Hakan Gündüz

Anayasa değişikliği, başkanlık sistemi ve yüzümüz gözümüz






Sosyal ok bugün başlıktaki tartışmaya süzülüyor. Konu sıcak ve tartışmalı. Aslında son dönemde bu konuda gündeme gelen temel nokta bir “Başkanlık Sistemine Geçiş” tartışması değildir.
   Burada çok hantal olan bir kamu düzeninin sıkıntılarının giderilmesi kaygısı vardır. Bu hantallığın baş sebebi de mevcut anayasa olduğu açıktır.
   Yürürlükteki anayasamız 1985 de yürürlüğe girmiştir. Buradaki sıkıntı anayasanın hazırlanma mantığıdır. Anayasamız “Türkiye Cumhuriyeti 1980 askeri darbesi” sonucu oluşan, darbe anayasası dediğimiz son derece tutucu ve sistemi hantallaştıracak kadar detaylı bir anayasasının mantığı ile yazılmış bir anayasadır. Ayni uzmanlar tarafından yazılmıştır.
   Bu hantal ve aşırı yasakçı, engelleyici, her noktaya düzenleme getiren ve her kamu değişikliğine takoz koyma yolları açık bir anayasadır.
   Sık sık bu sebepten değişmesi gündeme gelmekte ancak bir türlü değişimi sağlayacak uzlaşı mümkün olmamıştır. Yürütmeyi tıkayan, yasamayı hantallaştıran, yargıya aşırı yük getiren bu anayasa kamu yararı açısından değiştirilmek istenmektedir.
   Yürürlüğe girdiği tarihte bile hukuken sakat diye nitelenen birçok uygulama tartışması olan bu anayasa 2019 a geldiğimizde kamu yönetimine ciddi sorunlar çıkarmaktadır.
   Dünyada yürürlüğe giren ilk anayasa 1781 de yürürlüğe girmiş ABD anayasasıdır. 1 sayfadır. Bu anayasada ülkenin temel prensipleri belirtilmiştir. Detay yasalar sürekli güncellenir.
    Bizim anayasamız o kadar detaylıdır ki her noktayı dokunmaktadır. Ve değişimi de engellemek için bir çok şart koşan muhafazakar bir yapıya sahiptir. Şimdi tartışma bu merkezden okunmalıdır. İç siyasetimizde bu konuda oluşan konsensüs budur.
   Ama biz her zaman olduğu gibi temel mantıktan uzaklaşarak olayı sanki “ Başkanlık sistemi” tartışmasıymış gibi gündeme getiriyoruz. Türkiye’nin de başkanlık sistemine geçmesi de “acaba bizde de oluyor mu” düşüncesi de buna başka bir nedendir.
   Şimdi gelelim Başkanlık sistemine. Bize uyar mı? Uydurursanız uyar. Ancak siyasal kültür burada çok önemlidir.  Demokrasi kültürünü medeniyet seviyesinde içselleştirememiş toplumlarda önemli sıkıntılar olabilir. Kuvvetler ayrılığı çok kesin ve net olmalıdır. Yani yasama, yürütme ve yargı çok kesin birbirinden ayrı olmalı ve birbirini iyi destekleyip ayni zamanda da iyi denetlemelidir.
   Aksi diktatörlüktür. Aksi Tiranlıktır.
   Her zaman yaptığımız gibi her şeyi isteyip hiçbir şey yapmazsak, bu tartışmaları ve olası sistem değişikliklerini de yüzümüze gözümüze bulaştırmamız yüksek olasılıktır.
   Dikkat etmeli…

 

Anayasa değişikliği, başkanlık sistemi ve yüzümüz gözümüz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir