Türk Dünyasının UNESCO’su olarak kabul edilen Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı ‘TÜRKSOY’, kurulduğu günden bu yana Türk Dünyasında gönül birlikteliğini ve kardeşliğini güçlendirmek, ortak Türk kültürünü gelecek nesillere aktarmak ve dünyaya tanıtmak için çalışmaktadır.
‘Türk Dünyası Kültür Başkenti’ projesi TÜRKSOY’un önerisiyle “Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları 10. Zirvesi’nde kabul edilmiş ve Astana şehri bu kapsamda 2012’de ilk Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan edilmiştir.
2012-2024 yılları arasında “Türk Dünyası Kültür Başkenti” olarak ASTANA (Kazakistan), ESKİŞEHİR (Türkiye), KAZAN (Tataristan R.F.), MERV (Türkmenistan), ŞEKİ (Azerbaycan), TÜRKİSTAN (Kazakistan), KASTAMONU (Türkiye), OŞ (Kırgızistan), HİVA (Özbekistan), BURSA (Türkiye), ŞUŞA (Azerbaycan),
Son olarak da bu yıl Bursa’da düzenlenen TÜRKSOY Kültür Bakanları Daimi Konseyi 39. Dönem Toplantısı’nda Türkmenistan’ın Anev şehri “2024 Türk Dünyası Kültür Başkenti” olarak ilan edilmiştir.
Bu yıl Türk Dünyası Kültür Başkenti bayrağını 7 bin yıllık kadim bir geçmişe sahip bulunan Türkmenistan’ın Anev şehri, Azerbaycan’ın ŞUŞA şehrinden devraldı. 2024 yılı boyunca Anev şehri TÜRKSOY girişimleri ve projeleriyle Türk Dünyası’nın buluşma noktası olacak.
Anev, bu anlamda Türk Dünyasının 12. Türk Dünyası Kültür Başkenti olmuş oldu. Bugüne kadar Türk Dünyası Kültür Başkenti olan şehirlerin sonrasındaki süreçte ciddi bir büyüme ve atılım içerisine girdiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Türkmenistan Cumhuriyeti’nin Başkenti Aşkabat’ın 8 km. güneydoğusunda yer alan Anev, Türk dünyasının kadim bir şehridir. Anev, Anav, Anaua, Anua, Aaos şeklinde de yazılmakta, telaffuz edilmektedir.
İpekyolu güzergâhı üzerinde yer alan Anev’de yapılan kazılar sırasında şehir uluslararası olarak tanınmıştır. 160 km’lik alana yayılmış olan bölgede yapılan kazılarda, şehrin 7000 yıllık tarihi ile antik dönemde Orta Asya’da bulunan en gelişmiş alanlardan biri olduğu ortaya çıkartılmıştır.
Neolitik dönemden izler taşıyan Anev’le ilgili olarak Orta Asya’da ilk yerleşik hayatın başladığı yer olduğu, Orta Asya’da avcı/toplayıcı tarzında yaşayan insanların burada yerleşik hayata geçtiği de ifade edilmektedir.
Sümerler’in MÖ 4500’lerden itibaren Asya içlerinden (Anev/Anu(Türkmenistan’dan) kalkıp Mezopotamya’ya gelerek yerleştiği öngörülmektedir.
Tarihi süreçte medeniyetin, tarihin, hukukun, bilimin, edebiyatın, tarım ve ekonominin Sümerliler ile başladığı öngörüldüğü için birçok millet atalarının Sümerliler olduğunu ileri sürmektedirler.
Prof. Dr. Osman Nedim Tuna, 165 Sümer kelimesini, hem anlam hem de fonetik bakımından uyan Türkçe kelimelerle eşleştirmiş.
Türkmen Begmurat Gerey, Sümer kültürünü arkeolojik buluntular, mimarlık, efsaneler, yer adları ve dil yoluyla Türkmen kültürü ile karşılaştırmış, anlam ve fonetik bakımından Türkmence – Sümerce 295 kelimeyi eşleştirmiştir.
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da yapılan son çalışmalarda Sümerlerle Türklerin ilişkisini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Sayın Çığ, Sümerlerin Mezopotamya’ya Orta Asya’dan göç ederken kültürlerini de beraberlerinde taşıdıklarını ‘Sümer’de Tufan, Tufan’da Türkler’ isimli kitabında ayrıntılı olarak ortaya koymaktadır…
Anev’da ayrıca 2005 yılında Ak Buğday Müzesi inşa edilmiştir. Türkmenistan’ın buğdayın anavatanı olarak anılmasına vesile olan, bölgedeki kazılarda bulunan 5000 yıllık buğday taneleri Ak Buğday Müzesi’nde sergilenmektedir.
Anev’in de içerisinde yer aldığı bu coğrafya kadim uygarlıkların kadim ve manevi merkezidir. Anev’de Türkmen halkının dünya sahnesindeki binlerce yıllık tarihinin izleri bulunmaktadır. Merv şehri, Nisa Şehri, Gonur Tepe, Konurgenç, Nadir Şah Türbesi, Kutluğ Timur Minaresi, Sultan Sancar’ın, Harezm Tekeş Şah’ın Sultan Alparslan’ın türbeleri sadece Türkmenistan’ın değil Türk Dünyasının dünya medeniyetine verdiği katkının simgeleridir.
Bu kadim coğrafyada nice büyük tarihî şahsiyetler yetişmiştir. Oğuz Kağan, Büyük Selçuklu Sultanı ve kahraman komutan Alp Arslan, Bayram Han, Dede Korkut, Büyük Şair Azadi Dovlet Mamet, Türkmen halkının sembolü, şair ve filozof Mahtumkulu Firaki bu topraklardan çıkmıştır.
TÜRKSOY’un yapmış olduğu çalışma ve organizasyonlar her geçen gün meyvelerini vermektedir. TÜRKSOY gün geçtikçe uluslararası alanda son derece önemli stratejik bir kuruluş olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam etmektedir
TÜRKSOY, Genel Sekreteri Sultan Raev ve Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf koordinasyonunda ve az sayıda özverili uzman çalışanlarıyla Türk Dünyasında büyük işler başarmaya devam etmektedir. Türk kültür ve sanatı zemininde yapılan faaliyetler çerçevesinde Türk devlet ve toplulukları arasında bulunan sevgi ve kardeşlik bağlarının her geçen gün daha da güçlendiğini görebilmek insana mutluluk ve umut veriyor.
Sonuç itibarı ile Anev’in 2024 Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan edilmesinin başta Türkmenistan’a, Türkmen halkına, Anev şehrine ve tüm Türk Dünyasına hayırlı olmasını diliyorum.
Gökhan Güler
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
Yorumlar kapalı.