdur. Palm Beach’e yirmi milyon dolara yakın yatırım da yapan 2. kiracı, ihtilaflı olduğu 1. kiracıya veremediği kira karşılığı aylık 50 bin EURO’yu, devlete ödemek istedi. Bir kez de ödeme yaptı… Yine savcılık, paranın alınmasına da izin vermedi.
***
Palm Beach Hotel’de sorun ya da ihtilaf, 1. ve 2. kiracı arasında değildir. Temel sorun 1. kiracı ve devlet arasındadır.
Hükümetin şahsında devlet, kişiye haksız kazanç sağlayan durumu sonlandırıp, kamu yararına uygun karar vermek istiyor. Bu kadar basit.
***
Yazımı sonlandırmadan, Palm Beach dosyasından kabul edilmesi çok zor bir konuyu da yazayım.
Palm Beach Hotel’in araç park yerinin bir bölümü ile düğün alanı, farklı bir Rum’a aitmiş. 1974 sonrası Palm Beach’le birleştirilerek değerlendirilen bu alanın, Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden 1. kiracı tarafından satın alınmasına imkan verildi.
Yetkililere, karar verici konumda olanlara sordum.
Devletle, 1. kiracı arasında sözleşme sonlanırsa, devlete ait Palm Beach Hotel’in önemli bir parçası olan o arazi ne olacak?
Bunu düşünmeden hangi akılla, o arazinin, pratikte Palm Beach’te var olmayan 1. kiracı tarafından satın alınmasına, onay verildi?
Allah aşkına, ‘Kiracılıktan dolayı hakkı vardı’, demesin kimse… Kamu yararı korunmadan, haksız kazanca kapı açan bir mevzuat, hukukun üstünlüğü sınırları içinde izah edilemez.
Adaletsiz uygulamadan, haklılık üretilemez.
Yorumlar kapalı.