
Cumhurbaşkanlığı yeni yerleşkesi, Cumhuriyet Meclisi yeni yerleşkesi, Yüksek Mahkeme, Milli Kütüphane ve Milli Park’ın açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla yapıldı.
Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı yeni yerleşkesi projesi, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı sarayı olarak bilinen binanın süreç içerisinde hizmet vermesinde yetersiz kalması ve devletimize yakışır bir çalışma imkânı olma durumunu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, 15 Kasım 2020 tarihinde açması ve sonrasında her iki Cumhurbaşkanı’nın müşterek mutabakatları doğrultusunda hayata geçmiştir.
En başta her iki Cumhurbaşkanı’nın müşterek mutabakatları doğrultusunda bulunacak 5 dönüm arazi içerisine sadece Cumhurbaşkanlığı yeni yerleşkesi yapılması planlanmıştır.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın talimatı doğrultusunda yapılan araştırmalar neticesinde 5 dönüm arazi aranırken Lefkoşa’nın merkezinde 500 dönüm arazi bulunmuştur. Yaşanan bu gelişmenin ardından yine her iki Cumhurbaşkanı’nın müşterek mutabakatlarıyla Cumhurbaşkanlığı yeni yerleşkesine ek olarak Cumhuriyet Meclisi yeni yerleşkesi, Yüksek Mahkeme yeni binası, Milli Kütüphane ve 400 dönüm içerisine Milli Park yapılmasına karar verilmiştir.
Söz konusu projenin tamamlanmasıyla KKTC’nin itibarına ve imajına yakışır bir eser kazandırılmıştır. Söz konusu durum Yüce Türk Milleti açısından son derece Millî ve Tarihî bir karar olmuştur…
Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının varlık ve özgürlük mücadelesinin taçlandığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir devlet olarak gitgide daha da güçlenen ve yükselen varlığının sembolü olmuştur.
Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi bu topraklardaki varlığımızın kalıcı, tarihî, meşru olduğunu simgelemektedir.
Bu önemli projenin hayalden gerçeğe dönüşmesinde her daim Kıbrıs Türk halkına ve KKTC’ye olan güçlü desteği ile yanımızda hissettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Tarihte bağımsızlık elde etmiş Devletler, egemenlik alanı içerisinde Anayasaları ile sınırlanan vatan topraklarında oluşturdukları, köy, kasaba ve şehirlerde inşa ettikleri hükümet binalarının en görkemlisini payitaht olarak kabul ettikleri baş şehirlerinde inşa etmeyi başarmışlardır. Ayrıcalıklı yapı stiline ve görünüşüne sahip olan söz konusu binalar, tıpkı ulusal bayrakları gibi Devletin ve mensup olduğu ulusun bekasını, gücünü ve heybetini sembolize etmekte; bağımsızlık nişanesi olarak da itibarını devam ettirmektedir. Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyeti Meclisi, etrafındaki çevre düzenlemesi ile KKTC’nin itibarına ve imajına yakışır şekilde bir eser kazandırılmıştır. Bu kapsamda yeni Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi şimdiden KKTC’nin sembolü olmuştur…
Ayrıca Lefkoşa’da 400 dönüm üzerine yürüyüş ve bisiklet yollarının da içerisinde yer aldığı Milli Park’ın da Londra’nın Hyde Park ve New York’un Central Parkı gibi sonsuza kadar genelde KKTC, özelde Lefkoşa’da yaşayan vatandaşlarımızın hizmetine sunulmasına sayılı günler kaldı…
***
Cumhurbaşkanlığı sarayı olarak bilinen binanın üzerinde yer aldığı burç; Venedik döneminde 1567 yılında Quirini ailesi tarafından yığma toprak oluşturulmasıyla meydana getirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin 1571’de Ada’yı fethetmesinden sonra bu burç bölgesinde cephanelik oluşturulmuş bu nedenle de buraya Cephane veya Cephanelik Burcu denilmiştir.
Kıbrıs Muhassılı Silâhtar Mustafa Ağa, Lefkoşa’nın su ihtiyacının giderilmesi maksadı ile bu burç bölgesine ilerleyen dönemde gerek yeni su kanalları inşa ettirmiş gerek mevcut eskiyen su kanallarını tamir ettirmiş gerekse su akışını hızlandırabilmek maksadı ile değirmen yaptırmıştır. Dolayısıyla gerek Kıbrıs Muhassılı Silâhtar Mustafa Ağa’nın Lefkoşa’ya su getirilmesi yönünde vermiş olduğu üstün hizmetine hürmeten gerekse cephaneliğin bu burç altında oluşturulması nedeniyle buranın “Silihtar” olarak isimlendirildiği de görülmüştür.
İngiliz döneminde bu burç üzerine Lefkoşa komiserlik binası olarak kullanılması maksadı ile mimar Robert Macartney tarafından (1920’li yıllarda) bir bina projesi çizilmiştir. Lefkoşa komiserlik binası ve ikametgâhının inşası 1939 yılında tamamlanarak hizmete girmiştir. Söz konusu bina 1939 ile 1959 yılları arasında İngiliz Sömürge Yönetimi tarafından aktif olarak kullanılmıştır.
Söz konusu bina 16 Ağustos 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 18 Şubat 1973 gününe kadar Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak Dr. Fazıl Küçük tarafından çalışma ofisi ve ikametgâh olarak kullanılmıştır.
18 Şubat 1973 tarihinde Dr. Fazıl Küçük Cumhurbaşkanı Muavinliği’nden ayrılarak yerini Rauf R. Denktaş’a bırakmış, dolayısıyla 1973’ten itibaren Rauf R. Denktaş Cumhurbaşkanlığı binasında çalışmalarını sürdürmeye başlamıştır.
13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ilan edilmesinden sonra Devlet Başkanı görevini yürüten Denktaş, 8 Haziran 1975’te kabul edilen Federe Devlet Anayasası uyarınca 20 Haziran 1976 tarihinde yapılan ilk genel seçimlerde, Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanlığı’na seçilmiştir. Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi, 17 Haziran 1983 tarihinde Self Determination (kendi kaderini belirleme) kararı alması çerçevesinde 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan edilmiştir.
1983 yılında KKTC’nin ilanıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak hizmet veren tarihi binada sırası ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet A. Talat, 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı görev yapmış ve günümüzde de 5. Cumhurbaşkanı olarak Ersin Tatar görevini sürdürmektedir.
Kıbrıs Türk halkı, uğramış olduğu her türlü haksızlığa karşı anavatanı ile birlikte göğüs gererek devletinin temellerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak bilinen binada 1964’te Genel Komite Yönetimini, devamında Geçici Türk Yönetimi, Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, KTFD ve KKTC’yi kurmuştur…
***
16. Yüzyılda Venedikliler Dönemi’nde Lefkoşa Şehrini düşman saldırılarından korumak üzere inşa edilen surların iç kısımları yığma toprakla doldurulmuştur. Sonraki süreçte bu surların etrafları taşlarla örülmüştür.
Surlar üzerine İngiliz döneminde çeşitli binaların yapıldıkları bilinmektedir. Surlar üzerine yapılan binaların kütlesel ağırlıkları ciddi manada riskler oluşturmaktadır.
Tarihi süreç içerisinde söz konusu binalara gerek birtakım eklemeler yapılması çerçevesinde yük kapasitelerinin kontrolsüz biçimde artarak oluşturduğu risk, gerek su atıklarının sur içerisine akıtılması nedeniyle meydana gelen tahribat ve gerekse tarihi surlara belirli aralıklarla kontrol ve bakım çalışmaları yapılmaması nedeniyle surlarda çökmeler meydana gelmiştir.
Surların yıllar içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı yıpranması nedeniyle zamanında gerekli tedbirler alınmaması durumunda çökme, yıkılma ve toprak kaymasına bağlı riskler içerdiği konunun uzmanları tarafından belirtilmiştir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak bilinen bina, çökme, yıkılma ve toprak kaymasına bağlı riskler de içermektedir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak bilinen bina ve çevresine zeminin sağlam olmaması nedeniyle yüksek katlı büyük kapasiteli bir proje geliştirilmesi de mümkün görünmemekteydi.
***
3 Mayıs 2025 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla yeni yerleşkenin açılışı gerçekleşecektir. Söz konusu projenin hayat bulmasında birçok Kıbrıs Türk firması yer almıştır. Proje Türkiye’de ihaleye çıkmış ancak süreci yöneten firmanın çok sayıda Kıbrıs Türk firmasıyla iş yapmıştır. Yerel müteahhitler bu durumdan memnundur. Yerleşkenin her detayında buradaki Kıbrıs Türk firmalarının izleri ve hizmetleri vardır.
Not: Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesinde Başkanlık binalarından KKTC Cumhurbaşkanlığı yeni yerleşkesine giden tarihsel süreç” hakkındaki kitap Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın talimatı üzerine Mustafa Haşim Altan ve Gökhan Güler tarafından kaleme alınmıştır. Bu konuda daha detaylı bilgiye ulaşmak isteyenler“Silahtar’dan Metehan’a KKTC Cumhurbaşkanlığı Yeni Yerleşkesi” kitabını inceleyebilirler…
Yorumlar kapalı.